Blog
‘Salyangoz-Adam’ Eseri, Antik Bir Şakayı Tasvir Ediyor Olabilir
'Salyangoz-Adam’ Eseri, Antik Bir Şakayı Tasvir Ediyor Olabilir
Sadece 2 cm uzunluğunda olan “salyangoz-adam” objesinin, 13. yüzyıl Yorkshire hicvinin bir örneği olabileceği düşünülüyor.
British Museum’un açıkladığına göre bu altın yaldızlı gümüş obje, geçtiğimiz yıl Pontefract yakınlarında bir arazide keşfedilmişti.
Altın yaldızlı gümüş kullanılarak ustalıkla işlenmiş bu eserde, bir keçinin sırtındaki salyangoz kabuğundan dua eder pozisyonda çıkan bir şövalye resmediliyor ve bunun, 13. yüzyıl Yorkshire hicvinin bir örneği olabileceği düşünülüyor. Ancak şakanın tam olarak ne olduğunu asla bilemeyebiliriz.
Eserin keşfini açıklayan British Museum’da geç dönem Ortaçağ koleksiyonu küratörü olan Beverley Nenk bunun oldukça sıradışı olduğunu söylüyor: “Çok küçük ve komik bir şey. Bunun gibisini daha önce görmemiştim.”
Sadece 2 cm uzunluğunda olan “salyangoz-adam” objesi, geçen sene Eylül ayında Batı Yorkshire’da bulunan Pontefract’e yakın bir arazide metal dedektörcüsü tarafından keşfedildi.
Ne olabileceği hakkındaki en iyi tahmin, sahibinin bu objeyi birine yaptırdığı ve rozet olarak ya da deri kemerine ya da kayışına iliştirerek kullandığı.
Nenk, korkaklığı sembolize ettiği düşünülen salyangozların genellikle tezhip edilmiş Ortaçağ el yazmalarının kenarlarında tasvir edildiğini söylüyor. Yani, bu obje “savaşta düşmanın korkak ya da pek şövalyece olmayan davranışını ya da üst ve şövalye sınıfının bir parodisini” temsil ediyor olabilir.
Nenk, hicivin Ortaçağ materyal kültüründe sıkça görüldüğünü ve hatta en popüler örneklerinden birinin, doktor yerine geçen bir maymunun Ortaçağ hastalıklarının teşhisi için en çok başvurulan yöntem olan bir tüp idrarın berraklığını ve rengini kontrol ettiği karikatür olduğunu söylüyor.
Bu örnek modern okuyucular için de anlaşılabilir. Fakat, Normandiya tarzı bir miğfer takan, muhtemelen dua eder pozisyonda ve bir keçinin üzerindeki salyangozdan bir bacağı öne doğru çıkan erkek şövalye herkese komik gözükmeyebilir. Bu yüzden müze ona “Ortaçağ memi” adını veriyor.
Nenk, “Sahibi için ne anlama geliyordu, ya da yapanın aklından neler geçti… Bilmiyorum.” diyor Nenk. Önerilere açık olduğunu da ekliyor.
British Museum, 2018’de bulunan nesneleri kapsayan en son yıllık eser raporunu yayınlarken, çoğu metal dedektörlü amatörler tarafından yapılan alışılmadık 2020 bulgularından bazılarını ortaya çıkardı.
Diğer alışılmadık 2020 buluntuları arasında Bedfordshire, Kensworth yakınlarında bulunan, MÖ 80 – MS 100 tarihleri arasından kalma çeşitli demir çağı nesneleri yer alıyor. Bunlar, İngiltere’nin demir çağının sonlarında insanların gördükleri kişisel görünüme gösterilen özen ve ilgiyi vurgulayan, alışılmadık şekilde dekore edilmiş bir ayna ve cımbız içeriyor.
Bir diğeri, Norfolk’un Doğu Walton bölgesinde bulunan, 1250-1350’den kalma altın bir ortaçağ Mühür kalıbı. Mektupları veya belgeleri mühürlemek için kullanılan bu objenin üzerinde, bir filin sırtında kale -ya da mahfe- taşımasının tasvir edilmesiyle aşılmadık bir obje olma özelliği taşıyor.
Nenk, Ortaçağ İngiltere’sinde çok az insanın gerçek hayatta canlı kanlı bir fil görebileceğini söylüyor. Bununla birlikte, 1255-57 yılları arasında Londra Kulesi’ndeki III. Henry’nin kraliyet hayvanat bahçesinde, Fransa’nın Louis IX’inden armağan bir fil bulunuyordu. Tasvir edilen görüntü ya buradandı ya da hacılık veya Haçlı Seferleri dolayısıyla doğuda bulunup geri dönen gezginlerin bu tür egzotik yaratıkları görmelerine dayanıyordu.
British Museum’un direktörü Hartwig Fischer şöyle söylüyor: “Her yıl, tarihimizin parçalarını ortaya çıkaran arkeolojik nesnelerin keşfedilmesinden ve bunların hepsi geçmişi anlamamıza katkıda bulunmasından mutluluk duyuyorum.”
“Bir kez daha önemli sayıda eser buluntusunun, bu objeler için genellikle çok önemli olan yerel bağlamı koruyarak, buluntu yerine yakın müzeler tarafından alınacağını görmek sevindirici.”
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >