Blog
1.000 Yıllık Sözleşme Eşcinsel Evliliğin Varlığını Kanıtlayabilir
Aynı aileden olmayan iki sivilin, bugün kilise malları olarak tanımlayacağımız varlıklarla ilgili kararlar alması o dönemde pek de şaşırtıcı değildi.
Zeynep Şoray - www.arkeofili.com
11. yüzyıldan kalma bir sözleşme, Orta Çağ İspanya’sında eşcinsel evliliklerin varlığını kanıtlayabilir mi?
Codex Vindobonensis 2554’ten alınmış, öpüşen iki aynı cinsiyetten çifti gösteren illüstrasyon. C: Österreichische Nationalbibliothek, Viyana.
1061 yılında, Pedro Díaz ve Munio Vandilaz adında iki adam, Kuzeybatı İspanya’daki Ourense şehrinin Rairiz de Veiga belediyesinde bulunan Santa María de Ordes kilisesi ve evinin yönetimini paylaşmak için bir yasal anlaşma imzaladılar. Soyadlarına bakıldığında, bu adamlar akraba değil, daha çok arkadaş gibi görünüyor.
Buraya kadar garip ya da istisnai bir durum yok.
Sıradan Bir Belge
Aynı aileden olmayan iki sivilin, bugün kilise malları olarak tanımlayacağımız varlıklarla ilgili kararlar alması o dönemde pek de şaşırtıcı değildi. Kiliseler ve manastırlar, genellikle en zengin ailelerin mal varlıklarının bir parçasıydı ve bu aileler, bu varlıklarla ne yapacaklarına tamamen özgürce karar verebiliyordu. Bu dönemde, kilise de tüm maddi varlıklarını tek taraflı olarak yönetme gücüne veya yeteneğine sahip değildi.
Bu anlaşmayı detaylandıran metin, yüksek Orta Çağ İspanya’sının en önemli tarihî arşivlerinden biri olan El Salvador de Celanova manastırının belgeleri arasında yer alıyor. Metinde, her iki adamın da kilisenin eşit sahipleri olduğu belirtiliyor.
Ayrıca, Avrupa’nın erken Orta Çağ manastırlarında gerçekleştirilen çeşitli görev ve sorumlulukların oldukça standart bir envanteri olan, üstlenmeleri gereken görevler sıralanıyor: misafirlerle ilgilenmek; hizmetçileri yönlendirmek, beslemek ve giydirmek; toprakları ve bahçeyi yetiştirmek. Son olarak, belki de manastır toplumlarının yatay hedeflerine atıfta bulunarak, her iki adamın da yiyecek, içecek ve giysiler üzerinde eşit haklara sahip olması gerektiği belirtiliyor.
“Bütün Günler ve Geceler Boyunca, Sonsuza Dek“
Belge bu noktada, olağan sayılabilecek metinlerden sapmaya başlıyor. Ancak bu, metnin olağan dışı olduğu anlamına gelmiyor, çünkü bu metin hala büyük ölçüde erken Orta Çağ Avrupa dünyasında belgelenmiş olan yapay akrabalık olarak tanımlanan yasal yapıya uygun.
Bu yapı, akraba olmayan insanların birbirlerini kardeş olarak kabul etmelerine ve birbirlerini savunmalarına ya da mülk paylaşmalarına izin veriyordu. Pedro Díaz ve Munio Vandilaz örneğinde, ortak mülkiyet ve yönetim mevcut, ancak aynı zamanda bunun “iyi arkadaşlar olarak, tam sadakat ve doğrulukla, tüm günler ve geceler boyunca, sonsuza dek” yapılması gerektiği belirtiliyor.
Bir anlaşmayı belgelemenin basit ihtiyaçlarının çok ötesine geçen bu duygusal pasaj, bazı tarihçilerin bunu yapay bir akrabalık örneğinden daha fazlası olarak görmesine yol açtı.
Bu araştırma yolunu ilk açan Amerikalı Orta Çağ uzmanı John Boswell 1947-1994 yılları arasında yaşamıştı. Klasik antik çağdan Orta Çağ’a kadar eşcinsel birliktelikleri kapsayan “The Marriage of Likeness: Same Sex Unions in Pre-Modern Europe” adlı çalışmasında, bu belgeyi, hipotezine göre iki adam arasında sevgi dolu, evlilik benzeri bir birlikteliği gizleyen belgelerden biri olarak seçmişti.
İspanyol hukuk tarihçisi Eduardo de Hinojosa, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başları arasında yaşamış ve bu belgeyi yapay akrabalık örneği olarak yorumlamıştır. Hinojosa’nın yorumu, Boswell’inkinden farklıydı, bu da şaşırtıcı değildir çünkü onun dönemin akademik ve kültürel normları, duygular, cinsellik veya eşcinsellik tarihine derinlemesine dalmak için elverişli değildi.
Tanımlanması Zor
Boswell’in yorumu, başta filolog ve tarihçi Carlos Callón olmak üzere diğer çağdaş tarihçiler tarafından da takip edildi. Callón’un “Amigos e sodomitas” (Arkadaşlar ve Sodomiler) adlı eserinde bu belge, Orta Çağ’da aynı cinsiyetten kişiler arasında var olan, rızaya dayalı ve kamu tarafından tanınan romantik ilişkilerin varlığını savunan argümanının temel taşını oluşturuyor.
Her ne kadar orijinal belgeyi yorumlama görevi kolay olmasa da, kesin olan şey Orta Çağ’ın bazılarının hayal etmeyi sürdürdüğü karanlık, geri kalmış ve vahşi dönemden çok uzak olduğu. Orta Çağ’da homoerotik edebiyatın bile var olduğunu hatırlamak önemli; bu da aynı cinsiyetten insanlar arasındaki sevgi ve cinsel ilişkilerin belirli bir hoşgörüyle karşılandığını ortaya koyuyor.
Dolayısıyla bu belge, Orta Çağ döneminde tanınmış bir eşcinsel birlikteliğin edebi olmayan gerçek bir örneği olabilir.
The Conversation. José Miguel Andrade. 21 Ağustos 2024.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >