İtalya’nın Dolomite Dağları’nda keşfedilen bir iskeletteki iltihaplı diş, bilinen en eski dişçilik örneğini ortaya koydu. İltihabın bir kısmının çakmak taşı aletlerle temizlendiği görülen dişin keşfiyle, tarihöncesi insanların 14,000 yıl önce, yani sanılandan 5,000 yıl daha erken bir tarihte ilk dişçilik faaliyetlerini yaptığı anlaşıldı.
Bologna Üniversitesi’nden paleonantropolog Stefano Benazzi’nin yönettiği araştırmaya göre keşif, patolojik bir duruma yapılan cerrahi elle müdahelenin en eski arkeolojik örneğini oluşturuyor.
Benzazzi “Bu keşif, dişlerde açılan delikler ve kafatasında açılan delikler (trepanasyon) gibi diş ve kafatası ameliyatlarının bütün tartışmasız örneklerinden daha önce geliyor. Dişlerde açılan delik ve trepanasyon vakaları 9,000 ila 7,000 yıl önceki Mezolitik-Neolitik döneme tarihlenmekte” diyor.
Dişin sahibi yaklaşık 25 yaşında, günümüz Kuzey İtalya topraklarında yaşayan bir genç adamdı.
Adamın iyi korunmuş iskeleti 1988 yıllında Belluna yakınlarındaki Veneto Dolomites dağlarındaki, Ripari Villabruna isimli bir kaya sığınağı mezarında bulundu.
Kesin olarak 13,820 ila 14,160 yıl önceye tarihlenen diş, gelecek araştırmalar için Ferrara Üniversitesi’nde tutuluyor.
Tarihöncesi Diş Müdaheleleri
Benazzi, “Muamele bu kadar yıldır fark edilmemiş. Delik sadece basit bir diş çürüğü yarası olarak tanımlanmış” diyor. Araştırma, diş tedavisi biçimlerinin Geç Üst Paleolitik dönemde yapılmaya başladığını gösteriyor.
O dönemde dişlerin arasında kalan yiyecekleri çıkarmak için kullanılan kürdanlar büyük ihtimalle kemik ya da tahtadan yapılıyordu. Fakat bu zamana kadar Paleolitik kürdan kullanımını diş çürümesiyle ilişkilendirebilecek bir kanıt bulunamamıştı.
Daha önce Slovenya’daki 6500 yıllık bir insan dişinde balmumundan diş dolgusu keşfedilmişti. Pakistan’da bir Neolitik mezarlıktaki 9,000 yıllık azı dişlerinde de büyük ihtimalle çürümüş dokuyu çıkarmak için yapılan diş delme kanıtları keşfedildi.
En Eski Dişçilik Örneği
Benazzi ve meslektaşları Villabruna’da bulunan iskeletin alt çenesinin sağında bulunan üçüncü azı dişini inceledi, ve dişin çiğneyici yüzeyinde içinde 4 delik olan büyük bir delik keşfetti.
Araştırmacılar, taramalı electron mikroskopu kullanarak büyük deliğin iç yüzeyinde tuhaf çizikler keşfetti. Benazzi “Çizikler, bir mikrolitin farklı yönlerde hareket ettirilmesiyle oluşan kesme izlerine benziyordu” diyor.
Üç azı dişinde tahta, kemik ve mikrolit (küçük taş alet) uçlarla yapılan deneysel çalışmalar, çiziklerin kazıma ve yontma sonucu oluştuğunu doğruladı. Benazzi, Discovery News’e yaptığı açıklamada, “İltihaplı doku, küçük keskin bir taş alet kullanılarak dişin içinden ayrılmış” diyor.
“Bu, Geç Üst Paleolitik insanlarının, çürüklerin zararlı etkilerinin farkında olduğunu ve derin bir diş çürüğüne (invazif yöntemlerle) müdahale etme ihtiyacı duyduklarını gösteriyor” diye ekliyor Benazzi.
Diş minesinin aşınma yüzünden kısmen yuvarlanmış ve parlamış olması da, diş tedavisinin kişinin ölümünden oldukça uzun bir süre gerçekleştiğini gösteriyor.
Bu keşif dişçiliğin diş delme yöntemleri yerine, çok daha eski olan diş karıştırma eyleminden çıktığını düşündürüyor.
Makalenin yazarlarından Marco Peresani’ye göre keşif diş cerrahisi uygulamalarının gelişiminde önemli bir basamağı temsil ediyor. Peresani “Keşif, Neolitikten çok önce insanların el becerisi ile yaratıcı yöntemleri birleştirdiğini, ve diş tedavisi için bile teknolojiyi uygunca kullanarak alet ürettiğini gösteriyor” diyor.-Discovery News-
Görsel: Stefano Benazzi -Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >