Blog

Kas25

16 Milyon Yıllık Yaprak Arısı Fosili, Türünün İlk Örneği Oldu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  AvustralyaBaladi WarruMccrathsMiyosen Yaprak Arısı



16 Milyon Yıllık Yaprak Arısı Fosili, Türünün İlk Örneği Oldu

Avustralya’daki araştırmacılar, Yeni Güney Galler’de bulunan son derece iyi korunmuş bir fosilden, soyu tükenmiş yeni bir yaprak arısı türü tanımladı.

 

Elifnur Bingöl - www.arkeofili.com

 

Araştırmacılar, Avustralya’da bulunan inanılmaz derecede iyi korunmuş bir fosilden yepyeni bir yaprak arısı türü keşfettiler.

 

 

Bu son derece iyi korunmuş fosil, soyu tükenmiş bir yaprak arısı türünü ortaya çıkardı. C: Michael Frese, Canberra Üniversitesi

Avustralya’daki araştırmacılar, Yeni Güney Galler’de bulunan son derece iyi korunmuş bir fosilden, soyu tükenmiş yeni bir yaprak arısı türü tanımladı.

Miyosen Döneminden kalma 11 ila 16 milyon yıllık bu fosilleşmiş yaprak arısı, Avustralya’da keşfedilen türünün ilk örneği ve dünyadaki yalnızca ikinci örneği olma özelliğini taşıyor. Fosil, 2018 yılında, Yeni Güney Galler’in merkezindeki McGraths Flat adlı fosil alanını inceleyen ve o zamandan beri birçok ayrıntılı fosil ortaya çıkaran bir paleontolog ekibi tarafından bulundu.

Bulgular, Systematic Entomology dergisinde yayımlandı.

İngilizce isminde geçmesine rağmen (sawfly), testere sinekleri aslında sinek değil, bir yaban arısı türü. Avustralya’da en bilinen yaprak arısı grubu “spitfire” türü. Yaprak arıları, yumurta bırakmak için kullandıkları testere benzeri bir yumurtlama borusuna sahip olduklarından bu ismi aldılar. Ayrıca, tipik bir “arı kemerine”ne sahip olmadıkları için sineklere benzetilebiliyorlar.

Mudgee Yerel Aborjin Arazi Konseyi’nin onayıyla, yeni tanımlanan yaprak arısı türüne Wiradjuri dilinde Baladi warru adı verildi. “Baladi” “testere”, “warru” “eşek arısı” anlamına geliyor. Bu isim, fosilin bulunduğu toprakların Geleneksel Sahiplerini onurlandırıyor.

Avustralya’nın ulusal bilim ajansı CSIRO, Canberra Üniversitesi, Avustralya Müzesi ve Queensland Müzesi’nden araştırmacılar, yaprak arısının kanatları boyunca uzanan damarları ve korunan diğer özelliklerini inceleyerek yaprak arıları içindeki taksonomik (bilimsel sınıflandırma) yerleşimini belirledi. Böylece bu fosil, yeni bir tür olarak tanımlandı.


Fosilin Miyosen Döneminden, 11 ila 16 milyon yıl öncesine ait olduğu düşünülüyor. C: Michael Frese, Canberra Üniversitesi

CSIRO araştırmacısı Dr. Juanita Rodriguez, yeni yaprak arısı türünü tanımlamaya yardımcı oldu.

Dr. Rodriguez, “Fosile ve morfolojisine baktık, ardından bu bilgileri, geniş bir güncel yaprak arısı türü örneğinden alınan moleküler ve morfolojik verilerle eşleştirdik. Böylece fosilin yaprak arıları hayat ağacındaki yerini saptadık.

“Fosilin yaşını ve konumunu kullanarak, yaprak arılarının yaklaşık 100 milyon yıl önce Kretase Döneminde ortaya çıktığını, yani eski atalarının Gondwana’da yaşadığını belirledik. Bu süperkıta bölündüğünde, yaprak arıları Avustralya ve Güney Amerika’ya dağıldı.

“Fosili incelediğimizde yaprak arısının kafasında, Quintinia bitkisine ait polen taneleri bulduk. Bu, ekibimizin McGraths Flat’in paleoekolojisinde karmaşık tür etkileşimlerini izleyebilmesine yardımcı oldu.”

Canberra Üniversitesi paleontologu ve fosil yaprak arısını bulan CSIRO bilim insanı Dr. Michael Frese, bu keşfin, araştırmacıların yaprak arılarının evrimini ve yayılımını takip etmelerine yardımcı olacağını söylüyor.

Dr. Frese, “Özellikle bu bulgu, yaprak arılarının toksik bitkilerle beslenme konusundaki inanılmaz yeteneğini anlamamıza yardımcı oldu” diyor.

“Myrtaceae yapraklarıyla beslenirken zehirli yağları ayırabilecekleri ağız parçalarına veya bağırsaklarının içindeki kimyasal bir detoksifikasyon sistemine sahip olduklarından; okaliptüslerin de dahil olduğu odunsu bir bitki ailesi olan Myrtaceae yapraklarını yerler. Bu da bazen ateş püsküren lakabıyla adlandırılan larvaların, yağları bir savunma silahı olarak kullanmasını sağlar.

“Daha geniş bir açıdan bakıldığında, çalışmamız araştırmacıların Avustralya ve Amerika’daki mevcut yayılımlarını anlamalarına yardımcı oluyor. Bu Baladi warru türü, milyonlarca yıldır nesli tükenmiş olsa da yerel polen taşıyıcılar hakkında bilgi sağlıyor, böylece evrimlerini ve günümüzdeki etkilerini anlayabiliyoruz.”


CSIRO. 18 Ekim 2024.

Makale: Rodriguez, J., Frese, M., Dettmann, M., Chavoshi-Jolfaei, M., & Macdonald, J. (2024).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için