Blog
2020 Ocak Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi
2020 Ocak Ayının En Önemli 10 Arkeoloji Haberi
2020 yılının Ocak ayında Türkiye’de ve dünyada yapılmış en ilginç ve önemli arkeolojik keşifleri bu listede derledik.
10- Rusya’da Amazon Savaşçı Kadın Kalıntıları Bulundu
Rusya’nın Ostrogozhsk kentindeki mezar höyüklerinde İskit Amazonları olduğuna inanılan birkaç kadının kalıntıları ortaya çıkarıldı.
Araştırmacılar, “Amazonlar yaygın bir İskit fenomeniydi, ancak sadece son on yılda yaklaşık 11 silahlı genç silahlı kadın keşfedildi. Onlar için ayrı mezar höyükleri yapıldı ve genellikle erkekler için gözlenen tüm ölü gömme ritüelleri onlar için de yapılmıştı.” diyor. Ancak ilk kez yaş aralığı olarak böylesine farklı dört Amazon kadınının bulunduğu bir gömüt ile karşılaşıldığı belirtiliyor. Araştırmada bulunan çömlekler, MÖ 4. yüzyılın ikinci veya üçüncü çeyreğine tarihlendirildi.
9- Mısır’da 4.000 Yıllık Yeraltı Dünyası Rehberi Bulundu
Antik Mısır yeraltı dünyasına rehberlik eden ve ilk resimli kitabın en eski kopyası olan 4.000 yıllık ‘İki Yol Kitabı’nın kalıntıları bulundu.
Antik Mısır’da ölüm, sorunlarına son verecek kadar merhametli değildi. Öbür dünya da tehlikelerle doluydu ve ölüler, ölüm tanrısı Osiris’in görkemli bölgesi Rostau’ya ulaşmak için manevi bir engel rotasıyla uğraşmak zorundaydı. Rostau’ya giden en az iki yol vardı: biri karadan, diğeri denizden. Her ikisi de bu konuya uygun şekilde adlandırılmış ‘İki Yol Kitabı’ adlı bir rehber kitap gerektirecek kadar zordu. Antik Mısır yeraltı dünyasının bu karmaşık haritası, tarihteki ilk resimli “kitap” olabilir.
8- Asur Tabletinde Çatal Dilli Şeytan Çizimi Bulundu
2.700 yıllık Asur kil tabletinde, epileptik nöbetlerden sorumlu tutulan çatal dilli bir şeytan çizimi keşfedildi.
Tablet, MÖ 650 yıllarında Kuzey Irak’ta yer alan Asur şehrinde yaşamış kötü ruhları kovan bir kişinin ailesinin kütüphanesinde bulundu. Ancak muhtemelen çok daha eski bir metinden kopyalanmıştı. Çivi yazısı ile yazılmış yazıt, kasılmalar, seğirmeler ve diğer istemsiz kas hareketleri için tedavileri açıklıyor. Asurlular tarafından “Bennu” adı verilen ve şimdi epilepsi belirtileri olarak yorumlanan bir rahatsızlık. Ancak Asurlular, Bennu’ya şeytani varlığın neden olduğunu düşünüyorlardı.
7- Vezüv Patlaması, İnsanların Beyinlerini Cama Çevirmiş
MS 79 yılında, Vezüv Yanardağı patlaması sırasında Herculaneum’da ölen bir adam, patlamış bir kafatası ve camlaşmış beyin dokusu ile bulundu.
Yeni bir araştırmaya göre, Vezüv Yanardağı 79 yılında patladığında, fırlattığı kayalar ve gazlar öyle sıcaktı ki, bu sıcaklık kanı kaynatmak, eti buharlaştırmak ve hatta beyin dokusunun parçalarını cama dönüştürmek için yeterince yüksekti. Herculaneum, yanardağ patlaması ile ünlü olan Pompeii’den yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta yer alıyor ve Vezüv yanardağının tabanına daha yakın bir yerde duruyor. Bu nedenle kaynayan kanlarının buharı, kafataslarında yoğun baskı oluşturdu ve kafalarının patlamasına neden oldu.
6- Irak’ta Çok Nadir Asur Kabartmaları Bulundu
Irak’ta bulunan 2.700 yıldan daha eski taş kabartmalar, güçlü Kral II. Sargon’un hükümdarlığına tarihleniyor.
MÖ 8. yüzyılda, Asur Kralı II. Sargon, bugünkü Orta Doğu’nun çoğunu içeren ve komşuları arasındaki korku yaratan zengin ve güçlü bir imparatorluğa hükmetti. Şimdi ise Kuzey Irak’ta çalışan arkeologlar, ana kayaya kazılmış sofistike bir kanal sistemini süsleyen on taş kabartmayı ortaya çıkardılar. Tipik olarak sadece kraliyet saraylarında bulunan bu güzel hazırlanmış oymalar, askeri gücü ile iyi bilinen bir liderin desteklediği etkileyici kamu eserlerine ışık tutuyor.
5- En Eski Pişirilmiş Bitki Kalıntıları Afrika’da Bulundu
Güney Afrika’daki mağarada 170.000 yıllık küllerde bulunan kömürleşmiş parçalar, şimdiye kadar bilinen en eski pişirilmiş kök sebzeleri çıktı.
Bulgular, gerçek ‘paleo diyetin’ modern patateslere benzer şekilde karbonhidrat bakımından zengin birçok kavrulmuş sebzeyi içerdiğini gösteriyor. Daha önce kök sebzelerin ve diğer bitkilerin tohumları, İsrail’de erken insanların yaşadığı 800.000 yıllık bir arkeolojik alanda bulunmuştu, ancak yeni bulgular bitkileri pişirmenin ilk açık kanıtı.
4- 2.600 Yıllık İnsan Beyni Çürümeden Günümüze Ulaştı
2008 yılında arkeologlar Demir Çağı’na tarihlenen bir insan beyni bulduğunda çok şaşırdı.
Bulgu, temel biyolojiye meydan okuyordu; İnsan beyni, diğer yumuşak dokular gibi, tipik olarak ölümden hemen sonra çürür. Ama şimdi, bilim insanları bu beynin 2.600 yıl boyunca nasıl sağlam kaldığını anladı. Beynin günümüze kadar korunmasında, kişinin sıkıca katlanmış beyin proteinleri ve kişinin York’taki gömülme şekli de dahil olmak üzere birçok faktör rol oynamıştı. Radyokarbon tarihleme, bireyin MÖ 673 ila MÖ 482 arasında yaşadığını gösterdi.
3- Neandertaller Patladıktan Hemen Sonra Yanardağa Tırmanmış
Korunmuş ayak izleri, Neandertallerin büyük bir patlamanın ardından bile aktif bir yanardağın dik yamaçlarında yürüdüğünü gösteriyor.
Günümüz İtalya’sının kuzey Campania sahilindeki yaklaşık 10 kilometre yarıçaplı bir volkan olan Roccamonfina tepesi, yaklaşık 345.000 yıl önce şiddetli bir şekilde patladı ve etrafı volkanik kül ve enkazla kapladı. Çeşitli toynaklı hayvanlar ve bir grup insansı, volkanik tortuların üzerinde yürüyerek, hala yumuşak olan arazide toynak ve ayak izlerini bıraktı. Yanardağ bir grup insansı tarafından ziyaret edildiğinde volkanik aktivite hala devam ediyordu.
2- Roma İmparatorlarının Hiper Gerçekçi Heykelleri Yapıldı
Yetenekli bir sanatçı, ünlü Roma imparatorlarının heykellerini hiper gerçekçi bir tarzda yeniden yarattı.
Antik Roma imparatorları kitle iletişim ve görsel propaganda ustalarıydı. Heykellerde, tablolarda ve sikkelerde temsil edilme biçimlerini oldukça özenli bir şekilde kontrol ettiler ve yüzleri, taşlara oyulmuş ya da altınlara basılmış halde Roma dünyasının her yerinde görülebildi. Bununla birlikte, İspanya’dan yetenekli bir sanatçı, ünlü Roma imparatorlarının heykellerini hiper gerçekçi bir tarzda yeniden yaratarak bu idealize edilmiş görüntüyü yeniden yapılandırmayı amaçlıyor.
1- 3.000 Yıllık Mısır Mumyasının Sesini Dinleyin
Modern görüntüleme ve üç boyutlu yazıcı sayesinde artık Antik bir Mısır mumyasının sesinin nasıl çıktığını biliyoruz.
https://www.youtube.com/watch?v=g928fjm4-Yk
Bilim insanları, 3.000 yıllık bir mumyanın sesini yeniden yaratmak için üç boyutlu bir yazıcı, hoparlör ve bilgisayar yazılımı kullandılar. Araştırmacılar, Firavun XI Ramses döneminde, 3.000 yıldan uzun bir süre önce yaşamış bir rahip olan Nesyamun’un vokal sistemini yeniden inşa ettiler. Thebes’de bir rahip olan Nesyamun, şarkı söylemeyi içeren ritüel görevleri için güçlü bir sese ihtiyaç duymuş olmalıydı.
BONUS
Tarihi Diyarbakır Surlarına Balkon Yapıldı
Diyarbakır Surları 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmişti. C: Sertaç Kayar
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >