Birçok araştırmacı tarım devrimini insanlığın yaptığı büyük bir hata olduğunu düşünüyor. Tarım ile beraber insanlar daha kötü beslenmeye, daha az boş zaman bulmaya, daha fazla sağlık problemi yaşamaya başladı ve toplum içinde sınıf ayrımları çıkmaya başladı.
Fakat Konya’nın Çumra ilçesinde bulunan dev neolitik dönem yerleşmesi Çatalhöyük, sınıf ayrımının olmaması ile bir istisna yaratıyor.

M. Seemuller/Getty Images
MÖ. 9000 civarında Bereketli Hilal’de gerçekleşen Tarım Devrimi’nden yaklaşık 1500 yıl sonra kurulan ve o sıralar büyük ihtimalle dünyadaki en büyük nüfuslu yerleşim yeri olan Neolitik bir megapol kabul edilen Çatalhöyük’te, yerleşik bir şekilde tarım yapılıyordu. Sistematik hayvancılık faaliyetleri de vardı. Sıcak aylarda geniş alanlarda otlatılan sürüler, kışın ise ağıllarda samanla besleniyordu. Avcılık ve toplayıcılık da devam ediyordu fakat bunları depolayacak kil kaplar ve sepetler yapıyorlardı.
5.000 ila 10.000 insanın yaşadığı düşünülen Çatalhöyük gibi büyük ve organize bir toplumda yönetici sınıfın olmaması ise oldukça sıradışı bir durum. Bu büyük yerleşimde krallar gibi yöneticiler, dini sınıf, askeri sınıf ya da anıtsal evler yok. Çatalhöyük’te etkinlikleri düzenleyen ve temel kuralları koyup denetleyen ihtiyarlar heyeti benzeri bir oluşum olduğu düşünülse de herhangi bir otoritenin olduğu düşünülmüyor.
Kazı Başkanı Ian Hodder burası için “Eşitlikçi köy fikrinin doruğa ulaştığı yer” diyor.
Evler birçok iş için kullanılıyordu
Bu dev köyde günlük hayatın merkezinde tartışmasız bir şekilde ev vardı. Evler günlük etkinlik ve üretimin tamamının yapıldığı yerlerdi ve her ev az çok kendi kendine yeter haldeydi. Evde yaşanıyor, evde üretiliyor, evde ibadet ediliyor, hatta ölüler bile eve gömülüyordu.
![Çatalhöyük evi aynı anda hem barınak, hem üretim alanı, hem tapınak, hem de mezarlıktı. [Çizim: De Agostini Picture Library]](http://arkeofili.com/wp-content/uploads/2015/10/%C3%A7at2.jpg)
Çatalhöyük evi aynı anda hem barınak, hem üretim alanı, hem tapınak, hem de mezarlıktı. [Çizim: De Agostini Picture Library]
Toplumda uzman yoktu, dayanışma ön plandaydı
Herkes neredeyse her işini evinde gördüğü için üretimin uzmanlaşması yalnızca belli bir noktaya kadar ilerlemişti. Alandaki bulgular da uzmanlaşmanın oldukça küçük ölçekli ve nicelik odaklı olduğunu destekler nitelikte. Bu durum eşitlikçi bir toplum doğuruyordu ve bir evin veya ailenin tüm köye egemen olmasını engelliyordu. Toplum büyük ölçüde uzmansız ve sınıfsızdı.
Ian Hodder, Çatalhöyük’ü dönemin bilinen diğer yerleşimlerinden ayıran özelliğinin dayanışma olduğunu söylüyor.
Akrabalık ve soy ekseniyle örülmüş, birbirine bağlı ve oldukça yüksek nüfuslu bir köy, kaynaklara erişimi denetleyecek bir ilişki ağı yaratmayı sağlıyordu. Hodder’a göre bu tür ilişkiler sıkı örülü bir toplumda sürekli korunuyor, gözleniyor ve gözetim altında tutuluyordu.
![Çatalhöyük'te evler birbirine bitişik düzende kuruluyordu ve evlere çatıdan giriliyordu. Bitişik nizam evlerin damları özellikle sıcak mevsimlerde toplumsal faaliyetlere alan sağlıyordu. [Çizim: De Agostini Picture Library]](http://arkeofili.com/wp-content/uploads/2015/10/%C3%A7at3.jpg)
Çatalhöyük’te evler birbirine bitişik düzende kuruluyordu ve evlere çatıdan giriliyordu. Bitişik nizam evlerin damları özellikle sıcak mevsimlerde toplumsal faaliyetlere alan sağlıyordu. [Çizim: De Agostini Picture Library]
Büyük ihtimalle Çatalhöyük, akrabalık ve soy ilişkileri etrafında gelişen, evleri özerk olsa da kuralları, tabuları, gelenekleri, ortak bir kimliği olan, sınıfsız ve büyük ölçüde çatışmasız Neolitik bir megapoldü.
nationalgeographic
Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >