Blog

Mar14

900.000 Yıl Önce İnsanlık Neredeyse Yok Olma Noktasındaydı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  DarboğazGenetikHomo ErectusYok Oluş



900.000 Yıl Önce İnsanlık Neredeyse Yok Olma Noktasındaydı

Türlerin genomları, organizmaların aşırı darboğazlardan geçtiği ve önceki popülasyonlarının küçük bir oranına düştüğü zamanların kanıtlarını taşıyabilir.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Henüz Homo sapiens ortada yokken yaşanan genetik darboğaz, atalarımızı neredeyse yok ediyordu ve bunun birçok kanıtı var.

 

 

Genetik darboğazın tam olarak ne zaman gerçekleştiği konusunda tartışmalar var.

Farklı kaynaklardan elde edilen kanıtlar bu teoriyi destekliyor ancak bu olayın tarihine ilişkin çelişkili tahminler sunuyor: Bir çalışma bunun 1,15 milyon yıl önce meydana geldiğini iddia ederken, bir başkası bunun 200.000 yıl sonrasına işaret ediyor. Verilerin yeniden değerlendirilmesi, ikinci tahmini destekliyor ve bu, insanın aile ağacındaki en önemli olaylardan birini ortaya çıkarabilir.

Türlerin genomları, organizmaların aşırı darboğazlardan geçtiği ve önceki popülasyonlarının küçük bir oranına düştüğü zamanların kanıtlarını taşıyabilir. Bunların geride bırakabileceği soy içi çiftleşme mirası, birçok nesil için yok oluş tehlikesini artırabilir, ancak bazıları sonunda düzelir.

İnsanlar için darboğaz bir tür olarak biz var olmadan çok önce bir atamızda, muhtemelen Homo erectuslar arasında meydana geldi, ancak bunun mirası hâlâ bulunabiliyor. Fakat iş olayın zamanlamasını belirlemeye gelince, genetikçiler ve paleontologlar farklı tarihler sunan rakip makaleler nedeniyle aynı fikirde değiller.

Sorunu çözmek önemli, çünkü tarihi bilmeden sebebini tespit etmek neredeyse imkansız. Yeni çalışma çelişkiyi çözdüğünü ve bu süreçte tanımlanamayan bir insan göçüne dair kanıt sağladığını iddia ediyor.

930.000 yıl önce meydana gelen genetik darboğaz, geçen yıl, o dönemde gezegende 1.300’den az hominin bulunduğunu hesaplayan bir genetik çalışmada ortaya konmuştu. Araştırmaya göre bu kısa süreli bir felaket değildi. Bunun yerine, popülasyonlar 117.000 yıl boyunca çok düşük kaldı (modern standartlara göre insanlar nesli tükenmekte olan türler listesinde yer alıyordu). Günümüzde modern insanın genetik çeşitliliği, genetik darboğaz yaşanmasaydı olacağından neredeyse üçte iki daha düşük.

Bu makale yayınlandığında bile, beraberinde gelen bir değerlendirme makalesi, bulguların bazı yönleriyle ilgili şüpheleri artırdı. Eleştirmenler, arkeolojik kanıtların homininlerin o dönemde yaygın olduğunu öne sürdüğünü, ancak her ne sebeple olursa olsun çoğunun modern genetiğe katkıda bulunmadığını savundu.

 

 

Sırbistan’ın Kostolac kentindeki bu loess-paleosol dizisinde, genetik darboğazımıza neden olduğundan şüphelenilen soğuk dönem de dahil olmak üzere, Dünya’nın milyonlarca yıllık sıcaklık döngülerinin bir kaydı korunuyor. C: Giovanni Muttoni

Bu makalenin yazarları bile genetiğin böyle bir durumda tüm cevaplara sahip olmadığını ve arkeolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu kabul etti. Sadece birkaç hafta sonra aynı dergi, insanların iskan ettiği alanların sayısında ciddi bir düşüş olduğuna dair bağımsız kanıtlar yayınladı, ancak bunu 1.154.000 yıl öncesinden 1.123.000 yıl öncesine yerleştirdi. Bu, oldukça kısa bir aralıktı ve daha erkendi.

İkinci çalışmaya göre, iskan alanlarının ortadan kalkması, atalarımızı Avrupa’nın dışına iten iklim değişkenliğindeki keskin artışın sonucuydu.

Şimdi ise Milan Üniversitesi’nden Profesör Giovanni Muttoni ve Columbia Üniversitesi’nden Profesör Dennis Kent anlaşmazlığı çözmeyi amaçladılar. Oksijen izotoplarındaki değişimlere dayanarak ilk büyük Pleistosen buzul çağının yaklaşık 900.000 yıl önce meydana geldiği sonucuna vardılar.

Bu tarih, genetik yorumla oldukça uyumlu, peki ya arkeolojik boşluk? Muttoni ve Kent, Avrupa ve Orta Doğu’da daha önceki bir nüfus çöküşünü ortaya çıkarması beklenen bölgeleri yeniden değerlendirdiler ve tarihlendirmenin daha önce iddia edildiği kadar güvenilir olmadığı sonucuna vardılar.

Doğu Asya’da 2,1 milyon yıl öncesine kadar hominin varlığına dair kanıtlar da mevcut ancak bunlar o kadar seyrek ki Muttoni ve Kent, nüfus değişimlerini tespit etmenin gerçekten mümkün olmadığını savunuyor.

Öte yandan araştırmacılar, hominin iskan alanlarının yaklaşık 900.000 yıl önce tüm Avrasya’da ortaya çıkmaya başladığını savunuyor. Bu verileri, Afrika’daki çok kuru koşulların bu dönemde atalarımız için çok rahatsız edici hale geldiğini ve çoğunun yok olduğunu gösterdiği şeklinde yorumluyorlar. Bu arada düşük deniz seviyeleri, hayatta kalanların Afrika’dan göç etmesini ve Neandertallerin ve Denisovalıların atalarını oluşturmasını kolaylaştırmış olmalıydı.

Muttoni ve Kent, filler gibi diğer birçok Afrika hayvanının da aynı anda benzer göçler yaptığını iddia ediyor.

Araştırmacılar, insan ailesinin diğer üyelerinin gerçekten Avrasya’da daha erken bir varlık gösterip göstermediğinden emin değiller. Eğer varlık gösterdilerse, yeni gelenler tarafından geride bırakılmış veya farklı nedenlerden dolayı daha erken yok olmuş olabileceklerini öne sürüyorlar.

Her iki durumda da insan genomunda hiçbir miras bırakmadılar; Neandertallerin ve Denisovalıların 100.000 yıl önce ilk Homo sapiens Afrika’dan başka bir yolculuğa çıktığında onlara yaptığı küçük genetik katkılar bile günümüze miras kalmadı.


IFL Science. 12 Mart 2024.

Makale: Muttoni and Kent. 2024.

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için