Blog

Eyl28

Afrika’da Binlerce Yıllık İnsanlık Tarihi Antik DNA ile Aydınlanıyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  insanlık tarihiantropolojiDNAafrikaantik DNAEVRİM



Afrika’da Binlerce Yıllık İnsanlık Tarihi Antik DNA ile Aydınlanıyor

Araştırmacılar Afrika’nın farklı bölgelerinden 15 bireyin antik genomlarının dizilenmesi ile kıtadaki insan prehistoryasını yeniden oluşturdu. Bulgular 8.000 ila 1.000 yıl önce Afrika’nın doğusunda ve güneyinde yaşayan insan popülasyonlarına ışık tutuyor.

Araştırmada, antik DNA’nın elde edildiği 8000 yıldan daha önce yaşamış bir kadının bulunduğu Malavi’deki Hora Dağı. F: Jessica C. Thompson/Emory University

Araştırmanın başındaki bilim insanlarından biri olan Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden David Reich, “Antik DNA, insan tarihine olağanüstü bir bakış açısı sundu ve bu genellikle de Avrasya anakarasında söz konusuydu. Tarihöncesi Afrikalılar hakkındaki soruları cevaplaması için antik DNA’yı kullanmak konusunda çok heyecanlıydık ve bu konuyla ilgili olup uygun örnekler sağlayan arkeologlara sahip olduğumuz çok şanslıydık.” diyor.

Reich ve Harvard’dan Pontus Skoglund’un da dahil olduğu araştırmacılar, yiyecek üretimi yayılmadan önceki Afrika popülasyonunu yeniden oluşturmak için Sahra Altı Afrika’dan 15 bireyin genomunu diziledi. Çalışılan örnekler şu şekilde; Güney Afrika’daki Batı Kap’tan 3 birey (yaklaşık 2.300 ila 1.200 yıl önce), Doğu ve Güney-Orta Afrika bölgesine dahil olan Kenya ve Tanzanya’nın sahil kesiminden 4 birey (yaklaşık 1.400 ila 400 yıl önce), Tanzanya’ın iç kesiminden 1 birey (yaklaşık 3.100 yıl önce), Malavi’den 7 birey (yaklaşık 8.100 ila 2.500 yıl önce).


 

Araştırmacılar yeni elde edilen antik DNA verisini, Etiyopya’nın dağlık arazilerinden bir bireye (yaklaşık 4.500 yıl önce) ait daha önceden oluşturulmuş genom verisi ile birleştirdi. Aynı zamanda analizlerde, 59 farklı popülasyondan 584 günümüz Afrikalısı ve dünya genelindeki 142 popülasyondan gelen yüksek kapsamalı dizileme ile oluşturulmuş 300 genom da dahil edildi.

Veriler, Afrika’nın güneyindeki yerli insanlar ile bağlantılı olan popülasyonların geçmişte geniş bir dağılıma sahip olduklarını gösteriyor. Bu dağılım Malavi’de 8.100 ila 2.500 yıl önce yaşamış avcı toplayıcı atalarının yaklaşık üçte ikisini ve Tanzanya’da yaklaşık 1.400 yıl öncesine kadar yaşamış olan avcı toplayıcı atalarını da içeriyor. Afrika’nın batısındaki çiftçilerin bazı bölgeler arası yer değiştirmeleri ile daha sonraki yayılma durumu erken avcı toplayıcı popülasyonları üzerinden büyük bir etkiye sahip.

Araştırmacılar aynı zamanda çiftçiler gelmeden önce hayvan sürüsü güden grupların hareketleri hakkında bilgi edindiler. Tanzanya’dan yaklaşık 3.100 yaşındaki bir göçebe çobanın, Afrika’nın kuzeyinden güneyine kadar insanlara katkıda bulunduğunu buldular. Bu gruba yaklaşık 1.200 yaşındaki Afrika’nın güneyinden bir göçebe çoban da dahil.

Afrika, dünyadaki diğer yerlere göre daha fazla genetik çeşitliliği barındırıyor. Araştırmacılara göre, daha önceki çalışmaların bir çoğu, modern insan soyunundaki erken genetik çeşitlenmenin Afrika’nın güneyinde meydana geldiğini öne sürdü. Fakat yeni veriler, Afrika’nın batısının da modern insan soyunun atalarını barındırmış olabileceğini gösteriyor ve bu insanlar Afrika’nın güneyinde bulunan ilk yerlilerden daha önce dağılmış olabilirler.

Bu görsel, Skoglund ve diğer araştırmacıların bulgularını gösteriyor. Makalede, Afrika popülasyonlarının tarih öncesi durumu, soyları, karışımları ve genomik adaptasyonları hakkında bilgi veren 16 insan kalıntısının genom analizleri incelendi. F: Skoglund et al./Cell 2017

Geçmiş genomik çeşitliliğin mevcut olması araştırmacılara insanların, Afrika’nın güneyindeki avcı toplayıcı yaşam tarzına uyum sağlamasında önemli bir rolu olan genlerin tespitine olanak sağlıyor. Örneğin, araştırmacılar tat reseptörlerini kodlayan genlerin, geçmişte seçilime uğradığına dair kanıt elde ettiler. Bunların zehirli bitkileri algılayıp ve kaçınmayı öğrenmeleri açısından önemli oldukları biliniyor.

Araştırmacılar aynı zamanda Afrika’nın güneyindeki Kalahari Çölü’nde yaşayan yerli popülasyonlar arasında, güneşten gelen ultraviyole radyasyona karşı fizyolojik tepki ile bağlantılı olan genlerde olası adaptif evrimi gözlemledi.

Skoglund, “Bu sonuçlar daha önce hakkında bir şey bilmediğimiz tarihöncesi bir popülasyon manzarasını belgeliyor. Araştırmacılar çiftçi ve çoban göçlerinin Afrika’nın doğusunda ve güneyinde nasıl hızla yayıldığını ve Afrika’nın güneyindeki popülasyonlarda adaptasyonun nasıl işlediğini belgelediler.” diyor.

Araştırmacılara göre, antik DNA, insan tarihindeki popülasyon dinamiğini anlamak için net olan tek yöntem. Geçmiş genomik çeşitliliği anlamak yalnızca yazılmamış olan insan tarihini yeniden oluşturmaya değil aynı zamanda farklı popülasyonlar için yapılan tıbbi genetik çalışmalarına da yol gösteriyor. Araştırmacılar antik DNA’yı kullanarak Afrika ve dünyanın diğer bölgelerindeki geçmiş toplumların tarihini araştırmaya devam etmeyi planlıyorlar.

Reich, “Günümüzdeki genomik çeşitliliğin kökenlerini yeniden oluşturmanın, az ilgi görmüş toplumların için ayrıca bir önemi var” diyor.

Kaynak: Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için