Blog
Ağaçlara Tırmanabilen Eski Bir Kanguru Türü Keşfedildi
Ağaçlara Tırmanabilen Eski Bir Kanguru Türü Keşfedildi
Avustralya’da keşfedilen eski bir kanguru türü, ağaçlara tırmanmak için adapte olmuş anatomisiyle diğerlerinin ulaşamadığı besinlere erişebiliyordu.
Araştırmacılar, ön ve arka ayaklarının güçlü hareket kabiliyeti, kavrayıcı elleri ve kıvrılmış güçlü pençeleri sayesinde ağaçlara tırmanmaya adapte olmuş yeni bir soyu tükenmiş kanguru türü keşfettiler.
Murdoch Üniversitesi’nden Dr. Natalie Warburton ve Flinders Üniversitesi’nden Profesör Gavin Prideaux’nun yürüttüğü araştırma, bu yeni kanguru türünün diğer tüm kangurulardan farklı olarak burnunun içinde bir keseye sahip olduğunu keşfetti.
“Birkaç kafatası ve neredeyse bütün halde olan iki iskelet de dahil olmak üzere, analiz ettiğimiz örnekler bu kanguru türünün ağaçlara tırmanıp, bir ağaçtan diğerine ‘yavaşça’ hareket edebildiğini gösterdi.” diyor Dr. Warburton.
“İskeletlerden alınan her bir kemiğin özenli bir şekilde ayrı ayrı tanımlanması ve anatomik detaylarının incelenmesi sonucunda bu soyu tükenmiş valabi (küçük bir kanguru türü) türünün, yerdeki hayvanların ulaşamayacağı yaprak ve bitkileri yemek için ağaçlara tırmanmak için adaptasyon geliştirdiğini keşfettik.”
“Bu bulgu türün biyolojisine yepyeni bir yorum getiriyor.”
Üzerinde çalışılan iskeletler Nullarbor Ovası’ndaki Thylacoleo ve Batı Avustralya’daki Mammoth Mağarası’ndan geliyor. İskeletler 2002 ve 2003 yılında mağaracı Paul Devine ve Eve Taylor tarafından keşfedildi.
“Kanguru fosili uzmanı olduğum söylenmesine rağmen, bu iki iskeletin onlarca yıl önce güneybatı Avustralya’daki bir mağaradaki çene parçalarından tanımlanan bir türe ait olduğunu anlamak için zamanımın çoğunu harcamam gerekti.” diyor Flinders Üniversitesi Paleontoloji Laboratuvarı’ndan müdür yardımcısı Profesör Prideaux.
“Thylacoleo Mağaraları, barındırdıkları tek parça halinde korunmuş fosil kalıntıları ve günümüzde, ağaçsız, çorak bir ova olan bölgede bir zamanlar yaşamış olan büyük keseli hayvanların beklenmedik çeşitliliğini gözler önüne sermesiyle biliniyor.”
“Bu keşif, Avustralya’nın görece yakın jeolojik geçmişini bile ne kadar az tanıdığımızın bir başka göstergesi.” diye ekliyor.
Bir grup hariç tüm kanguru ve valabilerin yerde yaşadığını ve ağaçlara tırmandığı bilinen tüm türlerin yakından ilişkili olduğunu düşünürsek, eldeki bulgular ağaçlara tırmanma yetisinin kanguru aile ağacında birden fazla kez ortaya çıktığını gösteriyor.
“Bu fosillerin diğer kanguru ve valabilere kıyasla kavramaya yardımcı uzun, kıvrık pençelere sahip oldukça uzun el ve ayak parmakları, ağaç tepelerinde tutunmak ve kendilerini yukarı çekmek için güçlü kol kasları ve kafalarını farklı yönlere çevirip ağaç tepelerindeki yaprakları yemek için diğer kangurulara kıyasla daha uzun, hareketli boyunları var.” diye açıklıyor Dr. Warburton.
“Bu gerçekten ilginç. Yalnızca büyük bir valabinin ağaçlara tırmanması bakımından değil, bu örneklerin geldiği bölgenin günümüzde tamamen ağaçsız bir arazi olması açısından da ilginç. Bu durum bize bölgedeki habitatın eskiden, şu anda gördüğümüzden çok daha farklı olduğunu hatta belki de bölgenin o zamanki halinin de daha önceye kıyasla oldukça farklı olabileceğini gösteriyor.”
“Bu bulgular beklenmedik ve heyecan verici. Ayrıca, Avustralya’nın zaman içerisinde değişen çevresini anlama çabamızda bize yeni bilgiler kazandırıyor.”
Dr. Warburton’un hayvanlardaki yapı ve fonksiyon arasındaki bağlantı üzerine yaptığı araştırma, bize, Avustralya’nın hem yaşayan hem de soyu tükenmiş eşsiz yaban hayatı ile ilgili önemli bilgiler sunuyor.
Keseli anatomisi alanında önde gelen bir isim olan Dr. Warburton tarafından yürütülen araştırma, kullanılan nicel ve nitel teknikler sayesinde, hayvan ekolojisi ve zaman içerisinde değişen çevrelerdeki biyoçeşitlilik hakkında bilgilerimize katkıda bulunuyor.
Çevrenin korunması için eş zamanlı çalışan Dr. Warburton aynı zamanda endüstrinin toplumumuz için maksimum ekonomik değer sağlamasını amaçlayan sürdürülebilir gelişim alanında uzman kişilerden oluşan Harry Butler Enstitüsü’nün de bir üyesi.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >