Blog
Aktopraklık Höyüğü’ndeki 3 köyle ‘zamanda yolculuk’
Aktopraklık Höyüğü’ndeki 3 köyle ‘zamanda yolculuk’...
Bursa’nın Merkez Nilüfer ilçesine bağlı Akçalar Mahallesi’nin doğusunda ve Uluabat Gölü’nün doğu teraslarından birinin üzerindeki Aktopraklık Höyüğü, eski yerleşim merkezlerinin bulunduğu alanda oluşturulan Neolitik, Kalkolitik ve Osmanlı dönemlerine ait 3 canlandırma köyüyle açık hava müzesine dönüştürüldü.
Köylerden biri 8 bin 500, diğeri 7 bin 500 yıl öncesinin verileri ışığında uyarlanmış evlerden oluşurken, 200 yıllık ahşap evlerden kurulan Osmanlı köyü de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Alana giden ziyaretçiler, geziye önce 8 bin 500 yıllık yerleşim yerinden başlıyor. Ardından üzeri sarmaşıklarla kaplı “zaman tüneli”nden geçen ziyaretçiler, 7 bin 500 yıllık köye, son olarak da Osmanlı köyüne ulaşıyor.
Kent merkezine yaklaşık 25 kilometre mesafedeki bu köylerdeki yapıların içinde bölgedeki kazı alanlarında ortaya çıkarılan eşyaların replikaları, ziyaretçilere o dönemdeki günlük hayat hakkında bilgi veriyor.
“8 BİN 500 YILLIK SÜREÇTEN BUGÜNE”
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Grubu Başkanı Prof. Dr. Necmi Karul, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Aktopraklık’taki arkeolojik kazının 15’inci yılını geride bıraktıklarını söyledi.
Aktopraklık’ın hem arkeolojik bir kazının yürütüldüğü hem de açık hava müzesi olarak düzenlenmiş ve arkeoloji okulu olarak işlev gören bir alan olduğunu anlatan Karul, “Kazılara 2018’de de devam ettik ve diğer işlevler için de birtakım düzenlemeler yaptık.” diye konuştu.
Karul, Aktopraklık’ın kazılarda açığa çıkarılan kalıntıların canlandırmalarının yapıldığı birimleri içerdiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Buradaki en eski yerleşim tabakaları, MÖ 6500 yıllarına dayanıyor. Kalıntıların bulunduğu yerin hemen yanında oradan elde ettiğimiz verilerden yola çıkarak yapılmış 7 kulübe var. Bu kulübelerin içleri ve çevreleri yine kazılardan elde edilen verilerle donatılmış durumda. Bu yerleşimin biraz ilerisinde oluşturduğumuz yapay bir zaman tünelinden geçerek, 7 bin 500 yıl öncesine geliyorsunuz. Burada kazıda açığa çıkardığımız kalıntıların yerinde korunmuş örneklerini görme şansınız var. Ardından da onların canlandırmalarının olduğu bir köye gidiyorsunuz. Bu sefer kulübeler yerine kerpiç, masif duvarlara sahip bir yerleşim dokusunu 3 boyutlu görebiliyorsunuz.”
Buradaki canlandırma köylerinde, ziyaretçilere evlerin içine girme ve evlerin içindeki maketlerle o dönemi algılama fırsatı sunulduğunu aktaran Karul, şöyle devam etti:
“Yakın dönemi canlandıran, Eskikızılelma köyünden getirdiğimiz yaklaşık 200 yaşındaki evlerle bölgedeki geleneksel köy yaşantısını canlandırdığımız köy var. Bu canlandırma, sadece evlerden oluşmuyor. Buraya getirip kurduğumuz, yeniden inşa ettiğimiz yapıların her biri aynı zamanda birer müze. Biri köy konağı, her biri geleneksel dokuma tekniklerini, beslenmeyi, masalları anlatan ayrı ayrı konseptte tanımlanmış müzeler. Buraya gelen ziyaretçiler, 8 bin 500 yıllık süreçten bugüne kadar bu noktalarda durarak, o dönemi yaşama, gözünde canlandırma ve üç boyutlu olarak hissetme fırsatını bulacak.”
Karul, çalışmalar kapsamında “Aktopraklık Doğa Tarihi ve Arkeoloji Müzesi” hazırladıklarını dile getirerek, “Buradaki açık hava müzesini tamamlayacak bir müze çalışmamız vardı. Bunun inşaat faaliyetleri tamamlandı ve içinin donatılması aşamasına geldik. Yıl sonu itibarıyla bu müzenin açılmasını planlıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DE İLK OLAN BİR YER”
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş da açık hava müzesinin Bursa için farkındalık oluşturacak ve kentin turizmine, geleceğine ciddi değer katacak bir yer olduğunu dile getirdi.
8 bin 500 yıl öncesinin yaşam alanları yapılarak, buranın yaşayan bir yer haline dönüşebilmesi için sosyal tesisleri, dinlenme alanları ve kazı alanlarıyla burada mükemmel bir alan oluşturulduğunu ifade eden Aktaş, “Burası Türkiye’de ilk olan bir yer. Artık toparlama aşamasındayız. Otoyol çalışmaları da sonlandığında geliş güzergahının da rahat olduğu, etrafta yaşamın devam ettiği, hemen batısındaki Gölyazı gibi özellikli bir yerin de seyrinin mümkün olduğu, içinde bulunan sosyal tesisleriyle bir yaşam alanı olan bu açık hava müzesinin Bursa turizmine ciddi değer katacağını düşünüyorum. Büyükşehir Belediyesi olarak biz, 2009’da burası için devreye girdik. Artık son aşamalardayız.” diye konuştu.
(http://www.milliyet.com.tr)-www.arkeokultur.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >