Antik toplumlar arasında, kadınların yasal ve ekonomik güvenceleri hakkında bir kıyas yaptığımız zaman Mısır’ın öne çıktığını görürüz. Bu güvenceler içinde bulunulan çağ için oldukça önem arz ediyor. Mısır’da kadınlar iş hayatında aktif değildi ve toplum içindeki konumu genellikle eşlerinin ve babalarının statülerine göre tayin ediliyordu fakat mahkemelerde şahitlik yapabiliyorlar, kendilerine ait olacak şekilde mülk satın alabilip kontrat imzalayabiliyorlardı. Chicago Üniversite’sinde görev yapan Eski Mısır Bilimcisi Janet H. Johnson’a göre bu imtiyazlar dönemin Yunan topluluklarıyla kıyaslanınca daha da önemli hale geliyor. Çünkü Yunanistan’da yaşayan kadınlar bu tarz imtiyazlara sahip değildi.
Kadınların toplum içinde teorik anlamda ekonomik ve sosyal güvencelerinin olması uygulamada kendini göstermiyordu. Brooklyn Müzesi’nde yer alan, MÖ. 1147 yılına tarihlenen papirüse göre binlerce toprak sahibinin adının bulunduğu listenin sadece %10’unu kadın nüfusu oluşturuyor. Kadınların imtiyaz sahibi oldukları belki de en önemli alan evlilik sözleşmesiydi. Mısır toplumunda diğer toplumların aksine evlilik yasal veya dini bir seremoni eşliğinde yapılmıyordu. Bir çift bir arada yaşıyor ve bir aile kuruyorsa evli olarak addediliyor, evlenildiğine dair hiçbir sözleşme imzalamıyordu. Bunun yerine kadın ve erkeğin ekonomik durumuna da bakılarak oldukça titiz hazırlanmış evlilik sözleşmesi imzalanıyordu. Sözleşmede, tarafların evliliğin anlamı hakkındaki niyetleri, erkeğin hem evlilik sırasında hem de boşandıktan sonra kadına, varsa çocuğuna, karşı ekonomik yükümlülükleri yer alıyordu. Bir boşanma durumunda, boşanmaya sebep olduğu belirlenen kusurlu taraf ortak mülkiyet altındaki mallardan feragat ediyordu.
Atlas Obscura’da yer alan habere göre, farklı çağlardan evlilik sözleşmelerinin yer aldığı papirüsler de tüm bu hakları doğrular nitelikte görünüyor. Chicago Üniversitesi’nin Şark Enstitüsü bölümünde yer alan 2480 yıllık olan bir papirüse göre boşanma durumunda kadın, erkekten geri kalan hayatı boyunca bir nevi nafaka diyebileceğimiz “1.2 adet gümüş ve elyaftan yapılma 36 adet çanta” talep ediyor. Bir sözleşmede de erkek, karısından boşanırsa tüm varlığı vereceğini vaad ediyor. Bu ayrıcalıklar Nil topraklarını feminizmin merkez noktası haline getirmese de dönemin kadınlarının toplum içindeki durumunun belirlenmesi açısından oldukça önemli görünüyor.Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >