Blog
Antik Roma’da Kız Çocukları Neden Bebeklerle Oynuyordu?
Antik Roma’da Kız Çocukları Neden Bebeklerle Oynuyordu?
İpek Kırömeroğlu - www.arkeofili.com
Roma’da 2.000 yıl öncesine tarihlenen bir kız çocuğuna ait mezarda bulunan oyuncak bebek, oyuncak bebeklerin sadece oyun ve eğlence amaçlı olmadığını gösteriyor. Bu oyuncak bebekler aynı zamanda kız çocuklarını çok erken yaşlardan itibaren anneliğe hazırlıyordu.
19. yüzyılın sonlarında Roma’da beklenmedik bir keşif yapıldı. Yaklaşık 2.000 yıllık Crepereia Tryphaena ve Crepereius Euhodus’un kalıntılarını içeren yan yana yerleştirilmiş iki lahit ortaya çıkarıldı. Ailenin iki üyesi olağanüstü bir yere, yani Domizia’nın İmparatorluk Bahçeleri’ne gömülmüştü.
Keşfin, kamuoyunda merak uyandıran olağanüstü doğası, mezara gömülen bireylerin “asıl” köklerinde yatıyor, çünkü Crepereii ailesinin kökenleri bir zamanlar kölelikten azat edilmiş zengin bir aileden geliyordu ve buna rağmen aile üyeleri bir imparatorluk mülküne defnedilmişti. Büyük olasılıkla, ailenin imparatorluk mülkünün yönetimindeki lider rolüne ithafen öldükten sonra Crepereii ailesine bu eşsiz onur verilmişti.
Yine de en büyük heyecanı yaratan Crepereii ailesinin “egzotik” kökenleri değil, Crepereia’nın gösterişli ve etkili cenazesiydi, çünkü o oyuncak bebeğiyle birlikte gömülmüştü.
Evlenmek için doğmak
Romalı kızların çocukluğu uzun sürmezdi. Roma hukukuna, kız çocuklarının 12 yaşından önce evlenemeyeceğine hükmederken aslında bu yaş sınırı, erkeklerin kadınların ergenliğine ilişkin “geniş kapsamlı” gözlemlerine dayanıyordu. 12 yaşından itibaren kız çocukları fiziksel, sosyal ve yasal olarak evliliğe uygun kabul edilse de, çoğu Romalı kız çocuğu genellikle daha sonraki bir yaşta, yani 15 yaşından itibaren evleniyorlardı.
Bebek ölüm oranlarının yüksek olduğu bir dönemde Romalı aileler, çocuk doğurmanın hali hazırda zaten tehlikeli olduğu bir dönemde, çocuk yaşta anne olanlar için ise doğum yapmanın genellikle ölümcül bir süreç olmasına rağmen, kız çocuklarının doğurganlığından yararlanıyorlardı.
Erken yaşta yapılan evlilikler, özellikle güçlü aileler arasında, genellikle hanedanlar arası ittifak kurmak için bir araç olarak ve aynı zamanda kadının kocasını aşağılayıcı olarak gösterebilecek cinsel geçmişinin olmamasını sağlamak için yapılıyordu.
“Antik Roma’da, ‘saygın’ kadınlar, tamamen aile ve evlilik birliği etrafında inşa edilmiş çok kesin bir kadın idealine uymak zorundaydı. Crepereii ailesinin nihai dinlenme yeri olan Capitolini Müzeleri’nin küratörü Nadia Agnoli, “kadınların hangi yaşta olurlarsa olsunlar kendilerine makul bir şekilde bakamayacakları ve sürekli erkek otoritesi altında olmaları gerektiği düşünülüyordu.” diyor.
“Kanunen reşit olmayan” yasal statülerine rağmen, kadınlardan çocuklara bakmak, ev işlerini yürütmek, genellikle aile işlerine yardım etmek ve ailenin gücü yetiyorsa köleleri denetlemek de dahil olmak üzere yetişkin rollerini üstlenmeleri bekleniyordu.
Ama tüm bu sorumluluklardan önce, evliliğin temellerini atmak için yapılacak bir düğün töreni vardı. Düğünün arifesinde, müstakbel gelinden oyuncaklarını ev tanrılarına adayarak tüm çocukça şeyleri bir kenara bırakması bekleniyordu; ve böylelikle bu geçişten bir kadın ortaya çıkacaktı.
Genç Crepereia için ise Moirai (Antik Roma’da 3 Tanrıçadan oluşan Kader Tanrıçaları grubu) farklı karar verdi; Moirai içinden pek de “inatçı” olan tanrıçası Atropos, genç Crepereia’nın ömrünün uzunluğunu belirleyen ipliği erkenden keserek onun ölüm anını belirledi. Bu yüzden de henüz bir kız çocuğu olarak bu dünyadan ayrılan Crepereia oyuncak bebeğinden ayrılmamalıydı.
Yine de, Crepereia’nın lahitinde bulunan iki yüzük, genç kızın henüz evli değilse bile ailesi tarafından önceden nişanladığını gösteriyor. Crepereia’nın ailesi ise, ölümünden sonra onu en sevdiği oyuncak bebekle yeniden bir araya getirmeye karar vermiş olabilir.
“Crepereia, 20 yaşından büyük olmayan, belki evli ya da yeni nişanlı genç bir kadındı. Elleri birbirine kenetlenmiş bir figürün üzerine kazınan kırmızı yeşim taşından mühür belki de onun evlilik yüzüğüydü ve diğer yüzüğün üzerine kazınmış ‘Filetus’ ismi ise kocasının veya nişanlısının adı olabilir.” diye açıklıyor Agnoli.
‘Barbara’ Barbie’ye Karşı
Crepereia’nın cansız bedeni, başı oyuncak bebek arkadaşına doğru eğik olarak yan yatırıldı. Zarif bir şekilde işlenmiş bu fildişi bebek (muhtemelen İskenderiye’de yapıldığı düşünülüyor), bugün kız çocuklarının oynadığı bebeklere benzer şekilde hareket ettirilebilen ve bükülebilen eklemli uzuvlara sahipti.
Ayrıca bebeğe küçük aynalar, narin giysiler ve kızın giydirmesi için değerli süs eşyaları gibi minyatür malzemeler de eşlik ediyordu. “Bu oyuncak bebekler sadece çok zengin ailelerin çocukları için yapılıyordu ve bu türden bebeklerin arasında kıyaslanamayacak kadar incelikli olanı Crepereia’nın bebeğiydi. Kumaştan veya diğer malzemelerden yapılan standart bebekler Crepereia’nın bebeğinin daha basitleştirilmiş versiyonlarıydı ve anatomik detayları göstermiyordu.” diyor Agnoli.
Benzer türden oyuncak bebekler, genellikle ölen kişininkine eşdeğer olan kendi minyatür mezar eşyalarıyla birlikte mezarlarda bulundu. Crepereia’nın bebeği, genç kadınsı özellikleri, dolgun dudakları, yumuşak burnu ve iri badem gözleriyle açık ara en idealize edilmiş kadın formunu yansıtırken, dikkatle işlenmiş yüz detayları ve “büyük beden” vücut hatlarıyla 8 yaşındaki bir çocuğa ait olduğu düşünülen Grottarossa bebeği gibi oyuncak bebekler belki de anneliğin koruyucu niteliklerini göstermeye çalışan daha “anaç” bir versiyon olarak tasarlanmıştı.
Natüralist vücut hatlarıyla “Barbara” olarak adlandırabileceğimiz Crepereia’nın bebeği, günümüzde üretilen oyuncak bebeklerin sahip olduğu “farklı” vücut orantılarıyla büyük bir tezat oluşturuyor.
Ebedi ve “mükemmel” vücut görüntüsüyle Barbie’nin yetişkin bir kadının temsili olmasına rağmen, beli kafasından daha küçük ve neredeyse hiç var olmayan kalçaları ile çocuklara gelecekte anne olabileceğini vurgulamak için yapılmamıştı. Barbie’nin yaratıcısı Mattel Inc., bebeğin asla yetişkin figürünü kopyalamak için değil, Barbie’nin kıyafetlerinin bebeğin üstüne kolayca giydirilebilmesi için tasarlandığını belirtti. Peki eğer Barbie bir yetişkin değilse neden belirgin memelere sahip?
Şüphesiz, Mattel’in baz aldığı vücut oranlarında bir Barbie bebek eğer gerçek olsaydı, sadece yarım karaciğere sahip olacağı, regl olamayacağı (ki bu Romalılar için olgunluğun önemli bir göstergesi), dört ayak üzerinde emekleme harici normal bir şekilde yürüyemeyeceği ve başını bile dik tutamayacağı düşünülüyor. Böylelikle normal bir insan vücudunun sağlayabileceği tüm konfor bir oyuncak bebekte moda uğruna feda edilmiş oluyor.
Çocuk psikolojisi uzmanları, Barbie’nin gerçekçi olmayan vücut hatlarının üretici firma tarafından savunulma gerekçesinden etkilenmemiş olacak ki bazıları bu Barbie’yi genç kızlarda yeme bozukluklarına sebep olmakla suçluyor. Duruma örnek olarak, 5 yaşındaki kız çocukları kendi bedenlerinden memnun olmadıklarını ve büyüdüklerinde daha zayıf olmayı istediklerini bildirdiler.
Barbie’nin Romalı atası sayılabilecek antik “Barbara”nın gerçekçi vücut formuyla genç kızların vücut imajının bozulmasına katkıda bulunması pek olası değil; ancak “Barbara”nın sahip olduğu bu gerçekçi kadın imaji aynı zamanda, genç Romalı kızları gelecekte bekleyen ve hızla yaklaşan yetişkin birer kadın olma ihtimalini ima ediyordu.
İlahi doğurganlık
Mattel’in işleri daha “gerçek” hale getirme girişimi, Barbie’nin en iyi arkadaşı Midge’nin üretilmeye başlanmasıyla daha da ters gitti. Midge bebeğin öyküsünde, Midge 1991’den beri Alan ile evlidir. Mutlu çift, kısa süre sonra, 3 yaşındaki oğulları olarak tasarlanan Ryan bebeği memnuniyetle oyuncak bebek ailelerine dahil etti. 2002’de çift, Nikki adında cinsiyeti kız olan ikinci çocuklarını beklediklerini “açıkladı” (Midge bebeğin karnında, doğuracağı çocuğun kolay ve temiz bir şekilde “doğumunu” sağlayan çıkarılabilir bir manyetik göbeği var).
Mattel firmasından bir temsilci Barbie’nin resmi web sitesinde “Mutlu Aile” bebeklerinin 5 ila 8 yaş arası kız çocukları için tasarlandığını ve bunun “Özellikle yeni bir kardeşin gelişini bekleyen ailelerde, ebeveynlerin çocuklarıyla birlikte aile durumlarını canlandırmak için kullanmaları için harika bir destek,” olabileceğini açıkladı ancak sonrasında bu açıklama kaldırıldı.
Midge, çilli yüzü, örgüleri ve çiçekli elbisesiyle bir ergenlik dönemindeki bir genci temsil ediyor gibi görünüyor. Bu nedenle Mattel’in bu girişimi, markanın genç hamileliği teşvik ettiğini düşünen ve endişelenen ebeveynler tarafından pek de anlayışla karşılanmadı.
Crepereia’nın bebeği hamile olarak tasvir edilmese de, bebeğin yuvarlak doğurgan göbeği ve hayat veren geniş kalçaları, Crepereia’yı bir kadının antik dünyada sahip olabileceği en değerli role “hazırlamak” içindi: Anne olmak. Ancak herhangi bir anne değil, aynı zamanda saygın bir anne olmak: Bebeğin özenle işlenmiş saç modeli, antik Roma’nın moda ikonu sayılabilecek İmparatoriçe Genç Faustina tarafından popüler hale getirilen saç modelinin zarif bir kopyasıydı.
“Antik Roma’da kadın modasının standartları imparatorluk ailesinin kadınları tarafından belirleniyordu ve oyuncak bebekler bile modaya uygun olacak şekilde tasarlanıyordu… tıpkı Barbie gibi!” diyor Agnoli.
İmparator Marcus Aurelius Kendime Düşünceler adlı eserinde karısı Genç Faustina’yı “itaatkâr, sevecen ve sade” olarak tanımlar. Kendisi 15 yaşındayken 24 yaşındaki imparatorla evlendirilen ve 21 yılda en az 14 çocuğa annelik yapan Genç Faustina’ya, çocuk kavramı pek de yabancı değildi.
Sadece altısı yetişkinliğe kadar hayatta kaldı: beş kız ve psikolojik açıdan “biraz” dengesiz olan oğlu Commodus. Commodus, çoğunlukla giyim seçimleri (gladyatör gibi giyinmek) ve gladyatör oyunlarına sağlıksız (eski standartlara göre bile) hayranlığıyla tanınır.
İlk çocuğunun MS 147’de doğumuyla birlikte Senato, Faustina’ya, kocası 161’de Augustus olmadan önce, Roma dünyasında bir kadının alabileceği en yüksek unvan olan Augusta unvanını verdi. Ancak saray çevresinin propagandası burada bitmemişti. Faustina’nın bir anne olarak rolü kamuoyunda yüceltildi ve kızı Fadilla’nın doğumuyla birlikte Faustina’yı doğum da dahil olmak üzere kadınların hayatlarının tüm yönlerini özel olarak izleyen tanrıça Juno Lucina olarak tasvir eden madeni paralar basıldı. Sadece bir yıl sonra, sahip olduğu ilahi doğurganlığı için görkemli Fecunditas Augustae (“Augusta’nın Doğurganlığı”) unvanını aldı.
Genç Faustina, ortada dolaşan sadakatsizlik dedikodularına rağmen, kamuoyunda ideal bir kadının kişileştirilmiş halini temsil ediliyordu; yani Crepereia’nın bebeğinin temsil etmeyi amaçladığı idealize edilmiş kadın türünü: Güzel, şık ve doğurgan.
Barbara ve Barbie arasındaki bariz fiziksel farklılıklara ek olarak, oyuncak bebekler farkında olmadan aslında bazı ortak noktaları da paylaşıyor: Aralarındaki binlerce yıllık yaş farkına rağmen, bebeklerin her ikisi de yetişkin kadınları temsil ediyor ve ikisi de kız çocuklarının oynaması için ideal kadın versiyonlarını biçimlendiren erkekler tarafından tasarlandı.
Agnoli, “Crepereia’nın bebeği, bugün Barbie bebeklerinin sahip olduğu işleve sahipti: Yani kız çocuklarının yetişkin kadınların davranışlarını taklit etmesi.” diyor.
Antik Roma’nın “Barbara” bebekleri belirli bir amaç için tasarlanmıştı: Romalı kız çocuklarının, hayran oldukları ve bir gün dönüşmeyi hayal ettikleri yetişkin kadın figürünü taklit etmek ve oynamak doğrultusunda onların bu taleplerini karşılamak. Saygın bir eş ve anne olmak, erkekler tarafından bir kadının Roma toplumunda sahip olabileceği en önemli rol olarak “lanse ediliyordu” ve Crepereia’nın oyuncak bebeği, onu tasvir edecek model bebekti.
Haaretz. 14 Aralık 2021.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >