Yeni bir araştırma arkeolojik ve tarihi kaynaklarda, antik Yunanlıların “yaşayan ölü” ya da hayaletlere – yani öldükten sonra ne ölü ne de diri bir durumda geri gelen ve geceleri insanlara zarar vermek için mezardan çıkan insanlara- inandığı teorisini destekleyen kanıtları araştırıyor. Sicilya’daki bir antik mezarlıkta, üstüne amfora parçaları ve taşlar konulmuş iki farklı gömüt bu teoriyi destekleyen kanıtlardan.
Pittsburgh Üniversitesi’nden Carrie Sulosky Weaver, özellikle güneydoğu Sicilya’daki antik Yunan sahil kasabası Kamarina yakınındaki mezarlıktan gelen buluntu ve bulgulara odaklanıyor. Passo Marinaro olarak bilinen mezarlık MÖ 5. ila MÖ 3. yüzyıl arasında bir klasik dönem nekropolü olarak kullanıldı. Alanda yaklaşık 2,905 mezarlık kazıldı. Bunların yarısından çoğunda pişmiş topraktan vazolar, figürinler ve metal sikkeler gibi mezar hediyeleri bulundu.
Mezarlıkta iki gömüt ise diğerlerinden oldukça farklıydı. Mezar 653 ismi verilen ilk mezarda cinsiyeti bilinmeyen fakat hayatı boyunca gıdasızlık ve hastalıktan muzdarip olmuş birini barındırıyordu. “Mezar 653’le ilgili olağandışı olan, bireyin başının ve ayaklarının tamamen büyük amfora parçalarıyla kaplanmış olmasıydı” diyor Weaver. “Mezar 653’te bulunan ağır amfora parçaları muhtemelen bu insanı mezara sıkıştırıp kapamak ve görmesini ya da mezardan çıkmasını engellemeye yönelikti.”
Mezar 693 adı verilen ikinci bir mezarda 8 ve 13 yaşları arasında bir çocuğun kalıntıları bulunuyordu. Cinsiyeti bilinmeyen bu iskelet, vücudunun üzerine beş büyük taş konularak gömülmüştü. Weaver “Amfora parçalarında olduğu gibi, bu taşlar da bu bireyi mezara hapsetmek için konulmuş görünüyor” diyor.
Weaver, Akdeniz dünyasından Neolitikten MÖ 19. yüzyıla kadar tarihlenen arkeolojik ve antik yazılı kaynakları kullanarak Kamarina gömütlerinin olası “hayaletler” olabileceği teorisine destekliyor.
“Kamarina’daki Mezar 653 ve 693 sakinlerinin niye mezarlarına hapsedildiğine dair iskeletlerde ve mezar konteksinde bir işaret olmasa da, gördükleri özel muamele, Yunan Sicilya’sında nekrofobik (ölüden korkan) inanışlar ve uygulamalar olduğunu gösteriyor” diyor Weaver.
“Fakat bu gelenekler hakkında bilgimiz zayıf ve cevapladıklarımızdan daha fazla sorumuz var. Gelecekte diğer örneklerin araştırılması, bu alışılmadık geleneğe ışık tutacak ve antik Yunan dünyasında nekfrofobinin daha eksiksiz bir resmini sunacak.” (nekrofobi: ölüm ve ölülere karşı duyulan mantıksız ve oransız korku)-Popular Archaeology-aRKEOFİLİ.COM
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >