Blog
Arkeolog Doç. Dr. Akın Ersoy’la Antik Çağdan bugüne oyun ve oyuncakları anlattı
Mezarlarda oyuncakların bulunuyor olması, günlük yaşamdaki bazı objeleri diğer dünyaya taşıma isteğinden kaynaklanıyor.
www.arkeolojikhaber.com
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Ersoy, arkeolojik kazılarda ne tür oyuncakların keşfedildiği ve bu oyuncakların hangi anlamları içerdiğine dair soruları yanıtladı.
* Antik Çağ’da oyuncakların işlevi nedir? Ortaya çıkan arkeolojik oyuncaklarda oyunun ötesinde bir anlam keşfedilmiş midir?
*** Bunlar, insanın ihtiyacı olan objeler. Çocukların doğduktan sonra hem mental hem de fiziksel olarak oynama ihtiyacı olur. Çevresinden gördüklerinden etkilenir. Annesinin ev temizliği yaparken kullandığı kovaya, süpürgeye dikkat eder. Bu objeler çocuğun eline geçer ve oyun malzemesi olarak kullanır. Günümüzde de böyle olmaz mı? Annelerinde gördükleri temizlik objeleri, hep çocuğun gözünde ulaşılması gereken şeylerdir. Sadece evde değil bahçedeki horoz ve tavuk da oyun aracıdır.
Tanrıların sembolleri vardır. Örneğin Zeus’un kartalı. Çocuğun kartalla oynaması tanrı ile olan iletişimi bakımından da değer kazanabilir. Çocukların, ergenliğe geçerken oyuncaklarını kendisine en yakın hissettiği tanrılara sunduğunu görüyoruz. Mezarlarda da oyuncaklara rastlarız. Mezarlarda oyuncakların bulunuyor olması, günlük yaşamdaki bazı objeleri diğer dünyaya taşıma isteğinden kaynaklanıyor.
* Bu oyuncaklarla oynarken hayatı öğrenmeye başladıklarını söyleyebilir miyiz?
*** Tabii. Ben pedagog değilim ama bir pedagoga sorduğunuzda da aynı şeyi söyleyecektir. Oyun ve oyuncak çocuğu ileriye hazırlar. Örneğin çocuk, evcilik oynarken annesinden gördüğü gibi sofrayı hazırlar. İleriki süreçte karşılaşabileceği olaylara hazırlanmış olur. Sofranın nasıl hazırlandığını görür ve oyunla uygular.
* Antik uygarlıklarda kullanılan oyuncaklarla günümüzdeki oyuncaklar arasında benzerlikler var mı?
*** Evet. Biz çocuklarımıza spor arabaların küçük modellerini alırız. Bu yaklaşım Antik Çağ’da da var. Örneğin metalden yapılmış at arabaları var. Espri olacak biraz ama Antik dönemde bugün gördüğümüz dört tekerlekli motorlu arabaları görmemiz mümkün değil. O dönemde de at arabaları çocukların en sevdiği oyuncaklar. Biz bu oyuncakların bütününe ulaşamıyoruz. Ancak mezarlarda tam olarak çıkarmak mümkün olabilir. Ama tekerleğine, kasasına ilişkin parçalar bulunuyor. Ahşap veya pişmiş topraktan ya da metalden yapılmış bebekler, dönemin motifleriyle boyanarak süslenmiş. Hareketli veya hareketsiz, kukla şeklinde olan veya olmayan bebekler dönem çocukları tarafından kullanılıyor. Parçalar halinde veya bütün olarak ele geçen örneklerde köpek, tavuk, horoz, domuz, baykuş, ayı hatta maymun gibi uzak coğrafyalara ait hayvan figürlerine de rastlıyoruz. Karşımıza çıkan örnekler içinde en kadim olarak kabul edilen de çıngıraklardır. Taş Çağı’ndan itibaren çocukların, bebeklik döneminde ses çıkaran veya hareket eden aletlere karşı ilgisini çeken çıngıraklar, Antik Çağ’da da çocukların elinde.
Top oyunları da var. Günümüzdeki futboldan bahsetmiyoruz. Ama yakan top oyunundan tutun da birçok oyunda o dönemde de top kullanılıyor.
* Antik Çağ’daki yakan top oyunu ile günümüzde mahalle aralarında oynanan aynı mı?
*** Benzer. Kuralları tümüyle yazılmış oyunlar değil. Ancak birkaç değişim ile geçmişten günümüze yansıdığını söylememiz mümkün. Bu toplar deriden yapılıyor. Kurban kesilen hayvanların her şeyi değerlendirilir. Derileri dikilerek içine at kuyruğu ya da tavuk tüyü doldurulur, top haline getirilir. Bunları vazolar üzerine çizilmiş motiflerde ya da duvar resimlerinde görüyoruz.
* Günümüzde çocukların oyuncaklarına baktığımızda aileler arasındaki sosyoekonomik farklılıklar ortaya çıkabiliyor. Antik Çağ’da da oyuncaklardan yola çıkarak sosyoekonomik farklılıklar hakkında bilgi edinebilir miyiz?
*** Elbette. Günümüzde olduğu gibi geçmişte de ekonomik farklılıklar çocukların oyuncaklarını belirliyor. Örneğin pişmiş topraktan yapılmış bir bebek. Bir çömlekçi atölyesinde şekillendirilmesi gerekir. Şekillendirildikten sonra kalıbının alınması, kalıbının alındıktan sonra pişirilmesi ve sonrasında da boyanıp üzerine kumaş giysilerin giydirilmesi gerekir. Bütün bu zanaat süreci, oyuncağın yaratılmasını oluşturuyor. Bu demektir ki daha çok parayla o oyuncağa sahip olabiliyorsunuz. Diğer yandan iki ahşabın birbirine çakılmasıyla ya da bağlanmasıyla üzerine elbise giydirilmesi ile oluşan bebekler de var. Sosyoekonomik olarak daha alt düzeydeki ailelerin çocuklarının bunlarla oynadığını söyleyebiliriz.
Metal oyuncaklar da var. Demir veya bronzun bir ocakta eritilmesiyle yapılır. Bu da bir zanaat işi. Metal olmasından dolayı daha maliyetli ve o oyuncağa ulaşmak için de daha fazla para ödemeniz gerekiyor. Üst gelir grubundaki çocuklar pişmiş toprak oyuncaklarla, bebeklerle, metal arabalarla oynarken gelir seviyesi daha düşük olanlar kendi babasının ahşaptan yaptığı tekerlekler ve onun üzerine giydirilen basit bir kasadan oluşan arabalarla oynuyordu.
Kemikten yapılan oyuncaklar da bir zanaat işi. Bizim coğrafyamızda gibi fil yok ama fil dişinden yapılan oyuncaklar uzak coğrafyalardan geliyor. Bu bir maliyet. Ve onun bir oyuncağa dönüşmesi başka bir maliyet. Sosyoekonomik farklılıklar o dönemde de var.
ANTİK OYUNCAKLAR ANKARA'DA
Türkiye'deki farklı müzelerin koleksiyonlarında bulunan antik dönemlere ait çocuk oyuncakları, Ankara Etnografya Müzesi'ndeki geçici sergide bir araya getirildi. Çanakkale Troya, Bursa, Mardin, Kocaeli gibi müzelerin koleksiyonlarında yer alan, pişmiş topraktan ve tahtadan yapılmış oyuncaklar, antik dönemlerde çocukların oyun alışkanlıklarından örnekleri bir arada sunuyor. Sergide, dünyanın ilk oyuncak araba örnekleri arasında yer alan, milattan önce 4000 veya 3000 yıllarına ait pişmiş topraktan oyuncak araba, bugünkü kuklaların ilk prototiplerini oluşturan kukla örnekleri, ilk düdükler, oyun tahtaları, çeşitli hayvan figürleri, savaşçı asker figürin ve kuklaları gibi pek çok eser bulunuyor. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce "Çocukça Şeyler: Geçmişten Günümüze Çocuk, Oyun, Oyuncak" adıyla Ankara Etnografya Müzesi Geçici Sergi Alanı'nda açılan sergiyi gezmek için yarın son gün.
Ankara Etnografya Müzesi Müdürü Ali Haydar Atalar, sergide, oyunlara dair bilgilerin yer aldığı tabletlerin de bulunduğunu söyledi. Atalar, "Çocukluğumuzda tel bağlayıp, ip bağlayıp çekerek kullandığımız arabaların Antik Çağ’daki örneklerini görmekteyiz. Tabii bu örnekler kültürün de ne kadar üst düzeyde olduğunu yansıtmakta. Çünkü sadece sıradan bir oyuncak araba değil üzerinde pek çok kompozisyonu, anlamı, manayı taşıyan eserlerden bahsediyoruz.” dedi.
Sabrican Tıknazoğlu - Aydınlık
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >