Arkeolog değilsiniz, ama arkeoloji ilginizi çekiyor, öğrenmek istiyorsunuz. Nereden başlamalısınız, hangi kitapları okumalısınız? Bu listemizde sizlerden gelen önerileri dikkate alarak, arada kendimizden de bir şeyler katarak okumanızı önerdiğimiz arkeoloji ve tarih bilginizi artıracak kitapları listeledik.
Kitapların sıralanması tamamen tesadüfidir. Listeye eklenmesi gereken pek çok önemli kitabın daha olduğunu biliyoruz, kitap önerilerinizi yazar – yayınevi bilgisiyle birlikte yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Daha önce yine sizlerin önerileriyle hazırladığımız listeleri kaçırdıysanız şunlara da göz atabilirsiniz:
Rakipsiz derinliği ve incelenme hacmiyle Akdeniz arkeolojisi, antik toplumlara ışık tutabilecek en zengin kaynaklar arasında. Klasik dönem ve sonrasındaki tarihine dair başarılı yorumlar olmasına rağmen Akdeniz toplumlarının, kültürünün ve ekonomilerinin nasıl oluştuğuna dair elimizde bütünlüklü incelemeler yok. Orta Deniz’in Yapımı, Akdeniz dünyasının oluşumunu MÖ 2 milyondan alıp MÖ 500’lere getiriyor. Kitap, Avrupa, batı Asya ile Afrika cenahlarından ve Akdeniz’in kalbindeki adalardan görüşlere ve bilgilere eşit derecede yer veren ilk kaynak. Hikâyesini ilk insanlardan başlatıp tarımla metalürjinin ve medeniyetlerin doğuşuna kadar sürdüren kitap, disiplinler arası bir çalışma.
Arkeolojiye meraklı herkesin mutlaka bir kere karşısına çıktığını düşündüğümüz kitaplardan biri Tanrılar, Mezarlar ve Bilginler. Yazarın İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi propagandası yaptığı gerçeğini bir yana bırakırsak, kitap okullarda arkeolojiye giriş derslerinde bile okunması önerilen arasındadır. Kitapta Antik Yunan, Mısır ve Mezopotamya arkeolojisine ağırlık verilmiştir. Ünlü arkeologların hayat hikayelerini anlatıp, önemli buluşlarını nasıl yaptıklarından da bahsediyor.
“Bu kitap, bilimin doğuşundan Troya’nın hazinelerine; Mısır piramitleri ile mumyaların gizeminden hiyeroglifin çözülüşü ve çiviyazısının okunuşuna; Babil Kulesi ve Tufan’ın öyküsüne ve Aztek uygarlığına kadar sayısız arkeolojik bulgunun bilimsel romanıdır.”
Türkiye’de yazılmış ender İnsanlık Tarihi kitaplarından biridir. Alaeddin Şenel, kapsamlı araştırmaları sonucu maddenin evriminden başladığı incelemesine evrimsel süreci, kültürel evrimi, konar-göçerlikten tarım toplumuna geçişi ele alır. Ardından şehirlerin ortaya çıkışını, vergi kavramını, uygarlığın gelişimini değerlendirir. Kapitalizm eleştirisi yapan yazar tarihsel anlatımı sınıf çatışması üzerinden yapar.
Türkiye’nin önde gelen arkeologlarından Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’la söyleşi tadındaki bu kitapta arkeolojinin ne olduğu, tarihi, bilim dalı haline nasıl geldiği, politik amaçlarla nasıl kullanılabildiği gibi sorulara cevaplar bulabilirsiniz. Ayrıca arkeologların hangi bilimsel yöntemleri kullandıkları ve arkeolojinin alt dallarıyla ilgili bilgiler edinebilirsiniz.
Arkeoloji teorileri sözlüğü olarak da niteleyebileceğimiz bir kaynak. Renfrew ve Bahn’ın editörlüğünde, kendi alanında uzman arkeologların kaleme aldığı, arkeoloji teorilerini ve önemli kavramları açıklayan ayrıntılı bir kitap. Özellikle arkeoloji öğrencilerinin el altında bulundurmasını tavsiye ediyoruz.
Türkiye’nin değerli arkeoloji hocalarından biri olup kısa süre önce aramızdan ayrılan Güven Arsebük’ün çeşitli mecralarda yayımlanmış makalelerinden bazılarının derlenmiş ve yeniden düzenlenmiş halidir. Ortak noktası insanın biyolojik ve kültürel evrimi olan bu yazıları anlamak için derin arkeoloji bilgisi gerekmediğinden başlangıç seviyesindeki arkeofillere önerilir.
Bu kitapta Anadolu’nun prehistorik dönemleri, yani Paleolitik, Neolitik ve Kalkolitik dönemler üzerinde duruluyor. Tabii burada özellikle belirtilmesi gereken nokta şu, kitap bütün Anadolu’yu değil, Küçük Asya’yı kapsıyor. Bu yüzden kitabın Çayönü, Göbeklitepe gibi Fırat-Dicle havzalarındaki bazı önemli yerleşimlerden bahsetmediğini belirtmekte yarar var. Buna karşılık İç Anadolu, Marmara ve Ege bölgeleri gerçekten çok ayrıntılı işlenmiş. Bleda Düring’in yazım tarzı, anlattığı konular karmaşık olsa da kolay anlaşılır ve kitap bu dönemlerle ilgili ön bilgisi olanlar için rahatça okunabilir nitelikte. Prehistorya bölümlerinde ders kitabı olarak okutulan kitaplardan biridir. Kitapta farklı yerleşimler hakkında ayrıntılı bilgiler olduğundan orta ve ileri derecede arkeoloji bilgisi olan arkeofillerin okuması tavsiye edilir.
8- Mitoloji Sözlüğü
Azra Erhat’ın geniş bilgi birikimiyle kaleme alınmış bu eser, Antik Yunan ve Roma mitolojilerine merakı olan herkese tavsiye edilir. Adında “Sözlük” olması sizi kitaptan soğutmasın, bir edebiyatçının elinden çıktığı belli olan bu eser, akıcı bir şekilde okunabilecek niteliktedir.
9- Arkeolojinin Kısa Tarihi
Arkeolojiye giriş derslerinde dünya çapında okutulan kitaplardan biridir. Arkeoloji tarihini eğlenceli ama son derece kapsamlı bir şekilde ele alıyor. Ön bilgi gerektirmeyen bu kitap, kısa hikayeler tadındaki üslubuyla rahatça okunabilecek nitelikte.
10- Anadolu’nun Arkeoloji Atlası
2002 yılında yayınlanmaya başlayan Arkeoatlas dergisinin ilk dört sayısının birleştirilerek hazırlandığı “Anadolu’nun Arkeoloji Atlası 01” kitabı, arkeoloji bilimi, tarihçesi ve yöntemlerini içeren giriş bölümüyle başlıyor. Ardından Anadolu’da insana dair ilk izlerin ortaya çıktığı Paleolitik çağdan Demir Çağı’na, Urartu Krallığı’nın sonuna kadar olan süre kronolojik olarak ele alınıyor. Bu özel koleksiyonun ikinci sayısı ise, Son Tunç Çağı’ndan Hellenistik Döneme kadarki zamanı kapsıyor. Alanında uzman kişiler tarafından dönem dönem incelenen bu kitap, yeni başlayanlar için Anadolu arkeolojisini anlamak adına hala önemli bir referans görevi görüyor. Şu anda artık basımı olmamakla birlikte çeşitli kütüphanelerde ya da sahaflarda örneklerine ulaşabilmek mümkün.
11- Türkiye’nin En Eski Kültürleri
Uzun yıllar Anadolu ve çevresinde çalışmış olan Sagona ve Zimansky’nin hazırladığı bu kitap, son bulgular ışığında, Anadolu ve Trakya’nın tarihöncesi dönemlerinden MÖ 550’li yıllara kadar olan zamanı ele alarak yeniden değerlendiriyor. Kitabın önsözünü yazan Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’a göre bu çalışma, Anadolu’nun uygarlığın gelişim süreci açısından taşıdığı önemi vurguluyor. “Yazarlar bu kitapla güç olanı başarmış, başlangıcından Demir Çağı’nın içlerine kadar olan süreci çeşitli yönleriyle ele almışlardır.”
12- Kendini Yaratan İnsan
Gordon Childe’ın bu kitabının ilk kez 1936’da yayımlandığını bilmek insanı şaşırtıyor. Arkeoloji teorisinin gelişmesine önemli katkıları olan Childe, bu kitabında kendi dönemindeki verileri harmanlayarak insanlık tarihini anlatıyor. Ateşin bulunuşundan yerleşik hayata geçişe, süt ve yün gibi ikincil ürünlerin kullanılmaya başlanmasından ilk şehirlerin kuruluşuna kadar çeşitli konulara değiniyor. Kitap özellikle bu konuda uzman arkeologlara değil insanlık tarihine meraklı genel okurlara yönelik yazıldığı için anlaşılması kolaydır. Tabii 1930’larda yazıldığı göz önünde bulundurularak bu kitabı okuduktan sonra daha yakın dönem çalışmalarına da göz gezdirmenizi öneririz. Böylece tarihlerle ve varılan sonuçlarla ilgili karmaşa ortadan kalkacak, yenilenmiş bilgileri daha kolay sindirebileceksiniz.
13- Hayvanlardan Tanrılara Sapiens
2016’da Türkçeye kazandırılan bu kitabı görmeyen, ya da en azından bir yerlerde övgüsünü duymayan muhtemelen yoktur. Yazarlarımız arasında da oldukça popüler olan bu kitap, insanın dünyadaki yerini, bir tür olarak taş devrinden günümüze nasıl evrildiğini incelemekle kalmayıp tanrı, para, millet, insan hakları gibi soyut kavramları nasıl geliştirdiğini de ele alıyor. Dilinin akıcı olması ve fikirlerini açıklarken kullandığı örnekleri kitabın basıldığı ülkeye göre vermesi kitabı kolay okunur yapan etmenlerden. Bu nedenle başlangıç seviyesindeki arkeofillerin de rahatlıkla okuyabileceğini düşünüyoruz.
14- Tarih
Herodotos, dokuz kitaptan oluşan Tarih’i ile Batı tarih yazımının atası ve ilk büyük yazarı kabul ediliyor. Eserde, küçük ve geçimsiz Yunan kentlerinin, Pers imparatorluğuna ait güçleri geri püskürtmek için nasıl birlik olduğu anlatılıyor. Her ne kadar bu destansı mücadele eserin temelini oluştursa da, Herodot’un konudan apayrı betimleri sayesinde birçok farklı konu hakkında da bilgi aktarılıyor: Mısır’ın doğal harikalarının tanımları; Avrupalı göl sakinleri; köpek kafalı erkekler ve altın kazan karıncalar…
Herodot’un Anadolu’da, o dönemde Pers yönetiminde olan bir Antik Yunan şehri Halikarnassos’ta (Bodrum) doğduğu düşünülüyor. Ancak doğum ve ölümünün kesin tarihleri belirsiz. “Tarihin Babası” olarak anılan Herodot’un en uzun öykülerinden bazıları, Mısır, Afrika ve Küçük Asya’daki geniş seyahatleri sırasında gördüğü çeşitli şeyleri içeriyor.
15- İlyada – Odysseia
Her ne kadar tanıtıma gerek olmadığını düşündüğümüz epik destanlar olsalar da bu listeye koymakta fayda görüyoruz. Kronolojik olarak baktığımızda ilk kitap olan İlyada’da efsanevi Troya Savaşı’nın son 51 günü anlatılır. Hatta hikâyenin bir bölümünde tanrılar, henüz binlerce ağacın kesilip altında siyanürle altın aranmasından önce Kaz Dağları’nın zirvesinden savaşı izlerler. Akhilleus’la Hektor’un teke tek mücadelesinde kimin galip geleceğine Zeus burada karar verir. “Madem savaş Troya’da, neden destanın adı İlyada?” diyorsanız, Troya’nın klasik dönem öncesindeki adının İlion olduğunu belirtmek isteriz.
Odysseia ise yaklaşık 10 yıl süren Troya Savaşı’ndan İthake’ye dönmeye çalışan Odysseus ve arkadaşlarının maceralarını anlatır. Gerek evine varması yıllar süren Odysseus’un başından geçen maceralar gerek İlyada pek çok filmde işlenmiştir. Bu kitapları tanıtırken geçen yılın (2018) Troya Yılı ilan edildiğini ve Troya’daki yepyeni müzenin ziyaretçilerini beklediğini de belirtelim. Kitaplar çeşitli çevirmenlerce çevrilip farklı yayınevleri tarafından basıldı. Bunların en bilineni İş Bankası Yayınları Hasan Ali Yücel Klasikleri tarafından basılan Azra Erhat ve A. Kadir’in Antik Yunancadan çevirisidir. Bu destanları okurken ayrıntılı arkeoloji bilgisine ihtiyacınız olmasa da, bahsi geçen yerleri arada haritaya bakarak incelemek işinize yarayabilir. Başlangıç seviyesindeki arkeofillere tavsiye edilir.
16- 50 Soruda İnsanın Tarihöncesi Evrimi
Yazar bu kitapta insanın evrimini, canlılar dünyasındaki uzak ve yakın akrabalarıyla benzerliklerinin ve farklılıklarının izini sürerek anlatıyor. Yazarın, insan evriminin biyolojik ve kültürel adımlarını takip ederken uğradığı sorulardan bazıları şunlar: İnsan maymundan mı gelmiştir? Ne zaman iki ayak üzerinde yürümeye başladık? Şempanzelerle son ortak atamız kimdi? İlk atalarımız bize ne kadar benziyordu? İlk aletler ne kadar eskidir? İnsan ne zaman konuşmaya başladı? Fosillerde konuşma yeteneği nasıl anlaşılır? Atalarımız Afrika’dan ilk ne zaman çıktılar? İnsan ateşi ne zaman keşfetti? Neandertal’ler bizim atamız mıydı?
17- Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş
Eski Yunan ve Roma dünyası; siyaset, hukuk, askerlik, mimarlık, sanat, düşünce ve tarih yazıcılığı alanlarında günümüz Batı uygarlığı üzerinde çok önemli etkiler bırakmıştır. Batı dünyası –Girit’teki Minos uygarlığı ve Yunanistan’daki Miken uygarlığını da kapsayacak şekilde– Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının bıraktığı miras üzerine kurulmuştur. Bu kitapta yaklaşık 3500 yıllık bir dönemin tarihi ele alınmaktadır. “Polis” denen kent-devletlerinin kurulmaya başlaması, kolonizasyon, doğa filozofları, demokrasi ve demokratik yönetim biçiminin ortaya çıkışı, Herodotos ve Thukydides ile tarihçiliğin gelişimi, edebiyat, felsefe, Sokrates’in idamı, Büyük İskender ve Helenistik krallıklar, Roma’da krallık, Cumhuriyet ve İmparatorluk dönemleri, sınıf mücadeleleri, Hannibal ve Kartaca Savaşları, “Roma Mucizesi”, İç Savaş ve Caesar, Augustus ve Roma Barışı, çok tanrılı dinden Hıristiyanlığa geçiş, imparatorluğun ikiye bölünmesi ve Batı Roma’nın yıkılması gibi Antik Çağ tarihine damgasını vuran olaylar ve kişiler Eski Yunan ve Roma Tarihine Giriş’te ayrıntılı bir şekilde sunuluyor.
18- Tarih Sümer’de Başlar
İlk yasa sistemi hangi uygarlığa aitti? İlk vergi indirimini hangi uygarlık uyguladı? Ya ilk atasözü, ilk aşk şarkısı, ilk atasözü ve deyimler? Tüm bu soruların yanıtı hiç şüphesiz çiviyazısı denen yazılarını kil tabletlere geçirerek yazılı tarihi başlatan Sümerler olacaktır. Kitabı Mukaddes’te geçen birçok kavramın kökenlerinin de Sümerlerde olduğunu görmek kafalarımızda soru işaretleri uyandıracaktır. Önde gelen Sümerologlardan Samuel Noah Kramer, Sümerlerin insanlık tarihine katkıda bulundukları 39 alanı, yıllar süren araştırmalar ve binlerce tabletin okunması sonucunda ortaya çıkan bu kitapta topladı. Eğitimden aileye, tarımdan adalete, ahlaktan felsefeye, edebiyattan politikaya “Tarih Sümer’de Başlar.”
19- Anabasis – On Binlerin Dönüşü
MÖ yaklaşık 432 – MÖ 355 yılları arasında yaşayan Ksenophon, Atinalı yazar, tarihçi ve komutandı. Peloponnesos Savaşı’nda kentinin yenilgisini demokrasiden kaynaklanan disiplin eksikliğine bağlayarak demokratik yönetime karşı tavır aldı. MÖ 394’teki Koroneia Savaşı’nda Sparta saflarında Atinalılara karşı savaştı. Bunun üzerine ihanetle suçlanarak sürgün edildi. Sokrates’in öğrencisi olan Ksenophon’un en tanınmış eseri olan bu kitap, Pers prensi Kyros’un iktidarı ele geçirmek için ağabeyi II. Artakserkes’e karşı açtığı sefere katılan Yunanlı askerlerin savaş ve yurda dönüş macerasını anlatıyor. Ksenophon’un anı ve deneyimlerini aktardığı Anabasis, çoğu Anadolu’da geçen büyük bir askerî seferin güncesi.
20- Tüfek, Mikrop ve Çelik
İnsanlık tarihi, devletler, savaşlar ve keşiflerle dolu. İmparatorluklar kurulup yıkılırken, tarihin seyrini değiştiren, kıtaların kaderlerini belirleyen olaylar yaşandı. Peki insanlık tarihi nasıl başladı ve nasıl şekillendi? Neden Avrasya’da atlar evcilleştirilebilirken Afrika’da zebralar evcilleştirilemedi? Neden Amerika kıtasının yerlileri Avrupa’yı istila etmedi de tersi oldu? Neden bazı toplumlar zenginken diğerleri fakir kaldı? Bu eser, insanlık tarihine dair önemli soruları soruyor ve bilimsel kanıtlarla yanıt arıyor. Bu kitap için, Harari’nin Sapiens kitabından daha önce yazılmış ancak anlatımı Harari kadar akıcı ve sade olmayan bir kitap diyebiliriz.
21- Göbekli Tepe – En Eski Tapınağı Yapanlar
İnsanlar yüzbinlerce yıl avcı toplayıcı, konar-göçer topluluklar olarak yaşadıktan sonra neden yerleşik hayata geçip tarım ve hayvancılık yapmaya başladı? Göbeklitepe’nin keşfedilmesinin ardından insanların Yakın Doğu’da yerleşik hayata geçişiyle ilgili teorilerin yeniden gözden geçirilmesi gerekti. 12000 yıl önce bu kadar görkemli yapılar inşa eden, bu derece zengin bir materyal kültüre sahip bir topluluğun avcı toplayıcı olması son derece şaşırtıcı. Göbeklitepe’yi eski kazı başkanı müteveffa Klaus Schmidt’in anlatımıyla öğrenmekle kalmıyor, bu dönemde civardaki başka yerleşimlerde neler olduğunu da okuyarak Neolitik Döneme geçiş ve sonrasıyla ilgili kapsamlı bilgiler ediniyorsunuz. Özellikle 2019’un Göbeklitepe yılı olması ve etrafta Göbeklitepe’yle ilgili ciddi bilgi kirliliği ve uçuk yorumlar olduğu göze alındığında son derece bilimsel bir şekilde yazılmış olan bu kitap daha da değer kazanıyor.
22- Çatalhöyük – Leoparın Öyküsü
Konya’da bir Neolitik Dönem yerleşimi olan Çatalhöyük’teki kazılarda elde edilen bulguların eski kazı başkanı Ian Hodder tarafından değerlendirilmesi. Çatalhöyük James Mellaart tarafından 1960’larda kazıldığından beri iyi korunmuş mimarisi, duvar resimleri ve insan figürinleriyle uluslararası camiada yankı uyandırmıştır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne 2012’de giren Çatalhöyük’te yaşam nasıldı? Ne yiyip ne içiyorlardı? Kafataslarını neden mezarlardan çıkarıyorlardı? Bunlar gibi pek çok soruyu yanıtlayan bu kitabın içinde pek çok bilimsel analizden bahsediliyor olsa da dili olabildiğince sade tutulmaya çalışılmıştır.
23- Arkeoloji – Kuramlar, Yöntemler ve Uygulama
Pek çok ülkede arkeolojiye giriş derslerinde okutulan kitaplardan biridir. 2017’de Türkçe’ye kazandırılan ve zaman zaman arkeolojinin “Kutsal Kitabı” olarak anılan bu kitap, arkeolojinin ne olduğunu, tarihsel gelişimini, kullanılan yöntemleri ve kuramsal yaklaşımları ayrıntılı bir şekilde açıklar. Bölüm içlerinde işlenen konuya ilişkin ilgi çekici tarihi anlatıları, önemli buluşları okumak da son derece zevklidir. Kitabı baştan sona okuduğunuzda 1. sınıf arkeoloji öğrencisi kadar şey öğrenmiş olacaksınız. Unuttuğunuz bir kavramı ya da yöntemi hatırlamak istediğinizde rahatça başvurabileceğiniz, kaynak kitap olarak kullanılabilecek nitelikte bir yayındır. Başlangıç seviyesindeki arkeofillere de gönül rahatlığıyla önerilir.
24- Altı Bardakta Dünya Tarihi
Tom Standage bu kitapta, tıpkı arkeologların kullandığı malzemeler temelinde tarihi farklı dönemlere (taş çağı, bronz çağ, demir çağ vb.) ayırması gibi, dünya tarihini farklı içkilerin egemen olduğu dönemlere ayırıyor. Özellikle de altı içkinin dünya tarihinin akışını ana hatları ile belirlediğini öne sürüyor: Bira, şarap, damıtık içki, kahve, çay, kola. Yazara göre bu altı içkinin üçü alkol, üçü kafein içerse de, hepsinin ortak paydası, her birinin antik dönemden bugüne kadar çok önemli bir tarihsel dönemin tanımlayıcı içkisi olması.
25- Modern İnsanın Kökeni
Roger Lewin bu kitabında modern insanın evrimsel geçmişiyle ilgili bulgu ve kuramları anlatıyor. Jeolojik, paleontolojik, arkeolojik ve genetik kanıtların ışığında, modern insanın kökeninin hangi insan türüne dayandığı sorusuna verilmiş yanıtları paylaşıyor. Araştırmacıların insanın evrimine dair soruları çözmeye çalışırken faydalandıkları tarihlendirme yöntemleri, taş alet teknolojileri, evrim genetiği ve kültür sanat gibi konularla ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >