Blog
Arkeolojiye sosyoloji açısından bakmak
Arkeolojiye sosyoloji açısından bakmak
GAÜN’de Bilime Sosyolojiden Bakmak Panelinde, Sosyolojinin; arkeoloji, antropoloji, psikoloji gibi pek çok alanın merkezinde yer aldığı belirtildi ve "Arkeolojik kazı aslında hiyerarşinin tiyatral bir şekilde ifade edildiği bir ortam" denildi.
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Kültür Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Toplumsal Araştırmalar Topluluğu tarafından GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda "Bilime Sosyolojiden Bakmak" başlıklı iki oturumdan oluşan panel düzenlendi.
GAÜN Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Nuri Gültekin’in moderatörlüğünü yaptığı panelin birinci oturumunda; Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı ve Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Yücel Karadaş, arkeoloji bilimine sosyoloji açısından bakarak değerlendirmelerde bulundu.
Doç. Dr. Yücel Karadaş, bu yaz Van Ayanis Arkeolojik Kazısına katıldığını ve o arkeolojik kazı ekibini bilim sosyolojisi perspektifiyle analiz ettiğini belirterek şunları söyledi: “Oradan bir makale çıkardım şu an yayın aşamasında. Arkeolojik kazı aslında hiyerarşinin tiyatral bir şekilde ifade edildiği bir ortam. Arkeolojik kazıda önemli olan temel olgulardan biri çile ve bu çileyle baş edilme metotları. Arkeologlar yalnızca hiyerarşik emir komuta zinciriyle değil aynı zamanda bir rıza örgütlenmesiyle de iş yapmak zorunda. Kazı başkanı beraber çalıştıkları insanların rızasını üretmek zorunda. Ancak bu şekilde bir yönetim portföyü olabilir.”
ORTAK PAYDADA BULUŞMALIYIZ
Sunumunda; “Bütün bilimler birbiriyle iletişim halinde olmak zorunda” diyen Prof. Dr. Mehmet Işıklı, bilim sosyolojisinin bir alan olarak sadece arkeoloji değil, her bilim tıp, mühendislik içinde söz konusu olabileceğini söyledi. Prof. Dr. Işıklı, “Bilime nasıl bakıyoruz? Bilimsel çerçevede neleri analiz edebiliriz? Öncelikle çerçevesini iyi çizmemiz gerekiyor. Biz arkeologların asıl işi insan ve toplumun geçmişini inceliyoruz. Sosyolog da bugünkü toplumu analiz ediyor. Biz geçmiş toplumla bugünkü toplumun analizinde ortak paydalarımız ne olabilir, bugünkü topluma yaklaşımımızda geçmiş toplumlardan ne tür dersler alabiliriz? Bu tür ayrıntılar üzerinde odaklanırsak bilime ve bilim sosyolojisine hizmet etmiş oluruz” diye konuştu.
Panelin öğlenden sonraki oturumunda moderatörlüğü Gaziantep Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Şenay Leyla Kuzu yaptı ve İnönü Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Hacı Bayram Kaçmazoğlu, İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Ertan Eğribel ve Doç. Dr. Ufuk Özcan konuşmacı olarak katıldı.
SOSYOLOJİ TEK YANLI BİR BİLİM DEĞİL
Prof. Dr. Hacı Bayram Kaçmazoğlu, sunumunda sosyolojinin pozitif bilimler kadar pozitivizme yakın olmadığını ama bilimsel özellikleri olan sosyal bilimler içerisinde belli bir nedenselliğe, nesnelliğe dayalı bir bilim olduğunu belirtti. Prof. Dr. Kaçmazoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Bu dünyanın farklı uygarlık alanlarında, bölgelerinde, çatışma alanlarında farklı olgular, bilgi birikimleri ortaya çıkarır ama onların tüm dünyaya yayılabileceği, her kuralın aynı yerde geçerli olabileceğini de iddia edemeyiz. Bu açıdan günümüzde önemli bir sosyal bilim paradigması var o da batı merkezli. Buna itiraz etmek gerekir çünkü pozitivizme dayalı bir paradigma. Oysa insanlar siyasi organizasyonlarıyla farklı çözüm üretebilirler. Farklı yasalara imza atabilirler. Onun için sosyoloji tek yanlı bir bilim değildir.”
BATIDAKİ BİLİM TARTIŞMALARINA KATILMIYORUZ
Günümüzde bilimin tartışmalı bir halde olduğunu, bu tartışmaların batıda başladığına dikkat çeken Prof. Dr. Ertan Eğribel, “Batı bilimin üzerine kuşku getiriyor ve giderek bilim açıklamaları üzerinde kuşku giderek bilimi reddediyor. Buna karşı hem sosyologlar hem de bilimde çalışanlar olarak bir tavrımızın olması gerekir. Bu görüşlere katılıp katılmadığımızın ortaya koyulması gerekir. Batıda yeni bilim tartışmaları var. Bu bilim tartışmaları içinde sosyolojinin, bilimin, bütünsel dünya görüşlerinin sonundan söz ediliyor. Bu görüşlere katılmıyoruz. Bu görüşler doğrudan doğruya dünya düzenini tartışmamıza da izin vermiyor. O yüzden batı bilim tartışmalarına katılmak yerine bu tartışmalar içerisinde kendi yerimizi, tutumumuzu ortaya koymak esas kaygımız” şeklinde konuştu.
SOSYOLOJİNİN MERKEZİ ROLÜ VAR
Sosyal bilim dalları içinde sosyolojinin belirli bir yeri olduğunu ama sosyal bilimlerin sosyolojiden ibaret olmadığını ifade eden Doç. Dr. Ufuk Özcan ise şu ifadelerde bulundu: “Arkeoloji, antropoloji, psikoloji gibi pek çok alan, disiplin var. Sosyoloji diğer sosyal bilim dalları arasında 19. yüzyılda ortaya çıktı. Fakat 19. yüzyılda diğer modern bilimler de doğdu. Sosyoloji, diğer sosyal bilim dallarının metodolojilerinin biçimlenmesinde de merkezi bir rolü vardır. Ama kendisi de çoğu zaman felsefenin etkisi altında kalmıştır. Bunu hem 19. hem de 20. yüzyılda görüyoruz. Bir yandan bağımsızlaşmak, özellikle metafizikten kurtulmak ister. Fakat diğer yandan da kurtulamaz. 20. yüzyılda da görüyoruz. Şu an telaffuz ettiğimiz pek çok sima aslında felsefe çıkışlı.”
Kaynak: Arkeolojik Haber
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >