Cenneti bir tür kütüphane olarak düşleyen Jorge Luis Borges, edebiyatımıza hayali kütüphanelerin enmeşhuru Babil Kitaplığı’nı armağan ettiği o benzersiz öyküsünde, şöyle kışkırtıcı bir cümle kurar: “Kitaplık’tagelmiş geçmiş kitapların tümünün bulunduğu açıklandığında, ilk izlenim engin bir mutluluktu. İnsanlar, el değmemiş, gizli bir hazinenin sahibi gibi oldular.” Borges’in 1941’de yayımlanan ve Ficciones: Hayaller ve Hikâyeler kitabında betimlediği Babil Kitaplığı’ndaki her eser, onun tarifiyle, “boşluklar, nokta, virgül ve abecenin yirmi iki harfi”nden oluşuyor.
Zaman’dan Musa İğrek’in haberine göre, Borges’in bu öyküsünden ilham alan Amerikalı yazar Jonathan Basile, muhtemel bütün kitapların yer aldığı bu muhteşem kütüphaneyi internette kurdu. Basile’in www.libraryofbabel.info adlı internet sitesi, Borges’in Babil Kitaplığı öyküsündeki tarifine uyarak, okuru bu kütüphanenin içinde görsel bir gezintiye çıkarıyor.
Borges, altıgen dehlizlerden oluşan bu kitaplığını şöyle tarif eder: “Her yanda beşer uzun raftan toplam yirmi beş raf, biri dışında duvarların tümünü kaplamaktadır, rafların yüksekliği, tavandan zeminedir, sıradan bir kitaplığınkini pek aşmaz. Açıktaki kenarlardan biri dar bir geçide, ilk geçidin ve ötekilerin tıpkısı bir başka dehlize açılır. Geçidin sol ve sağ yanında iki küçücük hücre vardır.” Borges’in pek çok yazara ve düşünüre ilham olan bu felsefi öyküsünün okura sunduğu derin anlamların içinden çıkmanın zorluğu bir yana, sunduğu o sonsuz evrenle bir nevi sözcüklerden bir dehlizin eşiğine götürüyor.
Jonathan Basile, internette kurduğu Babil Kütüphanesi’ne bir gece yatağında uzanırken aniden karar verir. Birilerinin bu fikri gerçekleştirdiği düşüncesiyle araştırmaya koyulurken, kimsenin böyle bir ‘deliliğe’ girişmediğini fark eder ve uzun bir uğraş sonucunda kitaplığı kurar. Bu kütüphanede birbirinin tıpkısı iki kitap olmadığını söyleyen Borges’in Babil Kitaplığı’nı tarifi ise şöyledir: “Altıgenin duvarlarının her birine beş raf düşmektedir; her rafta genel düzenleri tıpkı, otuz iki kitap bulunur; her kitap, dört yüz on sayfadır; her sayfa kırk satırlık, her satır da yaklaşık seksen siyah harfliktir. Ayrıca her kitabın sırtında harfler vardır; bu harfler, sayfalarda yazılanları belirlemezler, yansıtmazlar.”
Babil Kütüphanesi’nin görsel hali
Boşluklar, virgül, nokta ve 22 harfin rastgele yan yana gelip anlamsız kelimeler bütününü oluşturduğu bu kitaplık, tıpkı Borges’in kurmaya çalıştığı o evren gibi tarifi mümkün olmayan kelimeler dizisini bir araya getiriyor. Bir başka deyişle, bu kütüphaneyi görsel bir hale dönüştürmüş Basile. Programlama tekniği kullanarak muhtemel tüm birleşimleri bir araya getiren yazar, okura istediği kelimeyi arama imkanı sunuyor. Borges’in altıgen kitaplık fikrinden görsel raflar oluşturan yazar, 410 sayfalık kitaplardan oluşan kütüphaneyi raf raf gezmeye çağırıyor. Basile Borges’in öyküsündeki “Onun varlığı için bir tek kitabın bulunma olasılığı yeterlidir.” sözlerini rehber edinerek, altı ay içinde bu projeyi hazır hale getirmiş. Site tüm muhtemel kitap sayfalarını bir araya koyarken, Borges’in Babil Kitaplığı’nı da görsel bir şekle dönüştürüyor. Site ilk ziyarette biraz kafa karıştıran bir ortam sunuyor fakat, koridorlarında bir süre gezdikten sonra epey anlam kazanıyor. Borges’in öykünün sonunda dile getirdiği gibi “Kitaplık sınırsız ve sarmaldır. Bir sonsuzluk yolcusu ondan geçerek hangi yöne giderse gitsin, yüzyıllar sonra aynı ciltlerin aynı bozuk-düzende yinelendiğini görecektir (ve böyle bir yineleniş, yeni bir düzene değişecektir: Biricik Düzen’e). Yalnızlığım, bu soylu umutla avunuyor.”
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >