Blog
Bilinen En Eski Yemek Tarifi Hangisi?

Yanıt, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarından birine dayanıyor; gerçi bu tarifler, günümüzde alışık olduklarımızdan biraz farklı.
www.arkeofili.com
Yemek pişirmek kültürümüzün temel bir parçası, fakat insanlar yemek tariflerini günümüzdeki gibi her zaman bir yere yazmadı.
Eski Babil dönemine (MÖ 1900-1600 civarı) ait yemek tarifleri içeren çivi yazısı metin. C: Wikimedia Commons
Yemek tariflerinin anlatıldığı videolar, bloglar ve kitlesel olarak üretilen yemek kitapları nispeten yeni icatlar olabilir, ancak atalarımız da yemek yapmayı seviyordu. Arkeologlar, dünyanın dört bir yanında günümüz yiyeceklerine benzeyen yemek kalıntıları buldular; Taş Devri kaplarında yanmış lapalardan, Antik Mısır’da “bira ekmeği”ne kadar çeşitli örnekler mevcut. Yine de tarih boyunca yemek pişirme sanatı çoğunlukla sözlü olarak aktarılmış, yazılı belgelerde nadiren yer bulmuştu.
Peki, bilinen en eski tarif hangisi?
Yanıt, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarından birine dayanıyor; gerçi bu tarifler, günümüzde alışık olduklarımızdan biraz farklı.
Günümüzdeki tariflerle kıyaslandığında bu açık görünebilir; ancak bir antik metnin gerçekten bir tarif olup olmadığını anlamak arkeologlar için ciddi zorluklar barındırıyor. Antik Roma ekmekleri üzerine uzmanlaşmış, Leicester Üniversitesi’nde fahri doktora araştırmacısı olan Farrell Monaco’ya göre, günümüzde bildiğimiz anlamda “tarifler” modern bir icat.
Antik yemek tarifleri, günümüz yemek kitaplarında olduğu gibi ölçülere ve tartılara genellikle sahip değildi; Monaco’ya göre, belirli ölçülerle yazılmış tarifler yalnızca son birkaç yüzyılda yaygınlaştı. Ayrıca eski tıbbi karışımlar da çoğunlukla yenilebilir bileşenler içeriyordu, bu da bir malzeme listesinin mutfak amaçlı mı yoksa tedavi amaçlı mı olduğunu anlamayı zorlaştırıyordu.
Buna, bazı eski tariflerde geçen kelimelerin çevrilemez olmasını ve bazılarının da artık var olmayan malzemelere işaret etmesini eklerseniz, bir metnin gerçekten bir yemek tarifi içerip içermediğini tespit etmek şaşırtıcı derecede zor bir hale geliyor.
Nitekim bugün “en eski tarifler” olarak bildiklerimiz, uzun süre bu şekilde tanımlanmadı. 1900’lü yılların başında Yale Üniversitesi’ne ulaşan dört Babil kil tableti, üzerlerindeki çivi yazıları nedeniyle arkeologların çevirmekte zorlandığı metinler içeriyordu. Söz konusu tabletler, MÖ 1.730 civarına tarihleniyor ve günümüz güney Irak topraklarından geliyordu.
1945 yılında akademisyen Mary Hussey bu tabletlerin yemek tarifleri içerdiğini öne sürdü, ancak alanındaki meslektaşları bu fikre katılmadı; onlar bunun tıbbi karışımlar ya da simyasal tarifler olduğuna inanıyordu.
“Yemek yapmak, sessiz teknolojilerden biri” diyor Yale Üniversitesi’nde Assuroloji uzmanı olan kıdemli öğretim üyesi Gojko Barjamovic. Tarih boyunca tariflerin kuşaktan kuşağa aktarıldığını ve bu aktarımın çoğunlukla kadınlar aracılığıyla gerçekleştiğini açıklıyor. Bu nedenle, arkeologlar Mezopotamya döneminden yazılı tariflerin var olduğuna inanmamıştı.
Çorba, Börek ve Yahni
1980’lerde arkeolog Jean Bottéro bu Babil tabletlerinin gerçekten tarif içerdiğini doğruladı. Ancak, tabletlerde tarif edilen yemeklerin yenilemez olduğunu ilan etti. Tariflerin yeniden değerlendirilmesi ise ancak yakın zamanda gerçekleşti.
Barjamovic, Harvard Üniversitesi’ndeki disiplinlerarası bir ekiple birlikte tarifleri çevirmek ve yeniden canlandırmak için çalıştı. Tabletlerin birçoğu hasarlı olduğundan, okumak oldukça zordu. Bazı önemli malzemeler çevrilemese de, Barjamovic’in ekibi eksikleri doldurarak eski yemekleri yeniden oluşturmaya çalıştı.
Tabletlerde; et suları, kuş etiyle doldurulmuş börek, yeşil buğday, 25 farklı sebzeli ve etli yahni tarifi, ayrıca küçük bir pişmiş memeli hayvanla yapılan bir yemek tarifinin yer aldığı anlaşıldı. Pek çok yönüyle bu tarifler, kuzu eti ve kişniş gibi malzemelerle, günümüz Irak mutfağını andırıyordu. Ancak tariflerde kan ya da pişirilmiş kemirgenler gibi bazı mide bulandırıcı malzemeler de yer alıyordu.
Bir tablette ölçüler içeren daha ayrıntılı talimatlar bulunsa da, Babil tariflerinin çoğu bugünkü detaylı tariflere pek benzemiyordu. Örneğin bir tanesi şöyle yazıyordu: “Et kullanılır. Su hazırlanır. İnce tuz, kurutulmuş arpa kekleri, soğan, İran arpacığı ve süt eklenir. Pırasa ve sarımsak ezilip ilave edilir.”
Bu tabletler, bilinen en eski yemek tariflerini içeriyor ve bu tariflerden sonra uzun bir süre boyunca herhangi bir tarif örneğine rastlanmıyor.
“Bu tabletler, belirli bir yer ve belirli bir zaman dilimine ait mutfak geleneklerine dair komik bir bilgi adacığı gibi” diyor Barjamovic.
Monaco’ya göre, bu tür eski tarifleri incelemek, yiyeceklere verdiğimiz değeri artırıyor ve yemeğin insanlık tarihi boyunca taşıdığı kültürel önemi ortaya koyuyor.
“Bu tür çalışmalar, bizi onlara bağlayan güzel bir çizgi oluşturuyor”
Live Science. 19 Nisan 2025.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >