Blog
Bu Devasa Yarı Sucul Dinozor, Avrupa Kıyılarında Geziniyordu
Spinosaurfosillerine ender rastlanıyor; bu durum en çok da paleontologlar ile 3-9 yaş arası çocukların hayal kırıklığına uğramasına sebep oluyor.
Yaren Kırdök - www.arkeofili.com
Portekiz’de keşfedilen 125 milyon yıllık fosil, büyüklük bakımından tyrannosaur’lara bile rakip olan korkutucu etçil dinozor grubu spinosaur’lara ışık tutuyor. Bu keşif, Batı Avrupa’nın Kretase Dönemi’nde dinozorlarla dolup taştığını gösteriyor.
Iberospinus natarioi;spinosaur’lar olarak bilinen ve timsah benzeri bir yüz ile dikenlerle dolu bir sırta sahip devasa, yarı sucul dinozor grubu olan bu küçük listenin son üyesi. Yeni tanımlanmış bu dinozoru detaylandıran bir makalePLoS ONEadlı dergide yayımlandı.
ML1190 olarak adlandırılan bu yalnız numune, daha önce başka birspinosaurtürü ile karıştırılmıştı fakat Portekiz’in Lizbon şehrindeki NOVA Bilim ve Teknoloji Fakültesinden Paleontolog Octávio Mateus ve Darío Estraviz-López tarafından yeniden yapılan analiz, yeni bir cins ve türün ilanı ile sonuçlandı. Bu durumdaspinosaurevrimi, filogenetiği ve davranışına dair anlayışlar ilerleyeceği için paleontologlar memnun olacak. Merak uyandırıcı bir biçimde yeni araştırma, Batı Avrupa’ya işaret ediyor ve buranınspinosaur’ların muhtemel ortaya çıkış yeri olduğunu ileri sürüyor fakat bu durumun ispatı için daha çok kanıt gerekiyor.
Spinosaurfosillerine ender rastlanıyor; bu durum en çok da paleontologlar ile 3-9 yaş arası çocukların hayal kırıklığına uğramasına sebep oluyor. Bu, büyük bir talihsizlik çünkü bu dinozorlar sahip oldukları benzersiz fiziksel özellikler ve kısmen sucul yaşam biçimi ile son derece havalılar. 12.6 metreden 18 metreye kadar ulaşabilen boyları, bu hayvanları şimdiye dek yaşamış en büyük etçiller arasına sokuyor. Geleneksel düşüncespinosaur’ların sığ sulara dalarak balık yediğini öne sürüyordu fakat 2020 tarihli bir kanıt, bazı türlerin kuyruklarını bir yandan diğer yana sallayarak yüzdüğünü gösteriyor. Bununla birlikte fosil kanıtlarının azlığı nedeniyle bu canlılar hakkındaki birçok şey bilinmezliğini koruyor.
Yeni ismin cinsi gösteren kısmı yaniIberospinus, numunenin bulunduğu yer olan İber Yarımadası’ndan geliyor; türü gösteren kısmı yaninatarioiise 1999 yılında orijinal fosil takımını gün ışığına çıkaran amatör fosil toplayıcısı Carlos Natário’ya ithafen bu şekilde belirlenmiş. Erken Kretase Dönemi’ne tarihlenen fosilleşmişspinosaur, Portekiz’in Cabo Espichel adlı burnunda bulunmuştu.
Afrika, Britanya Adaları ve İber Yarımadası’ndaspinosaurfosillerine rastlandı; İber Yarımadası’nda bulunan fosiller,Vallibonavenatrix caniveCamarillasaurus cirugedaegibi türleri açığa çıkardı. ML1190 adlı numune, Portekiz’deki 125 milyon yıllık Papo Seco Formasyonu’ndan çıkarılmış ve ilk olarak 1983 yılında tanımlananBaryonyx walkeriadlıspinosaurile ilişkilendirilmişti. Aynı numuneye ait yeni kemiklerin keşfi,spinosaur’lara dair yeni bilgiler ile birlikte tekrar değerlendirme yapılması için itici bir güç sağladı.
Estraviz-López, “ML1190’ın 1999’daki keşfinden beri alt çene kemiği parçalarını, kürek kemiğini, kasık kemiğini, bir ayağın pençesini ve omurganın bazı ögelerini açığa çıkardık.” diye açıklıyor ve 2019 yılında yapılan araştırmaya işaret ederek “Dahası,spinosauriddinozorlar çevresinde yeni araştırmaların artış göstermesini dikkate alarak fosili yeniden değerlendirmek istedik.” diyor.
Estraviz-López ve Mateus, fosiller üzerinde çalışmak için bilgisayarlı tomografi taramalarını kullandılar, diğer teropodlar (iki ayak üzerinde yürüyen etçil dinozorlar) ile karşılaştırmalı analizler düzenlediler ve muhtemel evrimsel soy ağacını çizmek için bir filogenetik analiz gerçekleştirdiler. Bu çalışma numuneninBaryonyx’e ait olmadığının, aslında tamamen yeni bir dinozor türü olduğunun fark edilmesini sağladı.
“Bu türün alt çene kemiğinde benzersiz bir sinir yapısı var; ayrıca -alt çene kemiğinin arka kısmındaki- dişlerinin üst kısmı, Afrika’daki Nijer adlı ülkede bulunan birspinosaurolanSuchomimusileBaryonyx’te olduğu gibi kıvrımlı değil, düz.” diyor Estraviz-López. “Ayrıca diğer birçok karakteristikle birlikte bu yeni tür, vücudunun aşağı kısmı olan kalça kemiği civarında kemikli bir sırt yapısına sahip fakat kürek kemiğinde belirgin bir kas yapısı yok.”
Paleontologların çalışmalarında belirttiklerine göre bu yeni dinozorun tanımlanması, artık bu bölgede yaşamış olduğu bilinen birkaç tür ile birlikte, İber Yarımadası’nınspinosaurbiyoçeşitliliği ile dolup taşan bir nokta olduğu fikrini pekiştiriyor. Estraviz-López’e bu tespitin önemi ve spinosaur evriminin büyük resmi ile tam olarak nasıl uyuştuğu sorulduğunda şu açıklamaları yapıyor:
“Batı Avrupa’daspinosauridailesine ait en eski altı cinsin yaşamış olması, bu canlıların kökenini bu bölgede Jura Devri’nin yaşandığı döneme konumlandırmak için mantıklı bir neden oluşturuyor. Yine de Jura Devri’nde yaşadığı şüphe götürmez olanspinosaurid’ler bulana dek bu, değiştirilemez bir gerçek olarak kabul edilemeyecek.”
Iberospinus natarioi, ekolojisi bakımından diğerspinosaur’lardan çok da farklı değildi. Bu iki ayaklı yaratık muhtemelen vaktinin büyük bir çoğunluğunu su içinde ya da etrafında geçiriyordu fakat kurak alanda yürümek zorunda kaldığında da sorun yaşamıyordu. Stratigrafik ve tortul kanıtlar, bu hayvanın tuzlu suya sahip bir haliç veya lagün yakınlarında yaşadığını gösteriyor. Estraviz-López, “Fakat alanın stratigrafisi, sedimantolojisi ve paleoekolojisi nispeten karmaşık. Alanı daha detaylı çalışmayı çok isterim.” diyor.
Bu büyüleyici canlılar ve onların bariz çeşitliliğini gösteren daha büyük bir resim elde edilmeye başlanıyor. Paleontologların yeni kemikler bulmak için kazı yapmaya devam etmekle birlikte çoktan yeryüzüne çıkarılmış kemiler hakkındaki yeni gerçekleri öğrenmek için de araştırmalar yapmaları gerekiyor.
Gizmodo. 16 Şubat 2022.
Makale: Mateus, O., & Estraviz-López, D. (2022).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >