Blog
Çömlek Parçası, Alfabenin Gelişimindeki Kayıp Halkayı mı Barındırıyor?
Çömlek Parçası, Alfabenin Gelişimindeki Kayıp Halkayı mı Barındırıyor?
İsrail’deki Tel Lachish sit alanında bulunan çömlek parçası üzerindeki yazı, alfabenin tarihindeki boşluğu kapatan “kayıp halka” olabilir.
Araştırmacılar, İsrail’deki Tel Lachish sit alanında bulunan ve 3.450 yıl öncesine tarihlenen bir çömlek parçası üzerindeki yazının, alfabenin tarihindeki “kayıp halka” olabileceğini belirtiyorlar.
Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nden arkeolog Felix Höflmayer’in liderliğindeki araştırmacılar, Antiquity dergisinde yayınladıkları makalede, MÖ 15. yüzyıla tarihlenen yazının, “Güney Levant’ta bulunan ve güvenli bir şekilde tarihlendirilmiş en eski alfabetik yazı” olduğunu belirtiyorlar.
Höflmayer’in ekibi, harflerin seslere karşılık geldiği bir yazı sisteminin -yani alfabenin- en eski kanıtlarından birinin Mısır’da bulunduğunu ve 12. Hanedan dönemine (MÖ 1981 ila MÖ 1802 civarına) tarihlendiğini belirtiyor, bununla birlikte MÖ 1300 yıllarına tarihlenen diğer erken alfabetik sistem örnekleri de Levant’ta bulunmuştu. Levant’ta bulunan sistemlerin kullanıldığı tarihlerden daha sonra Yunanlar, onlardan sonra ise Romalılar kendi alfabetik sistemlerini kullanmaya başladılar. Zaman içerisinde daha fazla kültür alfabetik sistemleri kullanmaya başladı.
Ekip, Mısır’daki erken alfabetik yazı örnekleriyle daha sonra Levant’ta bulunan daha geç alfabetik yazı örnekleri arasındaki tarihsel boşluğu doldurduğu için yeni keşfedilen yazının “kayıp halka” olarak adlandırıldığını belirtiyor. Yazı, alfabenin Levant’a nasıl gelmiş olabileceği sorusuna yönelik ipuçları da sağlıyor; ekip, Kuzey Mısır’da MÖ 1550 civarında hüküm sürmüş Levant kökenli Hyksos isimli grubun, alfabenin Mısır’dan Levant’a gelişinde rol oynadığını düşünüyor. Ekibin böyle düşünmesinin arkasında yatan sebep, Hyksosların bir dönem hem Levant’ta hem de Mısır’da hüküm sürmüş olması. Bulunan çömlekteki kullanılan harflerin hiyeroglif semboller olması da bu düşünceyi destekler nitelikte.
Yeni bulunmuş alfabetik yazı oldukça kısa. İlk sözcüğü ayın, bet ve dalet harflerini içeren yazının ikinci sözcüğü ise nun, pe ve tav harflerini içeriyor. Modern halleri oldukça farklı görünse de bir zamanlar Arap yarımadasında kullanılan erken Sami alfabesinin bir parçası olan bu harflere günümüzde İbranice’de rastlanabilir.
Yazıda kullanılan hiyeroglifik semboller harflere karşılık geliyor. Örneğin, göze benzer bir hiyeroglif “ayın” harfine karşılık geliyor.
Antiquity dergisine yazdıkları makalede ekip, “Güney Levant’ta bulunan erken alfabetik yazıların çoğunda olduğu gibi, ayın’a karşılık gelen yuvarlak sembol gözbebeği olmayan bir irise benziyor.” diye belirtiyor.
Her ne kadar sözcüklerin ne anlama geldiği bilinmese de ekip bunların iki isimden geriye kalanlar olabileceğini düşünüyor. Yazı, Mısır’da 3.900 yıl önce kullanılan ilk alfabetik sembollerden daha sonraya, ancak Levant’ta 3.300 yıl önce kullanılanlardan da daha önceye, yani 3.450 yıl kadar öncesine tarihlendiği için “kayıp halka” olarak adlandırılıyor.
İlk sözcükteki harfler “köle” olarak okunabilse de yazının bir köleden bahsettiğini söyleyemeyiz. Araştırmacılar günümüze ulaşan harflerin muhtemelen daha uzun sözcüklerden geriye kalanlar olduğunu ve “köle” sözcüğüne karşılık gelen harf kombinasyonunun başka birçok sözcükte de bulunduğunu belirtiyor.
Yazı, arkeologlar tarafından 2018 yılında, Tel Lachish’teki eski bir tahkimatın yakınında bulundu. Yazıyı barındıran çömlek parçalarıyla beraber arpa kalıntılarına da rastlayan ekip, radyokarbon tarihleme yöntemi ile arpanın MÖ 1450 civarında yetiştirildiğini saptadı.
Araştırmada yer almayan ancak alfabenin erken tarihi üzerine yazdığı kapsamlı yazılarıyla tanınan Tel Aviv Üniversitesi’nden arkeoloji profesörü Benjamin Sass, tarihlemenin tartışmalı olabileceğini belirtiyor. Sass, arpanın tarihlemesiyle yazınınkinin uyuşmayabileceğini (örneğin arpanın daha sonra yetiştirilmiş olabileceğini) söylüyor. Sass, “Şimdiye kadar yayınlanan veri, bunun bir ihtimal olduğunu, ancak kesin bir şey olmadığını gösteriyor.” diyor.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >