Blog
Cüzzam, Orta Çağ Sincapları ve İnsanlar Arasında Yayılmış
Orta Çağ İngiltere’sinde cüzamın insanlar ve kızıl sincaplar arasında geçtiğini gösteren araştırmalar, kürk ticaretinin hastalığın yayılmasında rol oynamış olabileceği teorisini destekliyor.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Örneklerin genetik analizi benzer hastalık türlerini gösteriyor ve kürk ticaretinin cüzzamın yayılmasında rol oynadığı teorisini destekliyor.
Sincaplar, kürkleri için tüketilmelerinin yanı sıra, Orta Çağ İngiltere’sinde yaygın olarak evcil hayvan olarak besleniyordu. C: Pixabay
Orta Çağ İngiltere’sinde cüzamın insanlar ve kızıl sincaplar arasında geçtiğini gösteren araştırmalar, kürk ticaretinin hastalığın yayılmasında rol oynamış olabileceği teorisini destekliyor.
Cüzzam, insanlarda kaydedilen en eski bulaşıcı hastalıklardan biri ve tipik olarak Mycobacterium leprae bakterisinden kaynaklanıyor.
Çoğu vaka bugün güneydoğu Asya’da görülüyor ve antibiyotiklerle tedavi edilebiliyor olsa da, cüzzam Orta Çağ İngiltere’sinde yaygındı ve hem zengin hem de fakir insanlarda hastalığa ve görünüş bozukluklarına neden oluyordu.
Önceki araştırmalar, Orta Çağ İngilteresi, Danimarka ve İsveç’teki insanların, bugün İngiltere’nin güneyindeki kırmızı sincaplarda görülen cüzzam türüne benzer bir türe sahip olduğunu ortaya çıkarmıştı. Teorilerden biri, Viking İskandinavya’sından ithal edilen sincap kürklerinin ticaretinin hastalığın yayılmasında bir faktör olabileceği yönündeydi.
Uzmanlar, genetik analizlerin Orta Çağ İngiltere’sindeki kırmızı sincapların o dönemde yaşayan insanlara çok benzer bir hastalık türü yaşadığını ortaya koymasıyla teorinin desteklendiğini söylüyor.
Winchester’daki iki arkeolojik alandan birinde bulunan bir sincap kemiği. C: Alette Blom
Araştırmanın yazarlarından biri olan Leicester Üniversitesi’nden Dr. Sarah Inskip, “Arkeolojik kayıtlarda ilk kez cüzzamlı bir hayvana rastlıyoruz ki bu gerçekten heyecan verici” diyor.
Current Biology dergisinde yazan Inskip ve uluslararası bir ekip, 900 ila 600 yıl önce Winchester’da yaşayan üç kişiden alınan örneklerde bulunan cüzzam türlerini ve şehirdeki 1.000 ila 900 yıl öncesine ait bir kürk çukurunda kemikleri bulunan bir sincabı nasıl incelediklerini anlatıyor.
Ekip Winchester’a odaklandı çünkü burası Orta Çağ’da önemli bir şehirdi ve cüzzamlılarla ilgili bir hastanesi vardı. Ayrıca kürklü kıyafetlerin hazırlanması ve satışıyla ilgilenen çok sayıda deri yüzücü vardı. Bu da o dönemden sincap ve insan kalıntıları elde etmenin mümkün olduğu anlamına geliyordu.
Ekip örneklerden DNA çıkarıp analiz etti ve hepsinde çok benzer bir cüzzam türünün mevcut olduğunu ortaya çıkardı.
Inskip, “Aslında, arkeolojik sincaplarda ve Winchester’daki arkeolojik insanlarda bulunan türler, Orta Çağ sincaplarındaki türlerden ve modern sincaplardaki türlerden daha yakından ilişkili” diyor.
Ekip, sonuçların hastalığın insanlar ve sincaplar arasında bulaştığını gösterdiğini söylüyor.
Ancak bulgular yalnızca bir avuç örneğe dayanıyor ve sonuçlar, insanların başlangıçta cüzzamı kızıl sincaplardan mı kaptığını yoksa tam tersinin mi olduğuna ışık tutmuyor.
Mycobacterium leprae bakterisinin bilgisayar çizimi. C: Science Photo Library RF
İkinci ihtimal gerçek olsa bile hayvanların hastalığı insanlara aktarabileceğini söyleyen Inskip, insanların hastalığı ilk olarak Amerika kıtasındaki armadillolara bulaştırdığını, artık hayvanlardan da kapabildiklerini belirtiyor.
Inskip, “Hem bizden onlara, hem onlardan bize geçebildiğini biliyoruz” diyor.
Inskip, bulaşmanın nasıl gerçekleşmiş olabileceğine dair bir takım olasılıkların bulunduğunu da sözlerine ekliyor.
Bu mekanizmalardan biri kürk ticareti olabilir. Nitekim araştırma, yalnızca 1384 yılında İskandinavya ve diğer yerlerden İngiltere’ye 377.200 sincap derisinin ithal edildiğini bildiriyor.
Bununla birlikte sincaplar da yaygın olarak evcil hayvan olarak tutuluyordu ve bu da insanlarla başka bir temas yolu sağlıyordu.
Inskip, “Her iki mekanizma da mümkün. Ve bunlar birbirini dışlayan şeyler de değil” diyor.
Inskip, çalışmanın günümüzde cüzzamdan muzdarip insanlar için de etkileri olduğunu belirtiyor.
“Belki de bu toplulukların etrafındaki hayvanlara gidip bakmamız gerekiyor. Çünkü belki de bu hayvanların bazılarında bakteri bulunması mümkün ve belki de hastalık bu yüzden ortalıkta dolaşıyor olabilir.”
The Guardian. 3 Mayıs 2024.
Makale: Urban, C. et al. (2024).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >