Blog
Danimarka'nın Lejre kentinde benzersiz bir Viking öncesi miğfer parçasının keşfi
Bronz parça yaldızlıdır ve granat olarak bilinen kırmızı bir değerli taşa sahiptir. Parça, aynı alanda keşfedilen ve bir bulmacanın parçaları gibi birbirine uyan iki parçadan oluşur.
www.arkeonews.com
Danimarka’nın doğusundaki Zealand adasının kuzeybatı kesimindeki Lejre'de , dedektörcüler Viking Çağı'ndan hemen önceki döneme ait son derece nadir bir miğfer parçası ortaya çıkardılar. İki miğfer parçası Lejre yakınlarındaki Lillebro bölgesinde keşfedildi.
Kırmız değerli taşlarla süslenmiş bu altın parça, bir zamanlar İskandinavya’nın en görkemli miğferlerinden birine aitti ve günümüz İngiltere ve İsveç'iyle yakın bağlantıları ortaya koyuyordu.
Altın kaplama, değerli taşlar ve karmaşık hayvan süslemeleriyle 2024'te bulunan miğfer parçası yakında Lejre Müzesi'ndeki bir vitrinde parlayacak. ROMU arkeoloji direktörü Julie Nielsen, "Danimarka'da miğfer parçaları bulmak nadir görülen bir olaydır. Bu parça, İskandinavya'nın en görkemli miğferlerinden birinin parçası olmalı," diyor.
Bronz parça yaldızlıdır ve granat olarak bilinen kırmızı bir değerli taşa sahiptir. Parça, aynı alanda keşfedilen ve bir bulmacanın parçaları gibi birbirine uyan iki parçadan oluşur. Birlikte, miğferin kaş kemerinin çoğunu oluştururlar ve bu da belirgin kavisli şekillerini gösterir.
“Altın, süsleme ve granat, miğferin ihtişamını vurguluyor. Süslemeler - belirgin dişleri ve iri gözleri olan bir yaratık - geç Germen Demir Çağı'ndan tanıdığımız stili yansıtıyor; bu parça MS 650 ile 750 arasına tarihleniyor,” diyor Julie Nielsen.
Miğfer, aynı dönemden kalma Lejre'nin salon binalarında ve mezar anıtlarında yansıtılan ihtişam ve statünün bir kanıtı olarak hizmet ediyor. ROMU'nun arkeoloji direktörü Julie Nielsen'e göre, bu eser muhtemelen bir kral veya bölgenin hiyerarşik toplumunda yüksek rütbeli bir birey için ayrılmış önemli bir eşyaydı. "Koyu kırmızı granat uzun zamandır güçle ilişkilendirilmiştir. Miğferdeki karmaşık süsleme, sahibine ait muazzam bir gücün hikayesini anlatıyor," diye açıklıyor.
2024'te, İskandinavya'nın en görkemli miğferlerinden birinin bir parçası molozların arasından çıktı. Altın kaplama ve kırmızı değerli taşlarla süslenmiş olan miğfer, Viking Çağı'nın başlangıcından hemen önce, 6. yüzyılın sonu ile 7. yüzyılın ortasına tarihleniyor. Kredi: Kristian Grøndahl / ROMU
Nielsen, miğferin savaş için tasarlanmadığını, daha sonraki Cermen Demir Çağı'nda Lejre'nin yerel bir çatışma alanı değil, siyasi ve dini elitler için bir merkez olduğunu belirterek öne sürüyor. Buradaki odak noktası, ulusal sınırların ötesine bile uzanan ibadet, yüceltme, ağ oluşturma ve ticaretti.
"Doğu ve batıdaki komşu ülkelerde, İngiltere ve İsveç'te de benzer miğfer parçaları görüyoruz. Bu da Lejre'nin önemli bir ticaret ekseninin kalbinde yer aldığını gösteriyor" diye ekliyor.
ROMU, Ulusal Müze ve Uppsala Üniversitesi’nden araştımacılar, kapsamlı “Viking Hanedanları” çalışmasında Lejre'nin efsanevi kraliyet koltuğu ile İsveç'in Gamla Uppsala kentindeki kardeş hanedan arasında karşılaştırmalar yapıyor. Uppsala Üniversitesi'nde arkeolog ve kıdemli araştırmacı olan John Ljungkvist, Lejre'den gelen miğfer parçasını titizlikle incelemiş ve benzersiz yapısını vurguluyor: "Üç ayrı parçaya sahip diğer miğferlerin aksine, bu miğferin kaş kemeri tek parça olarak işlenmiş. Daha önce bu özel miğferin benzer bir çeşidiyle karşılaşmamıştık."
Ljungkvist, bu kalibrede bir miğfer üretme yeteneğinin olağanüstü olduğunu düşünüyor: "Bu, İngiltere'deki Sutton Hoo gemi mezarındaki ünlü miğferle karşılaştırılabilecek, olağanüstü kalitede bir işçiliği temsil ediyor ."
Keşif, kış tatilinin 8. haftasında Lejre Müzesi'nde düzenlenecek özel açılışta sergilenecek.
ROMU
Kapak Resmi Kredisi: Kristian Grøndahl / ROMU
By Leman Altuntaş
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >