Blog
Diş Minesi, Neandertallerin Yaşam Tarzını Aydınlatıyor
Bu çalışmada arkeologlar, diş minesini lazerle örnekleyen ve bir diş tacının büyümesi sırasında binlerce stronsiyum izotop ölçümü yapan bir teknik kullandılar.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Yapılan araştırma, Neandertallerin ve Batı Avrupa’da yaşayan diğer insanların avlanma ve beslenme biçimlerine dair ilginç bilgiler verdi.
Portekiz’deki Almonda mağara sisteminden farklı açılardan görülen bir Neandertal küçük azı dişi. Minenin oluşması için geçen 2 ila 3 yıl boyunca bu bireyin hareketini izlemek için stronsiyum izotopları kullanıldı. C: João Zilhão
Bilim insanları, yaklaşık 100.000 yıl önce Portekiz’in merkezindeki Torres Novas yakınlarında yer alan Almonda Mağara sistemi çevresindeki arazide tarih öncesi insanların nasıl yaşadıklarını anlamak için diş minesinin içinde saklı kimyasal özellikleri incelediler.
Bulgular, bölgedeki Neandertallerin geniş arazilerde oldukça büyük hayvanları avladığını, oysa on binlerce yıl sonra aynı yerde yaşayan modern insanların yarı büyüklükte bir alanda daha küçük hayvanlarla hayatta kaldıklarını gösteriyor.
Kayaçlardaki stronsiyum izotopları, radyoaktif süreçler nedeniyle milyonlarca yılda kademeli olarak değişir. Bu durum, jeolojinin yaşına bağlı olarak bir yerden bir yere değiştiği anlamına gelir. Kayalar aşındıkça, izotopik ‘parmak izleri’ tortular yoluyla bitkilere geçer ve besin zinciri boyunca ilerler – sonunda diş minesine geçer.
Bu çalışmada arkeologlar, diş minesini lazerle örnekleyen ve bir diş tacının büyümesi sırasında binlerce stronsiyum izotop ölçümü yapan bir teknik kullandılar. Örnekler, yaklaşık 95.000 yıl öncesine dayanan iki Neandertalden ve yaklaşık 13.000 yıl önce Magdalenian döneminde yaşamış daha sonraki bir modern insandan alındı.
Bilim insanları ayrıca mağara sisteminde bulunan hayvanların diş minesindeki izotoplara da baktılar. Stronsiyumun yanı sıra yazdan kışa mevsimsel olarak değişen oksijen izotoplarını ölçtüler. Bu, hayvanların yalnızca arazide nerelerde bulunduğunu değil, aynı zamanda hangi mevsimlerde avlanmaya müsait olduklarını da tespit etmelerini sağladı.
Portekiz’deki Almonda Mağaraları’nın çevresinde Neandertaller tarafından avlanan soyu tükenmiş bir Gergedan türünün çene kemiğinin bir parçası. İzotopik analiz, Gergedanların tüm yıl boyunca mağaraların yaklaşık 30 km yakınında bulunduğunu gösterdi. C: Jose Paulo Ruas
Ekip, büyük hayvanları hedef alan Neandertallerin yazın yaban keçisi avlamış olabileceğini, oysa mağaranın yaklaşık 30 km yakınında atların, alageyiklerin ve soyu tükenmiş bir gergedan türünün tüm yıl boyunca mevcut olduğunu gösterdi. Magdalenian birey, Almonda mağaralarından Tagus Nehri kıyılarına yaklaşık 20 km’lik mevsimsel hareket ve tavşan, alageyik, yaban keçisi ve tatlı su balıklarını içeren bir diyetle farklı bir geçim modeli gösterdi.
Araştırmacılar, iki farklı insan grubunun bölgelerini birbirine yaklaştırarak zıt sonuçlar ortaya çıkardı. Neandertaller yiyeceklerini yaklaşık 600 km2’lik bir alandan elde ederken, Magdalenian bireyleri yaklaşık 300 km2’lik çok daha küçük bir alanı işgal ediyorlardı.
Araştırmayı yürüten baş yazar Dr. Bethan Linscott, “Diş minesi kademeli olarak oluşur ve bu nedenle, bir bireyin yediği yiyeceğin jeolojik kökenini kaydeden bir zaman serisini temsil eder.” diyor.
“Lazer örnekleme kullanarak, diş minesinin oluşması için geçen iki veya üç yıl boyunca stronsiyum izotoplarının değişimini ölçebiliriz. Dişlerdeki stronsiyum izotoplarını bölgenin farklı noktalarından toplanan tortularla karşılaştırarak Neandertallerin ve Magdalenian bireyinin hareketlerini haritalandırmayı başardık. Almonda mağaralarının etrafındaki jeoloji oldukça değişken ve bu da sadece birkaç km’lik bir hareketin tespit edilmesini mümkün kılıyor.”
Araştırmanın ortak yazarı Profesör Alistair Pike, “Bu çalışma, son on yılda bilimin arkeoloji anlayışımızı ne kadar değiştirdiğini gösteriyor. Önceden, geçmiş bireylerin yaşamları ve davranışları, kemiklerindeki izlerden veya kullandıkları eserlerden çıkarabildiğimiz şeylerle sınırlıydı. Şimdi ise, kemiklerin ve dişlerin kimyasını kullanarak, Neandertallere kadar uzanan bireysel yaşam öykülerini yeniden oluşturmaya başlayabiliriz.” diyor.
Almonda mağaralarının kazılarına öncülük eden ortak yazar Profesör João Zilhão, “Neandertal ve Magdalenian bireyleri arasındaki bölge büyüklüğündeki fark, muhtemelen nüfus yoğunluğuyla ilgili. Nispeten düşük bir nüfusa sahip olan Neandertaller, rakip gruplarla karşılaşmadan atlar gibi büyük av türlerini hedef almak için daha fazla dolaşmakta özgürdü. Magdalenian dönemine gelindiğinde, nüfus yoğunluğundaki bir artış, mevcut bölgeleri azalttı ve insan grupları, daha küçük bölgeleri işgal etmek için besin zincirinde aşağı doğru hareket etti, çoğunlukla tavşan avladı ve mevsimsel olarak balık yakaladı.” diyor.
University of Southampton. 9 Mayıs 2023.
Makale: Bethan Linscott et al. (2023).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >