Atacama Çölü’nün Turi-Şili yakınlarında teraslar ve sıralanmış kayalar ile düzenli bir şekilde oluşturulmuş ve artık kullanılmayan küçük tarım alanları bulunur. Günümüzde hiçbir mahsülün yetişmediği bu bölgede, çiftçiler sanki çapalarını bırakıp gitmişler gibi görünür. New Mexico Üniversitesi’nden Fransces Hayashida yaklaşık 500 sene önce gerçekleşenin gerçekten buna yakın olduğunu söylüyor. İklim burada o kadar kuru ki, tarlalar ve sulama sistemleri mükemmele yakın şekilde korunmuş.
Marjinal Tarım
Hayashida “Bu sistemler MS. 1000 yıllarında geliştirilmiş sistemlerdir. İnsanlar And Dağları’nda eriyen karla beslenen su kaynaklarının yönünü değiştirmeyi öğrendiğinde bunu geliştirdi” diyor. Bu sistemlere rağmen çok fazla su yoktu. Antropologlar, çiftçilerin ne kadar miktar suya ihtiyacı olduğunu henüz hesaplamayı denemediler, fakat bu bölgede tarım yapmak her zaman marjinaldi.
Bölge ilk olarak İnka’lar tarafından, daha sonra da, yerel halkın yaşam biçimini değiştiren ve bakır madenciliğini yerel bir endüstriye dönüştüren İspanyollar tarafından fethedildi. İnkalar bu bölgeyi 1400’lerin başlarında ele geçirmişti.
Hayashida “İşçilerden madenlerde çalışmalarını istediklerini düşünüyoruz. Çalışanların madende aşağı yukarı hareket edebilmeleri için geniş bir yol ağı kurmuşlardı.” Dedi. “Fakat herkesi besleyebilmeleri gerekiyordu değil mi? O zaman İnkalar tarafından ele geçirilince daha büyük bir ekonominin içerisine çekilen eski tarım ve sulama sistemine ne oldu? Bu bizim araştırmamızın konusu” diyor.
Uzak Çöl Halkı
Hayashida Şili, İspanya ve Amerika Birleşik Devletlerinden gelen araştırmacılardan oluşan uluslararası bir ekiple beraber tarihin ve iklimin bu uzak çöl halkının yaşantısını nasıl değiştirdiğini anlamak için çalışıyor.
Hayashida buradaki çiftçilerin aslında ne üretmekte oldukları ile ilgilendiklerini belirtiyor. Bunu tespit etmek için ve bölgede bugün yetişmekte olan yerel mısır, kinoa ve patates türleri ile geçmişte yetişenlerin aynı olup olmadığını anlamak için, taştan çapaların üzerindeki bitki kalıntılarını inceliyor ve yerel çöp ve atık yığınlarında bitki artıklarını arıyorlar.
Araştırmacılar burada pek çok öğütme taşı keşfetti. 1980’li yıllardan beri bölgede çalışmakta olan Şilili arkeologlar bu taşların mısır birası üretmek için kullanılmış olduğunu düşünüyorlar.
Hayashida “İnkalar imparatorluk içerisinde bulunan Plaza alanlarında dini festivaller düzenlemişlerdir ve aynı zamanda fethedilmiş bölge insanlarına ne kadar cömert olduklarını göstermişlerdir.” dedi :“Bu zaten, sizin için çalışan komşularınız için yapacağınız bir şeydir. Onlara yiyecek içecek temin edersiniz. İnkalılar bunu imparatorluk düzeyinde yapıyorlardı.”
Çölde Su İdaresi
İspanyol ekip üyeleri tarafından görevlendirilen arkeologlar alanların haritasını çıkarmak için insansız uçaklar ile çalışıyorlar. Bitki örtüsü olmadığı ve çiftçilerin kullandığı kanallar kalsiyum karbonat ile kaplı olduğu için mineralli su hattını takip etmek oldukça kolay oluyor.
Hayashidaya göre, çiftçilerin yaşamlarını idame ettirebilmek için her bir toprak parçasını ve ulaşabildikleri en az miktardaki suyu bile kullanmış oldukları aşikar. Hayashida, tarım alanlarının suyu saklamak için özenle tasarlanmış olduğunu söylüyor. Arkeologlar, burada hala yaşayan birkaç çiftçiye bu çölde nasıl bitki yetiştirebildiklerini soruyor.
Atacama Çölü’nün bu kısmındaki suyun büyük bir çoğunluğu bakır madenlerinde ve Calama şehrinin yakınlarında yaşayan insanlar için kullanılmaktadır. Hayashida bunun kendisi için heyecan verici bir proje olduğunu söylüyor: “Bu harikulade bir manzara ve ilgi alanım olan su yönetimi ve tarımla ilgili sorularla ilgili harikulade bir arkeoloji çalışması.” Hayashida İnkaların ve diğer halkların geniş bir alanda tarımsal üretim üzerindeki etkilerini araştırmak için Peru’da yıllarca süren çalışmalar yürüttü.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >