Blog

Oca12

Efes’teki Kafatasının, Kleopatra’nın Kardeşi Olmadığı Ortaya Çıktı

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  EfesEphesosIV ArsioneİzmirKleopatraOctagon



Efes’teki Kafatasının, Kleopatra’nın Kardeşi Olmadığı Ortaya Çıktı

Ancak son antropolojik analizler, kalıntıların patolojik gelişim bozuklukları yaşayan 11-14 yaşları arasında bir erkek çocuğa ait olduğunu ortaya koydu.

 

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

 

Efes Antik Kenti’nde bulunan ve ünlü Kleopatra’nın kız kardeşi olduğu düşünülen kafatasının, bir erkek çocuğa ait olduğu ortaya çıktı.

 

Efes’teki Octagon yapısında bulunan ve Kleopatra’nın kız kardeşine ait olduğu düşünülen kafatası. C: Gerhard W. Weber et al. 2025.

Viyana Üniversitesi’nden antropolog Gerhard Weber liderliğindeki disiplinlerarası bir araştırma ekibi, 1929’da Efes’in kalıntılarında bulunan bir kafatasını analiz etti. Bu kafatasının, ünlü Kleopatra’nın kız kardeşi IV. Arsione’ye ait olabileceği uzun yıllardır spekülasyon konusu olmuştu.

Ancak son antropolojik analizler, kalıntıların patolojik gelişim bozuklukları yaşayan 11-14 yaşları arasında bir erkek çocuğa ait olduğunu ortaya koydu. Genetik analizler, çocuğun İtalya veya Sardinya kökenli olduğunu işaret ediyor. Sonuçlar Scientific Reports dergisinde yayımlandı.

1929’daki Keşif ve İlk Analizler

1929 yılında Avusturya’dan arkeolog Josef Keil ve ekibi, İzmir’deki Efes’in ana caddesindeki “Octagon” adı verilen görkemli bir yapının kalıntılarında tamamen su dolu bir lahit buldu. Lahitte önemli mezar eşyaları bulunamadı, ancak bütün bir iskelet vardı.

Josef Keil, Kuretler Caddesi’ndeki mezarı tekrar kapatmadan önce yalnızca kafatasını yanına aldı. İlk analizlerinde bu kalıntıların “çok seçkin bir kişiye” ait olduğunu ve yaklaşık 20 yaşında bir kadına ait olabileceğini öne sürdü. Ancak bu değerlendirmeler somut verilere dayanmıyordu. Keil herhangi bir kesin veri sağlayamadı ve kafatasını Viyana Üniversitesi’ndeki yeni ataması vesilesiyle bavulunda Viyana’ya götürdü.

1953’te, Viyana Üniversitesi Antropoloji Enstitüsü başkanı Josef Weninger, kafatası üzerinde yaptığı ölçümleri ve analizleri yayımladı. O da, buluntuya eşlik eden sararmış bir notta tanımlandığı gibi “Heroon”daki kafatasının, “soylu, rafine bir tipe” sahip genç bir kadına ait olabileceğini öne sürdü. Bu analizler, kişinin antik çağ aristokrasisinden olabileceği fikrini güçlendirdi.

1982’de yapılan kazılarda, iskeletin geri kalan kısmı bulundu; ancak lahitte değil, mezar odasının ön kısmındaki bir nişte.

IV. Arsione ile Bağlantı Kurma Çabaları

Sekizgen yapının (Octagon) mimari özelliklerinin İskenderiye Feneri’nden esinlenmiş olabileceği düşüncesi ve IV. Arsione’nin MÖ 41’de Kleopatra’nın sevgilisi Marcus Antonius’un emriyle Efes’te öldürüldüğüne dair tarihsel bilgiler, 1990’da bu mezarın IV. Arsione’ye ait olabileceği hipotezini doğurdu. O tarihten bu yana bu teori üzerine birçok araştırma ve yayın yapıldı.


Efes’teki Octagon yapıda bulunan kafatası, Viyana Üniversitesi’nde mikro-BT taramasından geçiyor. C: Gerhard Weber / University of Vienna

Modern Antropolojik ve Arkeolojik Analizler

Viyana Üniversitesi Evrimsel Antropoloji Bölümü, modern analiz yöntemleriyle çalışmaya başladı. Araştırmacılar, genetik uzmanları, tarihleme uzmanları ve ortodontistlerden oluşan bir ekip, kafatasını kapsamlı bir şekilde inceledi.

İlk adımda, kafatası 80 mikrometre çözünürlükte dijital kopyasını arşivlemek için mikro-bilgisayarlı tomografiye tabi tutuldu. Daha sonra bilim insanları yaş ve genetik durumu belirlemek için kafatasının tabanından ve iç kulaktan miligram aralığında küçük örnekler aldılar. Kütle spektrometresinden gelen veriler, varsayılan diyet bileşimini bile hesaba katan en son kalibrasyon eğrileriyle karşılaştırıldı.

Kafatası MÖ 36 ile MÖ 205 arasına tarihlendi, bu da IV. Arsione’nin ölüm tarihi olan MÖ 41 ile uyumlu görünüyor. Genetik analizler, kafatası ile daha sonra mezar odasında bulunan uyluk kemiği arasında eşleşme olduğunu ortaya koydu. Böylece, 1929’da Josef Keil’in lahitten aldığı kafatası ve daha sonra bulunan iskeletin aynı kişiye ait olduğu doğrulandı.

“Büyük Sürpriz”

Ancak, yapılan tekrar testlerde, kafatası ve uyluk kemiği üzerinde bir Y kromozomu tespit edildi; yani bu kişi bir erkekti. Gerhard Weber, “Bu büyük bir sürprizdi” diye açıklıyor.

Morfolojik analizler, çocuğun ergenlik döneminde olduğunu ve 11 ila 14 yaşları arasında öldüğünü ortaya koydu. Bu durum, diş köklerinin ve hala gelişmekte olan kafatası tabanının yüksek çözünürlüklü görüntüleri ile doğrulandı. Ancak genel olarak patolojik bir gelişim bozukluğu yaşadığı anlaşıldı. Örneğin, normalde 65 yaşında kaynaşması gereken kafatası sütürlerinden biri tamamen kapanmıştı, bu da kafatasına çok asimetrik bir şekil vermişti.

En dikkat çekici özellik ise çocuğun üst çenesinin aşırı derecede az gelişmiş olmasıydı. Çene aşağı doğru eğimliydi ve muhtemelen çiğnemede büyük zorluklara neden oluyordu. Temporomandibular eklemlerindeki açı ve çenede kalan iki dişin bulguları da bunu destekliyordu.


Daha sonra çıkan birinci küçük azı dişi (premolar) yanak tarafındaki çıkıntısında belirgin aşınma gösterirken, birinci azı dişi (molar) hiçbir kullanım izi göstermiyor. Ayrıca, küçük azı dişinin dil tarafına doğru eğimli konumuna da dikkat edin. C: Gerhard W. Weber et al. 2025.

İlk kalıcı azı dişi, kalıcı dişlerin ilk çıkan dişi olması nedeniyle genellikle en uzun süre kullanılan diştir; ancak bu dişte hiçbir kullanım izi yoktu. Öte yandan, diş diziliminde birkaç yıl sonra çıkan birinci küçük azı dişi ise aşınmış ve muhtemelen aşırı yüklenme sonucu oluşmuş belirgin çatlaklara sahipti.

Araştırmacılar, çeneler ve yüzün büyüme anomalisi nedeniyle düzenli bir diş teması olmadığını sonucuna vardı. Büyüme bozukluklarına neyin yol açtığı şimdilik belirsizliğini koruyor. Bunun nedeni bir D vitamini eksikliği olabilir. Treacher Collins sendromu gibi genetik sendromlar da Octagon’daki çocuğun görünümüne benzer bir duruma yol açabilir.

Bir Efsanenin Sonu ve Yeni Bir Arayışın Başlangıcı

Artık, Efes’teki Octagon yapısında gömülü kişinin Kleopatra’nın kız kardeşi olmadığı, ancak muhtemelen Romalı olan ve gelişim bozuklukları yaşayan genç bir erkek olduğu netleşti.

Bu yapının mimari referanslarının neden Mısır’a atıfta bulunduğu ise hâlâ yanıtlanmamış bir soru olarak duruyor. Kesin olan şu ki, bu mezar çok yüksek bir sosyal statüye sahip bir kişi için tasarlanmıştı. Her durumda, bu araştırmanın sonuçları, heyecan verici yeni araştırmalar için geniş bir alan açıyor. Ve IV. Arsione’nin kalıntılarını bulma arayışı artık söylentilerden arınmış bir şekilde yeniden başlayabilir.


University of Vienna. 10 Ocak 2025.

Makale: Weber, G.W., Šimková, P.G., Fernandes, D. et al. (2025).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için