Blog

Eki13

Filler Yıllar Sonra Bile Bakıcılarını Kokusundan Hatırlıyor

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BakıcıDeneyFilHafıza



Filler Yıllar Sonra Bile Bakıcılarını Kokusundan Hatırlıyor

Zoo Biology dergisinde yayımlanan çalışma, fillerinin en azından uzun bir zaman sonra bile bakıcılarının kokusunu tanıyabildiğine dair ilk somut kanıtları sunuyor.

 

www.arkeofili.com

 

İngilizce’de “Bir fil asla unutmaz”, Türkçe’de ise “Fil hafızalı olmak” diye bir söz var. Peki bu ne kadar doğru?

 

 

Deneysel kurulumun şematik gösterimi.

Hatta, fillerin on yıllar önce ziyaret ettikleri su kaynaklarını bile hatırladıklarına dair kanıtlar mevcut. Ayrıca uzun süredir karşılaşmadıkları diğer fillerle de yeniden bir araya geldiklerinde onları tanıdıkları sıkça görülüyor. Peki, fillerin bu mükemmel uzun süreli sosyal hafızaları diğer türlerin üyelerine de uzanıyor mı?

Çalışmanın yazarı Martin Kränzlin, “Bu konuda Asya fillerine dair heyecan verici hikayeler var” diyor.

“Örneğin, fillerin yıllar sonra karşılaştıkları ve sevmedikleri eski sahiplerine taş attıkları bildirilmişti. Ancak, bunlar yalnızca anekdot niteliğinde raporlar; bu soru bilimsel olarak henüz incelenmedi.”

13 yıl önce Berlin’den Aşağı Saksonya’ya taşındılar

Zoo Biology dergisinde yayımlanan çalışma, fillerinin en azından uzun bir zaman sonra bile bakıcılarının kokusunu tanıyabildiğine dair ilk somut kanıtları sunuyor. Çalışma, Aşağı Saksonya’daki Hodenhagen’de bulunan Serengeti Parkı ile işbirliği içinde gerçekleştirildi. Burada, 13 yıl önce Berlin Hayvanat Bahçesi’nden Hodenhagen’a taşınan iki dişi fil, Bibi ve Panya, yaşıyor.

Şu anda Stuttgart’taki Wilhelma Zooloji ve Botanik Bahçesi’nde çalışan Kränzlin, “Berlin’deki eski bakıcılarla temasa geçtik; toplamda üç kişi. Deneyimiz için, bu bakıcılar sekiz saat boyunca bir tişört giydiler, daha sonra bu tişörtleri koku uyarıcı olarak kullandık. Ayrıca onlardan kısa bir cümle kaydettik ve portre fotoğraflarını çektik” diyor.

Asıl deneyde, araştırmacılar filin bulunduğu kafesin dışında yan yana iki raf kurdu. Raflardan birine eski bakıcının bir uyarıcısını —örneğin giydiği bir tişört veya tam boyutlu bir portre fotoğrafı— koydular. Diğerine ise filler için bilinmeyen bir kişinin karşılaştırmalı uyarıcısı yerleştirildi.


Panya isimli fil, deneysel kurulum alanında.

Hayvanlar, eski bakıcılarının kokularına daha fazla ilgi gösterdi

Hayvanlar kafeslerinden her iki rafı da görebiliyor, ancak hortumlarıyla ulaşamıyorlardı. Buna rağmen, sunulan uyarıcıları daha yakından incelemek için sürekli olarak uzanmaya çalıştılar. “Test ettiğimiz her filin davranışını videoya kaydettik” diyor Kränzlin. “Daha sonra bu videoları analiz ederek hayvanların hortumlarını raflara ne sıklıkta ve ne kadar süreyle uzattığını inceledik.”

Bu hipotezin ardındaki düşünce şuydu: Sunulan uyarıcı, test edilen file tanıdık geliyorsa, bu onun daha fazla ilgisini çekecekti. Bu nedenle, Bibi ve Panya’nın tanıdık gelen uyarıcılara daha sık ve daha uzun süre ulaşmaya çalışmaları bekleniyordu.

Gerçekten de öyle oldu—ancak yalnızca sunulan uyarıcı bir tişörtse. Buna karşılık, portre fotoğraflarına ve kaydedilen cümlelere verdikleri tepkilerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Bu tamamen şaşırtıcı değil; filler harika bir koku alma duyusuna sahipler, ancak görme yetileri nispeten zayıf.

“Sonuçlarımız, fillerinin en azından eski bakıcılarının kokusunu on yıllar sonra bile hatırlayabildiğinin açık bir göstergesi” diyor çalışmayı yürüten Kiel Üniversitesi’nden Profesör Christine Böhmer. “Yine de, bu sonuçları doğrulamak için daha fazla sayıda birey üzerinde ek çalışmalar yapılması gerekiyor”

Bu sonuçlar, hayvanat bahçelerinde fillerle ilgilenme açısından da ilgi çekici. Çünkü filler gerçekten de bakıcılarını bu kadar uzun süre hatırlıyorlarsa, bu onların hayvanlar için oldukça önemli olduğunu gösteriyor. İnsan bakıcılarıyla istikrarlı bir ilişki, bu nedenle hayvanat bahçesindeki fillerin refahı üzerinde çok olumlu bir etki yaratabilir.


Kiel University. 8 Ekim 2024.

Makale: Kränzlin, M., Azogu-Sepe, I., Pouydebat, E., & Böhmer, C. (2024).

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için