Blog

Haz11

Heinrich Schliemann ve Truva Eserlerinin Yolculuğu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  BerlinHeinrich SchliemannHisarlık TepesiSSCBTroiaTruvaTruva Hazinesi



Heinrich Schliemann ve Truva Eserlerinin Yolculuğu

Truva’yı ve Truvalıları bugünkü şöhretine kavuşturan önemli isim, Alman bir tüccar olan Heinrich Schliemann idi.

Heinrich Schliemann

Anadolu toprakları, tarihin ilk çağlarından itibaren pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması sebebiyle bünyesinde pek çok hikaye barındırıyor. Bunun en bilinen örneklerinden birisi de Homeros’un İlyada Destanı’nda anlattığı Truva savaşları.

Truva’yı ve Truvalıları bugünkü şöhretine kavuşturan önemli isimlerden birisi ise Alman bir tüccar olan Heinrich Schliemann oldu. Tartışmaların odağında olan bu isim, bugün büyük bir kaçakçı olarak anılırken, yaşadığı yıllarda batılı tarih anlayışının kanlı canlı bir örneği idi.

Truva kentini keşfetmesi ve bulduğu hazineleri kaçırması, Anadolu topraklarının özellikle Alman ve İngiliz araştırmacılar tarafından talan edildiği 1800’lü yıllara denk düşüyor.

Schliemann’ı diğerlerinden farklı kılan özelliği ise, inanç olabilir. Yabancı araştırmacıların dönemin Osmanlı coğrafyasında yaptığı kazılar, bir amaca yönelik olmaktan ziyade ne bulurlar ise götürmek üzerine kuruluydu. Schliemann’ın ise tek bir amacının olduğu söylenir. O amaç ise, Homeros’un anlatılarında geçen Antik İlion (Truva) kentini bulmaktı.

Homeros. British Müzesi.

Priamos’un hazinesi

Truva antik kentinin Hisarlık Tepe’de olduğuna inanan Schliemann, 1871 yılında Osmanlı Devleti’nden izin alarak Hisarlık Tepe’deki höyükte çalışmaya başladı.

Kazının başlamasının üzerinden iki yıl geçtiğinde, surların arasında bulduğu altın eşyaların Priamos’un hazinesi olduğuna inandı. Günlüğüne eşi Sophia’nın yardımı olmasaydı eserleri asla götüremeyeceğini yazan Schliemann’ın, eserleri Yunanistan’a kaçırmasıyla bitmeyen yolculuk başlamış oldu.

Truva eserleri.

Eserlerin yolculuğu

Yunanistan’da Osmanlı makamlarının kendisine dava açtığını öğrendikten sonra Rusya’ya giden Schliemann’ın niyeti, eserleri Rusya’da bırakmaktı.

Ancak Rus Çarının çalıntı eserleri kabul etmemesi üzerine Almanya’ya dönmek zorunda kaldı. Schliemann’ın eserleri ısrarla Osmanlı topraklarından kaçırmaya çalışması ise ancak dönemin zihniyeti ile açıklanabilir bir durum. Batının yayılmacı ve saldırgan ekonomi-politiği, tarihi olgulara yaklaşımını da etkiledi. Özellikle köklerini Antik Yunan’da arayan Avrupalılar için ise Anadolu topraklarının tarihinde hak iddia etmek normaldi.

Napolyon’un Mısır seferinden sonra Fransa’ya getirdiği eserleri aslında koruduğunu düşünmesi, bu anlayışın en bilinen örneklerinden biri.  Schliemann, bu anlayışla yetişen bir Avrupalı olarak muhtemelen doğru olanı yaptığını düşünüyordu. Fakat adını tarihe, Truva antik kentini keşfeden kişi ve meşhur bir tarihi eser kaçakçısı olarak yazdırdı.

Hayvanat bahçesindeki antik hazine

Bu eserleri antik çağlarda kullanan her kim ise, taktığı takıların ülkeden ülkeye göç edeceğini, büyük bir dünya savaşında ganimet olarak verileceğini ve hakkında binlerce yıl sonra bile araştırmalar yapılacağını tahmin edemezdi.

Schliemann ile başlayan yolculuğun yeni rotası ise Berlin’de bir hayvanat bahçesi oldu. Büyük bir kıyıma sebep olacak II. Dünya Savaşı başladığında, eserlerin yeni yeri korunaklı olması nedeniyle hayvanat bahçesiydi. Kızıl Ordu’nun Berlin’e girmesiyle hayvanat bahçesinde bulunan eserler SSCB’ye savaş ganimeti olarak götürüldü. SSCB’ye götürülen eserler, hazinenin tamamını içermiyordu. Dünyanın dört bir tarafına yayılmış bir durumdaydı.

SSCB, Truva hazinesinin devlet malı olduğuna dair yasayı Gorbaçov’un veto etmesine rağmen çıkardı. Böylece Rusya’da olan hazinenin bir kısmının Türkiye’ye iade edilmesinin yolu kapandı. Günümüzde Rusya’da bulunan hazinenin bir kısmı Puşkin Müzesi’nde sergileniyor.

Türkiye’ye iadesi sağlanan eserler: Schliemann’ın kaçırdığı hazine olmayabilir

Pensilyvania Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi’nden, Türkiye’ye iadesi sağlanan Truva eserlerinin Heinrich Schliemann tarafından kaçırılan eserler olup olmadığı bilinmiyor.

Arkeologlar tarafından doğrulanan bilgi ise, iadesi sağlanan altın takıların Truva bölgesine ait gerçek eserler olduğu. Puşkin Müzesi’nde bulunan eserlerin Türkiye’ye getirilmesi için ise 1991 yılından beri diplomatik çalışmalar sürdürülüyor. Topraklarına dönen eserleri ise Çanakkale’de bulunan Troya Müzesi’nde ziyaret edebilirsiniz.

Arkeofili

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için