Blog
Hindilerin Eski Pueblo Halklarındaki Rolü İnceleniyor
Yapılan çalışma, hindilerin Eski Pueblo halkları için önemini ve halkın bu kuşları 1.600 yıldan uzun bir süre boyunca nasıl yönettiklerini inceliyor.
Yazar: Yaren Kırdök
New Mexico Üniversitesi Arkeoloji Departmanı’ndan Misafir Yardımcı Doçent Cyler Conrad tarafından yakın zamanda yayımlanan çalışma, hindilerin Eski Pueblo halkları için önemini ve bu halkın bu kuşları 1.600 yıldan uzun bir süre boyunca nasıl yönettiklerini inceliyor. Hindilere ve hindilerin kapalı bir yerde tutulduğuna dair kanıtlara, New Mexico ile onu çevreleyen diğer bölgelerdeki Eski Pueblo halklarında rastlanıyor ve böylelikle hindiler, bu bölgenin bir parçası haline geliyor.
Conrad, “Contextualizing Ancestral Pueblo Turkey (Meleagris gallopavo spp.) Management” -Eski Puebloların Hindi (Meleagris gallopavo türleri) Yönetimini Kavramsallaştırmak- adlı makalesinde, üç temel soruya odaklanmak amacıyla arkeolojik kayıtları gözden geçirdi: Hindi kümesleri nasıl tespit edilir? Hindi kümesi yapımına veya hindi kafeslerine dair kanıtlar zaman içinde değişir mi? Kümeste hindi yetiştirmeye dair kanıtlar, bu kuşların uzun süre boyunca insanlar tarafından idare edilmesi ve insan-kuş/insan-hayvan yönetimi üzerine global perpektifler bakımından bizi nasıl bilgilendirir?
Conrad, “Araştırma, Güneybatı Amerika ile Kuzeybatı Meksika boyunca yer alan Eski Pueblo halkları tarafından hindi yönetimine dair arkeolojik kanıtları geniş bir açı ile değerlendiriyor. Yönetim kavramı ile hindileri kümeslerde ya da etrafı çevrili diğer alanlarda tutmayı kastediyorum. Etnografik ve etnotarihsel tasvirleri, arkeolojik alan raporlarını ve hindi kümesi içeriğine odaklanan yayınları okuduğumda keşfettiğim şey şu oldu: Eski Pueblo halkları, bu kuşlar ile karmaşık bir ilişki geliştirmiş.” diye açıklıyor.
Bazı durumlarda hindiler, köylerdeki odaların içinde tutuluyordu; bu odalar bazen kümes olarak kullanılmak üzere özel olarak inşa ediliyordu ve bazen de kümes işlevi görmek üzere yeniden kullanılıyordu. Hindilerin Chaco Kanyonu’ndaki Pueblo Bonito adlı kültürel alanda yer alan “28 Numaralı Oda”nın içinde ya da yakınlarında tutulduklarına dair kanıtlar mevcut. New Mexico Üniversitesi’nden Antropolog Patricia Crown, daha önce bu alanda kakaodan yapılan içecekleri tüketmekte kullanılan silindirik kavanozlar keşfetmişti; bu, Amerika-Meksika sınırının kuzeyinde çikolata tüketimine dair ilk kanıttı.
“Görünüşe göre hindiler, iskanın son dönemlerinde 28 Numaralı Oda’nın kendisinin doğrudan doğruya bir kümes işlevi gördüğü zamanlar hariç, yakınlardaki bir odada tutuluyordu. Bu, Dr. Crown’un tespit ettiği oldukça ilginç bir gözlem: Bu, -hindiler söz konusu olduğunda- alanların belirli zamanlarda ihtiyaçlar doğrultusunda değişikliğe uğramasına dair muhtemel bir kanıt oluşturuyor.” diyor Conrad.
Ayrıca hindilerin serbest dolaşmasına izin veriliyordu; bu hayvanlar iplere bağlı tutuluyor, arada sırada ise küçük kafesler içine koyuluyordu. Eski Pueblo halklarının hindileri tuttukları alan ve bağlam türlerindeki tutarlı değişkenliğin belirli bir amaç dahilinde uygulandığı şüphesiz bir gerçek. Bu değişkenlik, Güneybatı ve Kuzeybatı Meksika’da 1.600 yıldan uzun bir süre boyunca bu kuşların çeşitli amaçlar doğrultusunda yönetilmesi bakımından esneklik sağlayan uyarlanabilir bir stratejiydi.
Conrad, hindilerin neden tutulduğu hakkında tahminlerde bulunuyor: “Hindiler evcil hayvan olarak mı, tüyleri için mi, yiyecek olarak mı, sürüleri genişletmek için mi yoksa yumurta üretimi için mi yetiştiriliyordu? Belki de arkeologlar geçmişi incelerken basitçe anlayamadığımız düzinelerce farklı neden vardır. Fakat hindilerin kapalı bir yerde tutulmasındaki yöntem esnekliğinin tamamen kasti olduğunu doğrulayabilirim.”
Hindilerden yararlanmanın muhtemelen bugün bildiğimizden çok daha farklı yolları vardı.
“Çeşitli amaçlarla en azından tüylerinin, yumurtalarının, kemiklerinin, etlerinin kullanıldığını ve görsel, işitsel ve kavramsal bakımdan farklı şeylere konu olduklarını biliyoruz. Bunlar arasında battaniyeler, boyalar, aletler, müzik aletleri, yemek ve sanat yer alıyor.”
Conrad, “Bu bölgenin yerli halkları; Amerikan papağanları, kartallar, balıkçıllar gibi çeşitli kuşlarla özel ve önemli ilişkilere sahiptiler. Tavuklar ise daha sonraları temas halindeki İspanyollar tarafından tanıtılmıştı.” diyor.
“Kuşlar Pueblo toplumunda özel bir yere sahip ve biz bunu kuş kemiklerinin, tüylerinin, seramikler ve kaya sanatındaki imgelerin ve daha birçok şeyin arkeolojik betimlemlerinde görüyoruz. Hindiler, zaman içinde insan-kuş etkileşimlerini incelemeye çalışmak bakımından dikkatli bir ilgiyi hak eden birçok kuştan yalnızca biri.”
Hindiler ve hindilerin Eski Pueblo halklarının yaşamlarındaki rolü hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyen Conrad, geçmişte yapılmış kazılar ile araştırmaların kayıtlarını inceledi.
Eski Pueblo bağlamlarında hindi kümeslerinin çeşitli şekilleri ve yapıları vardı; bu yüzden onları tanımlamak bazen zorlayıcı olabiliyordu. Fakat bu kuşların nerede tutulduğunu belirlemenin kolay bir yolu var:
“Bu mekanlar içinde yer alan bir hindi kümesini tespit etmenin en açık kanıt yöntemlerinden biri, hindi dışkılarının varlığı ya da hindi gübrelerinden oluşan kalın tabakalardır.” diyor Conrad.
Araştırma, New Mexico Üniversitesi Kararlı İzotoplar Merkezi sayesinde aynı zamanda hindilerin ne yediklerini de ortaya çıkardı. Bu merkezde gelişmiş analitik bir alet; organik ve inorganik maddelerdeki karbon, nitrojen, oksijen ve hidrojen gibi belirli elementlerin -kuşların beslenme düzenleri için gerekenler- ölçümünü yapıyor. Serbest dolaşan kümes hayvanları aslında hiç de modern bir konsept değil.
Conrad, “Hindilerin ne yediğini hindilerle ilişkilendirilen bağlamlarda yer alan polen gibi botanikler ve bu bölgede kurutulmuş ve mumyalanmış hindilerden elde edilen iyi korunmuş yiyecek örnekleri gibi kanıtlardan biliyoruz. Bu kayıtların tümü, hindilerin evcilleştirilmiş mısır tükettiğini gösteriyor. Fakat bu kayıtların tam tersini söyleyen enteresan örnekler de mevcut; bunlara, New Mexico Üniversitesi’nden Antropolog Emily Lena Jones tarafından Tijeras Pueblo’da tespit edilen kanıtlar da dahil. Bu hindiler, daha ‘doğal’ ya da serbest dolaşma ile paralel beslenme düzenlerine sahip.” diyor.
Bu eski hindiler, modern vahşi yaşamdan çok da uzak sayılmazlar.
Conrad, “Eski Pueblo halkları tarafından evcilleştirilen hindilerin DNA’ları; Güneybatı içinde, vahşi Merriam’daki bazı hindi popülasyonlarında varlığını hala sürdürüyor. Dolayısıyla New Mexico’da hindi avlamaya çıktığınızda ya da onları doğal yaşam alanlarında gördüğünüzde bu hindilerin bu araştırmada betimlenen kuşlar, insanlar ve deneyimler ile bağlantılı olduğunu düşünebilirsiniz.” diyor ve ekliyor: “Günümüzde doğal hayatta ‘vahşi’ olarak algıladığımız hindiler ile bu hindilerin Pueblo halklarıyla etkileşim kurmuş ve onlar tarafından idare edilmiş eski ataları arasında doğrudan bir bağlantı var. Bu durum, bu araştırmayı önemli kılıyor çünkü günümüzde hindilerle aramızda var olan ilişki, Eski Pueblo halklarının bu kuşları belirli koşullar altında yönetebilmeleri sayesinde oluştu.”
University of New Mexico. 7 Eylül 2021.
Makale: Conrad, C. (2021). Contextualizing Ancestral Pueblo Turkey (Meleagris gallopavo spp.) Management. Journal of Archaeological Method and Theory, 1-42.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >