Blog
İlk İnsan Nasıl Evrimleşti?
İlk İnsan Nasıl Evrimleşti?
İnsanların her zaman ortalıkta olmadığını biliyoruz. Ne de olsa Tyrannosaurus rex gibi etobur dinozorlar yaşarken hayatta kalamazdık.
İlk insanın nasıl ortaya çıktığı ve atalarının kim olduğu (büyük ebeveynlerinin, onun büyük büyük ebeveynlerinin vb.), arkeologların cevap veremediği en büyük sorulardan birisi. Bugün bile bu bilinmezlik, kafamızı karıştırıyor.
Tüm Canlılar Küçükken
İnsanların ortaya çıkışını düşündüğümüzde ilk olarak, hemen hemen her canlının evrim süreci boyunca başka bir şeyden evrimleştiğini bilmemiz gerek.
Örnek verecek olursak, Dünya’da bilinen ilk yaşam örneği 3,5 milyar yıl öncesine dayanıyor.
(İnsanlar Kürklerini Neden Kaybetti?)
Bu erken yaşam, bugünden çok farklı bir dünyada, gözle görülemeyecek kadar küçük, su altında yaşayan minik mikroplar şeklinde başlamıştı. O sırada kıtalar henüz yeni oluşuyor, havada oksijen bulunmuyordu.
O zamandan beri, Dünya’daki yaşam inanılmaz bir şekilde değişti ve birçok şekil aldı.
Oysa Dünya tarihinin ortasında (1,8 milyar ila 800 milyon yıl önce) yaklaşık bir milyar yıl boyunca, Dünya’daki yaşam büyük cıvık bir tabakadan başka bir şey değildi.
Uzun, çok uzun bir soy
Günümüzde yaşayan tüm insanlar, Homo sapiens türüne ait.
Bununla birlikte, eski insan akrabamız olan Neandertaller (Homo neanderthalensis) de dahil olmak üzere, bizden önce gelen hominin adında uzun bir soy hattına sahip bir aile üyemiz var.
Homo sapiens, bugün yaşayan tek hominin.
Homininler ilk olarak milyonlarca yıl önce ortaya çıktı, uzun bir süre içinde evrim yoluyla genel olarak çok az değişti.
Bu karmaşık soy ağacı nedeniyle ilk baştaki soruyu yanıtlarken “insan” ile ne kastettiğimizi düşünmemiz gerekiyor.
Kulağa saçma gelebilir çünkü sokakta birinin yanından geçerken onun köpek ya da kedi değil de insan olduğunu hemen anlayabiliyoruz.
Fakat 100.000’den fazla nesil önce yaşamış, ilk atamız Lucy (aşağıda onun hakkında daha fazlasını bulabilirsiniz) ile aranızdaki fark, bir insan ile köpek arasındaki farktan çok daha az. Bu yüzden sorunun cevabı biraz daha karmaşık.
Bu nedenle iki cevap verilebilir, doğru olduğunu düşündüğünüz cevaba siz karar verin.
Sen ve ben Homo sapiens’iz
İlk cevap, ilk “insanın” türümüzün ilk üyesi olan Homo sapiens olduğunu varsaymak. Bu kişi tıpkı sizin ve benim gibiydi ama bir iPhone’u yoktu!
Türümüz Homo sapiens’in şimdiye kadarki bilinen en eski iskeleti Fas’ta bulundu ve yaklaşık 300.000 yıllık.
Bu atamızın, Neandertaller ve Denisovalılar da dahil olmak üzere insan ailesinin diğer üyeleriyle aynı zamanda yaşamış olması muhtemel. Arkeologlar, bizi bu diğer eski insan türlerinden neyin farklı kıldığını uzun bir süredir tartışıyor.
Cevap muhtemelen beynimiz ile alakalı. Homo sapiens’in sanat ve dil gibi uğraşları olan tek tür olduğunu düşünüyoruz ancak son keşifler Neandertallerin de birer sanatçı olduğunu öne sürüyor.
Homo sapiens’in neden hayatta kaldığını ve hominin ailemizin geri kalanının neden hayatta kalmadığını kesin olarak bilmemiz zor. Ancak Fransa ve Endonezya’da bulunan bazı harika erken mağara resimlerine yol açan yaratıcılığın, son 100.000 yılda başarılı olmamıza yardımcı olmuş olabileceği ihtimali yüksek.
Yaşlı Lucy
Soruya verilebilecek bir başka cevap ise ilk “insanın”, şempanze ve gorilleri de kapsayan geniş ailemizin geri kalanından ayrılan ilk hominin olduğunu varsaymak olur.
İlk atamızın kim olduğundan tam olarak emin olamayız ancak birçok bilim insanı Australopithecus afarensis’in iyi bir ihtimal olduğunu düşünüyor.
Bu tür, bakınca bize farklıymış görünebilir ancak yine de dik yürüyebiliyor ve taştan aletler kullanabiliyordu. Buna en güzel örnek, ünlü bir fosil iskeleti olan Lucy verilebilir. Lucy’nin iskeleti Afrika’da bulundu ve diğer eski hominin iskeletlerine kıyasla elimizde daha fazla iskeleti bulunsa da, iskeleti eksiksiz değil. Bu durum, ilk “insanın” kim olduğunu anlamamızı zorlaştırıyor. Lucy, yaklaşık 3,18 milyon yıl önce hayattayken vücudu kıllarla kaplıydı. Kemikleri, yetişkin olduğunu gösterse de muhtemelen öldüğünde şu anda sizinle aynı boydaydı.
Lucy’nin zamanında yaşamış fosillerin çoğu eksik olduğundan, geriye inceleyebileceğimiz soyu tükenmiş her türden bir avuç kemik kalıyor.
Bu nedenle arkeolojideki her yeni keşif çok heyecan verici. Her yeni fosil, soyağacımızın bulmacasını çözebilmemiz için bize yeni bir şans veriyor.
Gizmodo. Ian Moffat. 7 Ağustos 2020.
Yazar: Elifnur Bingöl
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >