Blog
Kuzey İtalya’da keşfedilen 3300 yıllık Tunç Çağı boyunduruğu
Ahşap kalıntıların dendrokronolojik ve radyokarbon tarihlemesi, yerleşimin MÖ 14. yüzyılın ortalarından 13. yüzyılın ortalarına kadar kullanıldığını ortaya koymuştur.
www.arkeofili.com
Kuzey İtalya’nın Veneto bölgesindeki Este’de Geç Tunç Çağı’na ait bir yerleşimde 3.300 yıllık nadir bir ahşap boyunduruk keşfedildi.
Ahşap boyunduruk 8 yıllık bir kazı çalışmasının sonunda ele geçti.
Boyunduruk, diğer ahşap nesneler, metal süs eşyaları ve çanak çömlek parçaları, 2015 yılında Via Comuna’da yeni bir metan boru hattının döşenmesi planlanmadan önce arkeolojik bir araştırma sırasında keşfedildi.
Ahşap kalıntıların dendrokronolojik ve radyokarbon tarihlemesi, yerleşimin MÖ 14. yüzyılın ortalarından 13. yüzyılın ortalarına kadar kullanıldığını ortaya koymuştur. Bu keşiften önce, Este bölgesinde döneme ait bir miktar buluntu yapılmıştı, ancak bu, şimdiye kadar bulunan tek açık şekilde yapılandırılmış Tunç Çağı yerleşimidir.
Bölge, Tunç Çağı’nda sulak bir alandı (su üzerine kazıklı evler inşa edildi) ve çamurlu koşullar binlerce yıl boyunca ahşap gibi organik kalıntıları korudu. Islak ahşabı laboratuvar koşullarında stabilize etmek için, toprak bölümleri blok halinde çıkarıldı ve su ile tıkanmış ahşabın korunmasında uzmanların özenli bir mikro kazı gerçekleştirdiği Roma’daki Merkez Restorasyon Enstitüsü’ne taşındı, ardından PEG işlemi ve ahşabı stabilize etmek için kontrollü bir kurutma yapıldı.
Boyunduruk, şimdiye kadar kazılarda bulunan öne çıkan nesnesi olarak kayıt edildi. Bir çift yük hayvanının (muhtemelen öküz) boynuna takılarak ve deri kayışlar veya iplerle boynuzlarına sabitlenerek kullanılan bir baş boyunduruğudur. Boyunduruğu hayvanların boynuzlarının etrafına sıkıca oturtmak için kavisli kesikler yapıldı.
Başlangıçta bir metre (3.2 fit uzunluğunda) olduğu tahmin ediliyor. Bu, erken modern boyunduruklardan önemli ölçüde daha küçüktür, kuzey İtalya’daki Tunç Çağı’ndaki evcilleştirilmiş sığırların daha sonra olacaklarından daha küçük olduğunun kanıtıdır. Özellikle arkeolojik ilgi çekici olan, boynuzların bağlandığı boyunduruk kirişindeki dişlerden birinin eski bir onarımıdır. Kullanım sırasında kırılmış olmalı ve çiftçi veya zanaatkar yeni bir diş takmak için kare bir delik açmış olmalıdır.
By Oğuz Büyükyıldırım
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >