Blog
Mona Lisa’da Şaşırtıcı Bir Toksik Pigment Karışımı Tespit Edildi
Şaşırtıcı bir şekilde, hem ‘Mona Lisa’ hem de ‘Son Akşam Yemeği’ tablolarından alınan örnekler, da Vinci’nin kurşun oksitle deneyler yaptığını ve sanat eserlerinin altında plumbonakrit adı verilen nadir bir bileşiğin oluşmasına neden olduğunu gösteriyor.
Yaren şener - www.arkeofili.com
Mona Lisa tablosunda bulunan kurşun bileşik plumbonakrit, daha önce İtalyan Rönesans çalışmalarında hiç tespit edilmemişti.
Leonardo da Vinci, Mona Lisa (c. 1503–06). C: Louvre, Paris.
Leonardo Da Vinci, günümüze kadar sanat ve bilim alanlarında gerçekleştirdiği yeniliklerle tanınıyor. Şimdi ise yeni analizler, Da Vinci’nin deney zevkinin resimlerinin en altındaki temel katmanlara kadar uzandığını gösteriyor.
Şaşırtıcı bir şekilde, hem ‘Mona Lisa’ hem de ‘Son Akşam Yemeği’ tablolarından alınan örnekler, da Vinci’nin kurşun oksitle deneyler yaptığını ve sanat eserlerinin altında plumbonakrit adı verilen nadir bir bileşiğin oluşmasına neden olduğunu gösteriyor.
Da Vinci’nin stüdyosundaki boyalar ve pigmentler, bilim insanlarının ipuçları aramak için onun yazıları ve sanat eserlerini incelemesine yol açan gizemli bir hava barındırıyor. “Mona Lisa” da dahil olmak üzere 1500’lü yılların başından kalma birçok tablo, sanat eseri oluşturulmadan önce kalın bir “zemin katmanı” şeklinde boyanmasını gerektiren ahşap levhalar üzerine yapılmıştı.
Bilim insanları, diğer sanatçıların tipik olarak gesso (zemin astarı) kullandığını, Da Vinci’nin ise kalın kurşun beyazı pigment tabakaları döşeyerek ve yağına, üst kısmındaki boyaya özel kuruma özellikleri kazandıran turuncu bir pigment olan kurşun oksit katarak deneyler yaptığını buldu.
da Vinci, “Son Akşam Yemeği”nin alt kısmında da benzer bir tekniği kullandı- o zamanlar kullanılan geleneksel fresk tekniğinden farklıydı. Bu benzersiz katmanlar hakkında daha fazla bilgi edinmek için Victor Gonzalez ve meslektaşları, bu iki tablodan alınan küçük örnekler üzerinde güncellenmiş, yüksek çözünürlüklü analitik teknikleri uygulamak istediler.
Ekip, analizlerini daha önce “Mona Lisa”nın gizli bir köşesinden elde edilen küçük bir “mikro örnek” ile “Son Akşam Yemeği”nin yüzeyinden elde edilen 17 mikro örnek üzerinde gerçekleştirdi. X-ışını kırınım ve kızılötesi spektroskopi tekniklerini kullanarak bu sanat eserlerinin zemin katmanlarının yalnızca yağ ve kurşun beyazı içermediğini, aynı zamanda çok daha nadir bulunan bir kurşun bileşiği içerdiğini belirlediler: Plumbonakrit (Pb5(CO3)O(OH)2).
Bu malzeme daha önce İtalyan Rönesans resimlerinde tespit edilmemişti, ancak 1600’lerde Rembrandt’ın daha sonraki tablolarında bulunmuştu. Plumbonakritin yalnızca alkali koşullar altında kararlı olması, yağ ve kurşun(II) oksit (PbO) arasındaki reaksiyon ile oluştuğunu düşündürüyor. Ayrıca “Son Akşam Yemeği”nden alınan örneklerin çoğunda sağlam PbO taneciklerine rastlandı.
Kurumasına yardımcı olmak için ressamların pigmentlere kurşun oksitler ekledikleri biliniyordu, ancak bu teknik Da Vinci’nin dönemindeki resimler için deneysel olarak kanıtlanmamıştı. Aslında, araştırmacılar onun yazılarını araştırdıklarında PbO’ya dair buldukları tek kanıt, şu an oldukça toksik olduğu bilinmesine rağmen deri ve saç tedavileri ile ilişkiliydi.
Her ne kadar bunu yazmamış olsa da, bu sonuçlar kurşun oksitlerin eski ustaların paletinde bir yeri olmuş olması gerektiğini ve bugün bildiğimiz başyapıtların meydana getirilmesinde yardımcı olmuş olabileceğini gösteriyor.
American Chemical Society. 11 Ekim 2023.
Makale: Gonzalez, V., Wallez, G., Ravaud, E., Eveno, M., Fazlic, I., Fabris, T., … & Cotte, M. (2023).
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >