Blog
Neandertal DNAsı Depresyon ve Kalp Hastalığı Riskini Artırıyor
Neandertal DNAsı Depresyon ve Kalp Hastalığı Riskini Artırıyor
By Ayşe Bursalı on 12 Şubat 2016
Avrupa kökenli insanların genomlarındaki Neandertal DNA’sıyla, bu insanların tıbbi kayıtlarını karşılaştıran araştırmacılar, Neandertal DNA’sının insan biyolojisi üstünde küçük fakat önemli etkileri olduğunu ortaya koydıu. Neandertal DNA’sı günümüzde depresyon, kalp hastalığı, nikotin bağımlılığı, obezite ve başka diğer sağlık problemleri riskini etkiliyor.
(Görsel: Michael Smeltzer, Vanderbilt University)
Neandertaller nesilleri tükenmeden önce insanların en yakın akrabasıydı. Neandertal ve insanların birbiriyle çiftleştiği de biliniyor. Afrika dışında yaşayan insanların DNA’sının %1.5 ila %2.1’i Neandertallerden kaynaklanıyor.
Science dergisinde yayınlanan makalenin yazarı Vanderbilt Üniversitesi’nden Profesör John Capra “Neandertal DNA’sının gerçekten modern insanlardaki tıbbi özellikleri etkilediğini keşfettik. Neandertal DNA’sı ile immünolojik (bağışıklık sistemiyle ilgili), dermatolojik, nörolojik, psikayatrik ve reporodüktif (üreme) hastalıklar arasında bağlantılar olduğunu bulduk” diyor.
Araştırmacılar ilk olarak, modern insanlarda görülen yaklaşık 135,000 Neandertal genetik varyasyonu tespit etti. Daha sonra Avrupa kökenli 28,000den fazla yetişkinin bilgileri bulunan, Amerika’da dokuz hastanenin verilerinin birleştiği eMERGE (Elektronik Tıbbi Kayıtlar ve Genomlar Ağı) isimli veritabanını incelediler. Bu işlemler, hastaların isim ve adres gibi kişisel bilgilerinin bulunmadığı tıbbi kayıtlarını, hastaların genetik bilgileriyle eşleştirdi.
Bu veriler, kişilerin kalp hastalığı, artrit (eklem iltihabı) veya depresyon gibi rahatsızlıklar için tedavi görüp görmediğini ortaya koydu. Daha sonra her bir bireyin genomu, taşıdığı kendine özgü Neandertal DNA’sı parçasının tespit edilmesi için incelendi.
İnsanların taşıdığı Neandertal DNA’sı ile geçirdiği rahatsızlıklar birbiriyle karşılaştırıldı. Karşılaştırma sonucunda, hangi Neandertal genlerinin tek başına ya da başka genlerle birleşerek, tıbbi kayıtlarda görülen hangi hastalığa neden olmuş olabileceği ortaya çıkarıldı.
İnceleme sonucu araştırmacılar, farklı Neandertal genlerinin, kalp krizi ve atardamar kalınlaşması gibi 12 hastalığın riskinin yüksek olmasıyla önemli derecede bağlantılı olduğunu gördü.
Neandertal DNAsı Tütün Bağımlılığı, Deri Hastalıkları, Depresyon Riskini Artırıyor
İlginç olarak araştırmacılar bir Neandertal geni versiyonunun, modern insanda nikotin bağımlılığı riskini çok büyük oranda arttırdığını keşfetti. Fakat Capra, bunun neandertallerin tütün kullandığı anlamına gelmediğini söyledi.
Capra “Avrupalılar Amerika’ya yaptıkları yolculuklardan, Avrupa’ya geri getirene kadar tütün sadece Batı Yarımküre’de bulunuyordu. Bugün nikotin bağımlılığı riskini yükselten Neandertal geninin, 50.000 yıl önce çok daha farklı ve muhtemelen yararlı bir etkisi olmuş olabilir” diyor.
Neandertal dNA’sı tarafınan etkilenen özellikler ve hastalıklar (Görsel: Deborah Brewington, Vanderbilt University)
Capra ve meslektaşlarının hastalıklar ve Neandertel geni arasında bulduğu bazı bağlantılar, önceki hipotezleri kanıtlıyor. Bunun bir örneği, Neandertal DNA’sının, “keratinosit” adı verilen hücreleri etkilediği önerisi. Keratinositler deriyi ultraviyole radyasyon ve hastalık yayan mikroplar gibi çevresel zararlardan koruyor.
Yeni analiz, Neandertal geni varyasyonunun, modern insanlarda deri biyolojisini etkilediğini, ve özellikle de keratosis adı verilen güneşin neden olduğu deri lezyonu riskini etkilediğini gösterdi. Keratosis, anormal çalışan keratinositler nedeniyle meydana geliyor.
Araştırmacılar ayrıca, depresyon riskini, bazıları olumlu bazıları da olumsuz olarak etkileyen birtakım genler buldu. Hatta şaşırtıcı derecede yüksek sayıda Neandertal DNA’sı parçasının psikayatrik ve nörolojik etkileri olduğu keşfedildi.
Doktora öğrencisi ve makale yazarı Corinne Simonti “Beyin inanılmaz derecede karmaşık bir organ. Bu yüzden başka bir evrimsel rotaya ait değişikliklerin, insan genetiğine girmesinin olumsuz sonuçları olacağını beklemek mantıklı olur” diyor.
Bulunan DNA-hastalık bağlantılarına göre, 40.000 yıl önce modern insanlar Afrika’dan başka yerlere göç ederken çevreye uyum sağlamak konusunda avantaj sağlayan Neandertal DNA’ları, günümüz nüfuslarında korunmuş.
Modern insan Afrika dışına göç ederken farklı mikropların bulunduğu ve farklı güneş seviyelerine maruz kaldığı yeni arazilere gelmişti. Fakat bu özelliklerin çoğu modern dünyada artık yarar sağlamıyor olabilir.
Bunun bir örneği, kan pıhtılaşmasını artıran Neandertal geni. Bu değişiklik, yaraları daha çabuk kapayarak ve mikropların vücuda girmesini engelleyerek, atalarımızın yeni topraklarda karşılaştığı mikroplarla baş etmesini sağlamış olabilir. Fakat modern hayatta bu gen daha zararlı bir hale gelmiş durumda çünkü aşırı kan pıhtılaşması, (hiperkoagülasyon) felç, hamilelik komplikasyonları ve akciğer embolisi risklerini artırıyor.
Yapılan bu araştırma Neandertal DNA’sını, hastane kayıtlarına düşülmüş fiziksel özelliklerle (fenotip) karşılaştırmakla kısıtlıydı. Capra bundan sonra, tıbbi kayıtlarda bulunan laboratuvar testleri, doktor notları ve çekilen film, MR gibi taramaları da inceleyip karşılaştırmayı planlıyor.
Vanderbilt University, 11 Şubat 2016
LiveScience, Charles Q. Choi, 11 Şubat 2016
Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >