Blog
Okçuluk, İnsanların Hayatta Kalması için Ne Kadar Önemliydi?
Ok ve yay, silah ve tüfek tarafından yüzyıllar önce etkinliği geride bırakılmış bir silahtı.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Rhône Vadisi’nde bulunan ve 54.000 yıl öncesine ait kalıntılar, Afrika dışında keşfedilen en erken okçuluk kanıtları olabilir.
Ok ve yay, silah ve tüfek tarafından yüzyıllar önce etkinliği geride bırakılmış bir silahtı. Yine de bilim insanları, yay ve okların türümüzün tarihinde önemli bir yeri hak edebileceğini söylüyor. Okçuluğun, Homo sapiens’in gezegeni fethi için kritik öneme sahip olabileceğine ve modern insanların on binlerce yıl önce Afrika’daki anavatanlarından çıkmasına yardımcı olmuş olabileceğine inanıyorlar.
Araştırmacılar, erken okçuların, kendilerini tehlikeye atmadan diyetlerine protein takviyesi verirken aynı zamanda avlarını önemli bir mesafeden öldürebileceklerini söylüyor. Yay ve ok teknolojisinin eski olduğu ve en eski ok uçlarından bazılarının Güney Afrika’daki mağaralara kadar uzandığı ve yaklaşık 64.000 yıl öncesine ait olduğu da netleşti.
Afrika dışında, okçuluğun en eski kanıtı, iki yıl önce bir Sri Lanka mağarasında bulunan 48.000 yıllık ok uçlarıydı. Ancak, Toulouse Üniversitesi’nden Ludovic Slimak liderliğindeki bilim insanlarının, Rhône Vadisi’ndeki Grotte Mandrin mağarasını modern insanların kolonileştirdiğine dair kanıtları ortaya çıkardıktan sonra, bu tarihin şimdi yaklaşık 54.000 yıl geriye itilmesi bekleniyor. Buluntular arasında modern bir insan çocuğunun dişi ve ok uçlarına çok benzeyen bir dizi küçük sivri uçlu taş alet vardı.
Slimak, “100 metre ötedeki bir hayvan, tehlikeli olamayacak kadar uzakta olduğunuzu düşünecek ve uzaklaşmayacaktır. Bir yay ve ok ile kolayca vurabilirsiniz. Aynı derecede daha da önemlisi, yaralanırsa ve sinirlenirse size saldırması için çok uzakta olacaksınız. Böylece güvenli bir şekilde avlanabilir ve grubunuz için daha fazla protein sağlayabilirsiniz.” diyor.
Londra Doğa Tarihi Müzesi’nden Profesör Chris Stringer, yayın ve okun dünyanın farklı yerlerinde farklı zamanlarda icat edilmiş bir teknoloji olduğunun artık açık olduğunu ve türümüzün yayılmasındaki önemini vurguluyor.
Stringer, “Yay yapmakla ilgili en önemli şey, malzemelerinizi gerçekten bilmeniz gerektiğidir. Doğru esnekliğe sahip bir ağaç türü seçmelisiniz çünkü bir yayın iç kısmı önemli ölçüde sıkıştırmaya, dış kısmı ise esnemeye dayanmalıdır. Ayrıca ipi, ok uçlarını ve ok milini yapmak için uzman teknisyenlere ihtiyacınız var. Tüm teknoloji önemli ölçüde uzmanlık gerektirir.” diyor.
Slimak, Grotte Mandrin’de bulunan aletlerin oldukça standart hale getirildiğini söylüyor. “Neandertaller muhteşem taş aletler yapabilirdi ama her biri tek seferlikti. Buna karşılık, modern insanlar tarafından yapılanlar çok hafif, kompakt ve aynı boyuttaydı. Bu bir endüstriydi.” diyor.
Grotte Mandrin yerleşimi, modern insanın Batı Avrupa’da ilk ortaya çıkış tarihini önceki tahminlerden yaklaşık 12.000 yıl öncesine itiyor. Teknik yeteneklerine rağmen, bu yerleşimciler hayatta kalamadı.
Yaklaşık 40 yıllık bir sürenin ardından, Rhône’da modern insanların varlığına dair işaretler kayboluyor. Bütün hayatlarını bölgede geçiren bu nesil, arkeolojik kayıtlarda ortadan kalkıyor. Ardından, yaklaşık 2000 yıl sonra, site Neandertaller tarafından yeniden iskan edildi. Peki o ilk modern insan grubuna ne oldu? Slimak, Grotte Mandrin yerleşiminde Levant’tan Akdeniz kıyısı boyunca seyahat eden modern insanların soyundan gelen 100 kadar erkek, kadın ve çocuk olduğuna inanıyor.
“Biyolojik güçlerini korumak için yeterli sayıda olmayabilirler ve yerel halkla, Neandertallerle gen alışverişi yapamazlardı. Bunun nedeni muhtemelen kendileriyle yeterince iyi ilişkilerinin olmaması veya aralarındaki doğurganlığın zayıf olmasıydı.”
Bu nokta Stringer tarafından da destekleniyor. “Erkek, kadın ve çocuklardan oluşan küçük bir grubunuz varsa, muhtemelen çok az sayıda uzmanınız vardır – örneğin, kullandıkları yay ve okların her bir elemanını yapmakta usta olanlar, yay yapmak için hangi ağaçları seçeceğini bilenler ve yay ve okları nasıl üreteceklerini bilenler. Bu durumda, bir veya iki tanesini av kazaları veya hastalıkları nedeniyle kaybederseniz savunmasız kalırsınız. Uzmanlıklarını gruptaki diğer kişilere aktarmazlarsa, kritik derecede önemli bilgilerden yoksun kalırsınız.”
Stringer, iklim değişikliğinin Grotte Mandrin grubu üzerinde bir etkisi olmuş olabileceğini de sözlerine ekliyor. “Ahşabı esnek ve yay yapacak kadar güçlü olan sadece birkaç ağaç türü vardır. Yani iklimde bir değişiklik olsaydı, bu ağaçlar daha nadir hale gelebilir veya hatta tamamen yok olabilirdi ve grup bunun yaylarının ve oklarının yerini alamayacağını anlamış olabilir. Onlara güvenmeleri onları savunmasız ve kırılgan bırakırdı.”
Grotte Mandrin yerleşimi, modern insanların sonunda kıtayı ele geçirmeden önce Avrupa’ya yerleşmek için yaptığı, sonuçta başarısız olan birkaç girişimden biri gibi görünüyor. Romanya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki sitelerin de 40.000 ila 50.000 yıl önce türümüzün kalıntılarını içerdiği tespit edildi. Bununla birlikte, kemik analizleri, modern Avrupalılarla eşleşmeyen genetik profiller üretti. Stringer’in dediği gibi: “Bunlar, türümüzün kayıp soylarından bazıları.”
The Guardian. 16 Nisan 2022.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >