Blog

Kas8

Parmak İzlerine Göre Figürleri Erkek, Kadın ve Çocuklar Yapıyordu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  Antik MısırCinsiyetÇocukFigürinHeracleionParmak İziThonisZanaat



Parmak İzlerine Göre Figürleri Erkek, Kadın ve Çocuklar Yapıyordu

Figürler yapmak için, ıslak kil tabakaları kalıplara preslenir ve bu işlem parmak izlerinin oluşmasına neden olur.

 

www.arkeofili.com

 

Mısır’daki antik liman kenti Thonis-Heracleion’da bulunan pişmiş toprak figürinlerdeki parmak izleri, dönemin zanaatkarlarına ışık tutuyor.

 

 

Thonis-Heracleion’dan bir figürin ve parmak izlerinin yakın çekimi. C: Franck Goddio/Hilti Foundation in Hoff 2024

Oxford Üniversitesi’nde doktora öğrencisi olan Leonie Hoff tarafından yapılan yeni bir çalışma, antik pişmiş toprak figürler üzerinde bırakılan parmak izlerinin, bu figürleri yapanların yaş ve cinsiyetine dair bilgiler sunduğunu ortaya koyuyor.

MÖ 7. yüzyıldan 2. yüzyıla kadar (Geç ve Ptolemaios Dönemleri) tarihlenen bu figürler, Mısır’daki antik liman kenti Thonis-Heracleion’dan çıkarıldı. Bu, antik Mısır parmak izlerini inceleyen ikinci çalışma ve Geç ve Ptolemaios dönemi materyalleri üzerinde Yansıma Dönüşüm Görüntüleme (Reflectance Transformation Imaging – RTI) teknolojisini kullanan ilk çalışma.

Thonis-Heracleion, MÖ 8. yüzyılda kuruldu ve Saite ve Ptolemaios dönemlerinde büyük bir liman kenti haline geldi. Nil Nehri’nin Kanopik ağzının yanındaki konumu, savunma ve Yunanistan’dan gelen ticaret ile göçlerin düzenlenmesi için idealdi.

Kent, İskenderiye’nin kurulmasıyla baş liman olma statüsünü kaybedene kadar gelişmeye devam etti. Ardından Thonis-Heracleion, neredeyse unutulana kadar yavaş yavaş geriledi. 1990’larda yapılan kazılarla kent yeniden keşfedildi ve dokuzunda açıkça korunmuş parmak izleri olan 60 terrakotta figür çıkarıldı.

Figür yapımcıları hakkında çok az bilgiye sahibiz. Bilinen şey, Mısır’da geleneksel olarak figürlerin ayrıntılı işçilik için uygun olmayan nispeten kaba bir malzeme olan Nil alüvyonundan yapıldığı. Daha sonra zanaatkarlar, Yunan standartlarına benzer daha ince figürler yapmalarına olanak tanıyan daha ince kil teknikleri geliştirdiler.

Bu figür yapımcılarının, meslekleri için kullanılan ve kökleri “şekil vermek” ve “erkek çocuk/bebek” anlamına gelen, erkek ekine sahip Yunanca koroplathos kelimesi nedeniyle muhtemelen daha düşük statülü erkekler olduğu varsayılıyor. Antik Yunan’daki gibi, bu mesleğin tipik olarak erkeklere yönelik olup olmadığını kesin olarak bilmiyoruz.

Figürler yapmak için, ıslak kil tabakaları kalıplara preslenir ve bu işlem parmak izlerinin oluşmasına neden olur. Kalıplar kısmen kuruduktan sonra, iki yarı birleştirilir ve bu da parmak izlerinin oluşmasına neden olabilir.

Bir figürinin iç kısmında bulunan izlerin silikon kalıplı kopyası, sırt genişlikleri (çizgiler) ve sırt yoğunlukları (kareler) için alınan ölçümler ile. C: Franck Goddio/Hilti Foundation.

Bu parmak izleri, belirli bir alandaki epidermal sırtların sayısını ölçen sırt yoğunluğu analizine tabi tutuldu. Kadın parmak izleri, aynı alandaki erkek izlerine göre genellikle daha sık sıralanmış sırtlar içerir. Daha sonra bu ölçümler, çağdaş Mısır popülasyonlarındaki sırt yoğunluğu desenleri ile karşılaştırıldı.

Yaşı belirlemek için söz konusu sırtların genişliği ölçüldü. Çocukların sırtları genellikle yetişkinlerden daha ince olur. Bu özellikler kullanılarak, Hoff parmak izlerini çocuk/ergen ve yetişkin olarak sınıflandırabildi ve yetişkinlerin cinsiyetini belirledi.

Çocukların cinsiyeti belirlenemedi. Bu sonuçlar ayrıca farklı kil türlerinin kuruduktan sonra yaşayabileceği büzülmeyi de hesaba kattı.

Çalışma, kil figürler üzerinde çalışmış olan yaklaşık 14 farklı bireyi tanımladı. Ancak Hoff’a göre, aynı kişinin birden fazla figür üzerinde çalışıp çalışmadığını belirlemek mümkün olmadı.

“Malzememde, belirli bireyleri tanımlamak şu an için mümkün değil, çünkü figürler genellikle parçalanmış durumda ve aynı tarihten değiller. Ancak, Levant’tan Roma kandil toplulukları üzerine yapılan bir çalışmada aynı bireyin birden fazla nesne üzerinde tanımlandığını gördük, bu nedenle teorik olarak arkeolojik malzemelerle bu kesinlikle mümkün. Bu durum, malzemenin tarih açısından tutarlı olup olmadığına ve izlerin ne kadar parçalanmış olduğuna bağlı.”

Bu sınırlamaya rağmen, figür üretiminde erkeklerin ve kadınların neredeyse eşit ölçüde çalıştığı, kadınların yerel Mısır figürlerinin yapımına Yunan ithalatlarına göre biraz daha fazla katıldığı bulundu. Bu durum, figür yapımının tamamen erkeklere ait bir meslek olduğunu öne süren etimoloji ve diğer yazılı kanıtlara rağmen, her iki kültürde de kadınların bu zanaata katıldığını gösteriyor.

Ek olarak, çalışma bazı şaşırtıcı sonuçlar sundu. Hoff, “Başlangıçta çocukların katılımına dair bu kadar açık kanıtlar bulmam biraz şaşırtıcıydı, fakat bu tür işlerin çocukların katılımına uygun olduğunu düşündüğünüzde aslında mantıklı. Etnografik kanıtlar, pota üretimlerinde çocukların kültürler arası katılımını doğruluyor” diyor.

Bu kanıt, Yunan ithalat ve Mısır figürlerinde de bulundu. İlginç bir şekilde, çocuklar hiçbir zaman figürleri tek başına yapmamıştı; parmak izleri her zaman daha yaşlı bireylerin izleriyle birlikteydi. Çocukların, daha küçük ellerine uygun olan kil tabakalarını kalıplara bastırmakla görevlendirilmiş olması muhtemel.

Daha sonra, yetişkin bir denetleyici kili kalıptan çıkarıp iki yarıyı birleştiriyordu; doğru yapılmazsa figür bozulabilirdi. Bu iş akışı, çocukların parmak izlerinin yalnızca figürlerin içinde bulunmasıyla doğrulanırken, yetişkinlerin parmak izleri hem figürlerin içinde hem de dışında, tabanın etrafında bulunabiliyordu.

Ancak Yunan ve Mısır figür yapımcıları çocuk işçi çalıştırmış olsalar da, Mısır figürlerinin, yaşça birbirine yakın bir denetleyici (yetişkin) ve çırak (çocuk) çiftleri oluşturduğu belirlendi. Buna karşılık, Yunan figür yapımında genç çıraklarla çok daha yaşlı denetleyiciler eşleştirilmişti. Bu, iki kültürün zanaat eğitimine farklı yaklaşımlar benimsediğini gösteriyor.

“Çalıştığım yer için, terrakotta materyali şu an için oldukça sınırlı. Daha fazla terrakotta bulmayı umuyorum, böylece çalışmaya daha fazla veri ekleyebilir ve antik Mısır’daki sıradan insanların yaşamlarına dair daha ayrıntılı bilgiler sunabilirim” diyor Hoff.


University of Oxford. 4 Kasım 2024.

Makale: Leonie Hoff. (2024). 

 

 

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için