Blog
Polenler, Antik Yunan’daki Pazar Entegrasyonunu Gösteriyor
Polenler, Antik Yunan’daki Pazar Entegrasyonunu Gösteriyor
Polenleri inceleyen yeni çalışma, Antroposen çağına yol açan mekanizmaların tahmin edilenden çok daha erken başladığını gösteriyor
Ekonomik alanda, pazar ekonomisi kavramı büyük ölçüde modern bir olgu olarak düşünülür. Örneğin Karl Marx ve Max Weber gibi ekonomistler, pazarlar antik dönemde var olsa da, üretim ve dağıtım yapılarının arz ve talep yasalarına yanıt verdiği ekonomilerin 19. yüzyıl gibi yakın bir zamanda geliştiğini ileri sürdüler.
Max Planch Enstitüsü’nün beşeri bilimler bölümünden Adam Izdebski’nin de dahil olduğu uluslararası bir araştırma ekibi tarafından yapılan yeni bir araştırma, yukarıdaki görüşü sorgulamak ve Antik Yunan’da mevcut olan entegre pazar ekonomisi ile ilgili kanıt elde etmek için polinolojiyi (Botanik’in polen ve sporları araştıran alt bilim dalı) kullandı.
Pazar entegrasyonu tahmin edilenden önce başladı
Diğer araştırmacılardan elde edilen bilgilerin yanısıra, bu çalışmayı yapanlar, Avrupa polen veritabanından alınan bilgileri kullanarak, arazi değişimini ölçmek için, Güney Yunanistan’daki altı yerleşimden 115 örnek aldılar ve bu örneklerden elde ettikleri polen kümesini analiz ettiler.
Ölçümlerini tarihsel süreç ile ilişkilendirmek için radyokarbon tarihlemeyi kullanan araştırmacılar, MÖ 1000 ila MS 600 yılları arasında özgün bitki taksonlarının yüzde değerlerindeki değişimi izlediler ve nüfus artışının belirgin olduğu dönemde, Antik Yunan diyetinin hammaddesi olan tahılları inceleyerek, burada polen miktarındaki azalışı gözlemlediler. Bu azalışın, zeytin ve asma polenleri oranındaki artışla aynı anda meydana geldiği görüldü.
Doğadaki bu yönelimler, önemli bir soruyu gündeme getirdi: Yerel üreticiler, bu temel hammaddeye olan talebin yüksek ve artmakta olduğu bir dönemde, neden tahıl taneleri yerine zeytin ve asma dikmeyi tercih etti?
Bu çalışmada araştırmacılar, Güney Yunanistan’dan elde edilen polenlerin verdiği bilgilerin, arkaik zaman gibi erken bir dönemde, öncelikle zeytin yetiştiriciliği üzerinden endüstri bitkilerine dayanan bir ihracat ekonomisini ortaya çıkardığını ileri sürüyorlar. Bu dönemlerden gelen arkeolojik kanıtlar, malların hareketini belgelese de, pazar entegrasyonu ve tarımsal üretimdeki yapısal değişiklikler hakkındaki ölçülebilir veriler çok sınırlı kalıyor.
Bu çalışmada baş yazar Adam Izdebski, “Biz antik ekonomide ölçülebilir verileri sağlayan yeni bir kaynak olarak polen kayıtlarını sunuyoruz.” diyor.
Bilimsel yaklaşımlar entegre olmuş antik bir ekonomiyi ortaya çıkarıyor
Sonuç elde etmeden önce, araştırmacılar gözlemledikleri yönelimleri, öncü konumdaki bilimsel bir çalışmada bulunan diğer üç veri kaynağı ile kıyasladılar.
İlk olarak yerleşim sayılarındaki her artışa karşılık olarak ekilmemiş arazilerdeki polenlerde bir düşüş gözlemlediler. Yerleşim yerleri ile arazi istismarı arasındaki bu ilişki, çalışmanın metodolojisini destekliyor ve çeşitli bilimsel disiplinlerde gerçekleşecek çalışmalar için polinolojinin potansiyeline işaret ediyor.
Araştırmacılar daha sonra deniz ticaretini ve tüm ekonomik faaliyetleri tahmin etmek için rutin olarak kullanılan Akdeniz gemi batıklarında, artan ticaret aktivitelerinin kanıtlarını aradılar. İncelenen döneme ve uygun bir bölgeye ait batıklarla araştırmalarını sınırladıktan sonra tahıl, zeytin ve asma polenlerinde bulunan özelliklerle tutarlı olan batıklardaki unsurları gözlemlediler. Her iki veri kaynağı da 1. ve 2. yüzyıllarda ekonomik bir patlamanın olduğunu, 4. ve 5. yüzyıllarda ise ekonomik olarak düşüş yaşandığını, 6. yüzyılda da daha küçük ekonomik bir artışın meydana geldiğini ileri sürüyor.
Son olarak araştırmacılar, Akdeniz’de büyük ölçekli yağ ve şarap preslerinin varlığının amacını incelediler. Bu makinelerin varlığı, her ne kadar Yunanistan’da bulunmasa da bölgedeki geniş ekonomik yönelimlerin modelini ve büyük miktarlarda zeytin yağı ve şarap üretimi için değişen teşvikleri gösteriyor.
Araştırmacılar tekrar, zeytin ve şarap preslerinin arkeolojik bulgularındaki özelliklerin; tahıl, zeytin ve asma polenlerindeki özelliklerle tutarlı olduğunu buldular. Ayrıca erken modern çağın entegre pazarlarının ve kapitalist ekonomilerin oluşumunun, insanlığın büyük jeolojik bir güç haline geldiği şu anki dönem olan Antroposen Çağı’nın köklerinde olduğuna inanılıyor.
Bu son çalışma, 15. yüzyıldan itibaren Avrupa kolonizasyonu boyunca meydana gelen yapısal gelişmelerin birkaç bin yıl önce olası olduğunu gösteriyor.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >