Blog
Pompeii Kurbanlarından Bazıları Düşündüğümüz Kişiler Değilmiş
MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla Roma kenti Pompeii yok olmuş ve hayatta kalan son sakinler kalın bir kül ve ponza taşı tabakasının altında kalmıştı.
www.arkeofili.com
Pompeii’deki kurbanların DNA’sını inceleyen bilim insanları, korkudan sinmiş bir ailedeki kişinin anne değil, bir erkek olduğunu keşfetti.
Antik DNA, Altın Bilezik Evi’ndeki dört figürün alçı kalıplarına dair yapılan yaygın yorumlara meydan okuyor. C: Pompeii Arkeoloji Parkı
Bu, zamanda donmuş trajik bir andı: Pompeii’ye kül ve pomza yağmuru yağarken dört kişilik bir aile bir merdivenin altına sığınmıştı. Ancak şimdi kurbanlardan DNA inceleyen bilim insanları, bu ünlü sahnenin göründüğü gibi olmadığını söylüyor: grubun “annesi” aslında bir erkek.
MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla Roma kenti Pompeii yok olmuş ve hayatta kalan son sakinler kalın bir kül ve ponza taşı tabakasının altında kalmıştı. Bu kurbanlar, daha sonra arkeologlar tarafından bedenlerinin bıraktığı boşluklara alçı dökülerek ölümsüzleştirildi.
Ancak şimdi, araştırmacılar DNA kanıtlarının, en ünlü dökümlerden bazılarının kimlikleri ve ilişkileri hakkında uzun zamandır sürdürülen varsayımları çürüttüğünü belirtiyor.
Makaleleri Current Biology dergisinde yayımlanan bilim insanları, restorasyondan geçen 14 dökümden alınan alçıyla karışık kemik parçalarından antik nükleer ve mitokondriyal DNA örnekleri elde ettiklerini bildirdi. Bu dökümlerden beşi detaylı şekilde incelendi.
Bu dökümler arasında, zengin süslemelere sahip olan “Altın Bilezikli Ev” adı verilen yapının merdiveninin dibinde bulunan dört bireyden üçü yer alıyordu. Bu ad, gruptaki iki çocuktan birini kalçasına almış durumda bulunan iki yetişkinden birinin kolunda takılı olan mücevhere dayanıyordu. Bu durum, bu kurbanın iki çocuğun annesi olduğu ve diğer yetişkinin baba olduğu fikrini doğurmuştu.
Ancak, yeni analizler bilezik takan bireyin erkek olduğunu ve siyah saçlı, koyu tenli olduğunu ortaya koydu. Ayrıca, ekibin bulgularında, bu kişinin iki çocuğun annesi veya babası olduğuna dair bir kanıt bulunamadı; her iki çocuğun da erkek olduğu tespit edildi. Hatta, veriler bu üç kurbanın atalarının Doğu Akdeniz veya Kuzey Afrika popülasyonlarına dayandığını öne sürdü. Araştırmacılar, diğer yetişkinin de erkek olabileceğine dair genetik ipuçları olduğunu belirtti.
Cryptoporticus Evi’ndeki iki figürün alçı kalıpları. C: Pompeii Arkeoloji Parkı
Çalışma, ayrıca “Cryptoporticus Evi” olarak bilinen bir yapıda, kucaklaşmış şekilde korunan iki kurbanın ilişkisine dair yeni bilgiler sundu. Bazı arkeologlar bu döküm çiftini anne-kız, iki kız kardeş veya bir çift olarak yorumlamıştı; ancak yeni analizler bu yorumlardan ilk ikisini geçersiz kıldı ve kurbanlardan birinin erkek olduğunu ve aralarında biyolojik bir akrabalık olmadığını ortaya çıkardı.
“Bu keşifler, mücevherlerin kadınlarla ilişkilendirilmesi veya fiziksel yakınlığın biyolojik akrabalık göstergesi olarak yorumlanması gibi uzun süredir devam eden yorumlara meydan okuyor” diyen araştırmacılar, geçmişte restorasyon yapanların anlatıyı desteklemek için dökümlerin pozlarını ve konumlarını değiştirmiş olabileceklerini de not etti.
Ancak analiz, tüm anlatıları tersine çevirmedi. Ekip, “Gizemler Villası” olarak bilinen büyük bir binada tek başına bulunan bir kurbanın, daha önce düşünüldüğü gibi, erkek olduğunu doğruladı ve bu kişinin Pompeii’de yerel bir sakin olabileceğini ortaya koydu.
Bu çalışmaya dahil olmayan Cambridge Üniversitesi’nden Profesör Andrew Wallace-Hadrill, Pompeii ve Herculaneum’daki iskeletlerde yapılan DNA analizlerinin büyük potansiyele sahip olduğunu belirtiyor.
“Kaçınılmaz olarak, bu tür yeni kanıtlar, özellikle romantik varsayımlara dayanan eski yorumların bazılarını alt üst ediyor. Ancak, en ilginç soru insanların nereden geldiği.”
“Yoğun olarak kölelik üzerine kurulu bir toplumda, önemli bir çeşitlilik beklenir. Örneğin, koyu tenli ve siyah saçlı bir bireyin tanımlanmış olması, Afrika’dan köle olarak getirilmiş bir kişiye işaret ediyor.”
The Open University’den arkeolog Profesör Phil Perkins ise, bu çalışmanın merdiven altındaki kurbanların göçmen ya da göçmenlerin soyundan gelmiş olabileceğini öne sürdüğünü belirtiyor.
“Bu araştırma, bilimsel analizlerin Pompeii kurbanlarının hayatlarına dair yeni bilgiler sunabileceğini ve Roma döneminde Akdeniz çevresinde insan hareketliliğine dair daha fazla kanıt sağladığını gösteriyor. Pompeii halkı, Roma şehrinden Romalılar değil; Akdeniz insanlarıydı.”
The Guardian. 7 Kasım 2024.
Makale: Pilli, E. et al. 2024.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >