Victoria Üniversitesi Sanat Tarihi, Klasik Filoloji ve İlahiyat Fakültesi’nden Dr. Mark Masterson, geç antik dönemde yaşayan erkeklerle ilgili daha ayrıntılı bilgi edinebilmek için dördüncü yüzyılın sonu ile beşinci yüzyılın başından kalma bütün iletişim türlerini inceledi. Bu iletişim türleri arasında erkeklerin birbirleriyle yazışmalarının yanı sıra dönemin yetkili makamlarının yasal uyarıları da var. Yetkili makamların önceleri homoseksüel fahişeliğini yasaklarken belki de daha sonraları homoseksüelliğin kendisini yasakladıkları düşünülüyor. Ancak Dr. Masterson’a göre yasalar çok belirgin değil.

“O dönemlerde erkeklerin birbirleriyle cinsel ilişkiye girmesi yasalara aykırı değilken böyle cinsel ilişkiler yetkililer tarafından açıkça hoş karşılanmıyordu,” diyor Dr. Masterson.  “Ama yetkililerin erkeklerin ‘bunu başka bir erkekle yapmaması gerektiği’ üzerine mizahi bir dille ve kelime oyunlarıyla konuşmaları, bu aktivitelerin aslında çok bilindik ve yaygın olduğunu gösteriyor. Sonuçta eğer bir aktivite toplumda fiilen yapılmıyorsa ona karşı kararlar almazsınız.”

Dr. Masterson’a göre erkeklerin birbirine yazdıkları mektupların çoğunda bu kişilerin birbirine duyduğu yoğun yakınlık göze çarpıyor. “Mektuplarda oldukça ateşli bir dil kullanıyorlardı. Bunu analiz ettiğimizde ise aşk sözcükleri kullanmanın yanında erotik şiirlerden alıntılar da yaptıklarını gördük. Bu her ne kadar illa ki cinsel ilişkiye girdikleri anlamına gelmiyorsa da arkadaşlıklarının yakınlık derecesini cinsel yollarla gösterdiklerini anlıyoruz. Eğer buna benzer mektupları bir kadınla bir erkeğin birbirine yazdığını sanarak okusaydınız bu kişilerin cinsel ilişkiye girdiklerini düşünürdünüz.”

Dr. Masterson 10 yıllık araştırması sonucu topladığı bulguları Man to Man: Desire, Homosociality, and Authority in Late-Roman Manhood (Erkek Erkeğe: Geç Roma Erkekliğinde Arzu, Eş-sosyallik ve Otorite) isimli kitabında ayrıntılarıyla açıklıyor.

“Benim çalışmalarım antik dönemde cinsellik üzerine yapılan tartışmaları ileriye taşıyor. İmparatorluğun erken Hıristiyanlık dönemine ait tasvirler genellikle toplumun tamamının sessiz ve çok daha dikkatli olduğu yönündeyken benim araştırmalarım insanların, şimdi olduğu gibi eskiden de, toplumun ‘kurallarına’ her zaman uymadığını gösteriyor.” (kaynak: Arkeofili)