Blog
Sicilya’daki Çocuk Mumyaların Gizemi, X-Işınlarıyla Çözülecek
Sicilya’nın kuzeyinde yer alan Palermo’daki Capuchin Yeraltı Mezarlığında, 163 çocuk dâhil binden fazla beden yatıyor.
Elifnur Bingöl - www.arkeofili.com
Araştırmacılar, 1787-1880 yıllarında Palermo Yeraltı Mezarlığında sergilenen bedenlerin kimliklerini saptamak için X-ışınları kullanacak.
1787-1880 yılları arasında Palermo Yeraltı Mezarlığında sergilenen bedenlerin kimlikleri henüz saptanamadı.
Sicilya’nın kuzeyinde yer alan Palermo’daki Capuchin Yeraltı Mezarlığında, 163 çocuk dâhil binden fazla beden yatıyor. Şimdilerde araştırmacılar, uzun zaman önce ölen çocukların bazılarının yaşamları ve ölümleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için X-ışını teknolojisini kullanıyor.
Staffordshire Üniversitesi’nden arkeolog Kirsty Squires öncülüğünde yürütülen yeni projede, 1787-1880 yılları arasında ölen ve kalıntıları yeraltı mezarlarındaki “çocuk şapelinde” bulunan 41 çocuk incelenecek.
Squires, “Taşınabilir bir X-ışını ünitesi alacağız ve çocukların yüzlerce görüntüsünü farklı açılardan çekeceğiz.” diyor. “Biyolojik kaynakları, bireylerin mumyalanma şekli ve giydikleri kıyafetler dâhil, daha kültürel türdeki şeylerle karşılaştırarak çocukların gelişimlerini, beden sağlıklarını ve kimliklerini daha iyi anlamayı umuyoruz.”
Ekip, çocukların kimliğini belirleyebilmek için mumya başına 14 X-ışını görüntüsü kullanacak ve aynı zamanda gelişimsel sorunların, stresin ve yaralanmaların belirtilerine bakacak. Tamamen giyinik olarak mumyalanan çocukların bazılarının beşiğe ya da sandalyeye yerleştirilerek mumyalandığı bilinse de kim oldukları ya da neden daha geleneksel bir şekilde gömülmedikleri hakkında çok az şey biliniyor.
Squires’in verdiği demeçte, “Mumyalama yöntemi soylular, orta sınıf ve din adamları gibi daha zengin bireyler içindi.” diyor. “Yani bu çocukların toplumun en fakir tabakasından gelmediklerini biliyoruz ama bildiğimiz tek şey bu gerçekten.”
1534’te Palermo’da manastır kuran Capuchin rahipleri, gördükleri şeyin bir mucize olduğuna inandıktan sonra yeraltı mezarlarını inşa etti. 16. yüzyıl boyunca ölülerini toplu mezara gömüyorlardı ancak çukurlar dolunca, yeni bir mezarlık inşa etmeye ve ölen rahiplerin bedenlerini oraya aktarmaya başladılar. Rahipler, doğal bir şekilde mumyalanmış 45 cesedi topraktan çıkardığında, kimisinin korunmuş yüzlerinin hala tanınabilir olduğunu fark etti. Bunu Tanrı’nın bir göstergesi olarak gören rahipler, cesetleri yeni mezarlığın duvarları boyunca oyuklarda kutsal eser olarak sergilemeye başladı.
Yeraltı mezarları daha geniş bir kitlenin dikkatini çekti bu yüzden rahipler, sıradan insanların da oraya gömülmesine izin vermeye başladı ve sonunda binayı genişletti. 17. ve 19. yüzyıllar arasında binlerce insan, genellikle aileleri manastıra ciddi bağışlar yapabilen zengin insanlar, mumyalanıyor ve sergileniyordu.
Bedenleri mumyalamak için rahipler kişinin iç organlarını çıkarıyor, kurutma işlemine yardımcı olması için yerine saman ya da defne yaprağı koyuyordu ve neredeyse bir yıl boyunca colatioio olarak bilinen düşük nemli bir odada bırakıyorlardı. Daha sonra bedenleri sirkeyle yıkayıp, giydiriyor ve yeraltı mezarının duvarlarında sergiliyorlardı. Bazı durumlarda mumyalama işleminde bedenlerin arsenikle yıkandığı ya da bedenlere koruyucu enjekte edildiği biliniyor.
20. yüzyılın başlarında iki kişinin daha gömülmesinin yanı sıra yeraltı mezarları 1880 yılına kadar kullanımda kaldı. Catacombs web sitesi, “Mumyalama bir statü sembolü haline geldi, ölenlerin ailelerinin sadece sıradan mezarları değil, aynı zamanda iyi korunmuş cesetleri de ziyaret etme ve saygı gösterme imkânı sağlanması ölümde bile statüyü ve haysiyeti korumanın bir yolu oldu.” diye açıklıyor.
Alan zamanla ziyaretçilerin 3.40 dolara gezebilecekleri bir turistik cazibe merkezi haline geldi. Alanda bulunan 1.284 cesetten bazıları kısmen iskelete dönüşmüştü, bazıları ise olağanüstü derecede iyi korunmuştu.
En tanındık çocuk mumya, 1920’de iki yaşında zatürreden ölen Rosalia Lombardo’uydu. İyi korunmuş yüzü, kirpikleri ve saçları nedeniyle sık sık “dünyanın en güzel mumyası” olarak anılıyor.
Biyoloji antropologu ve projenin ortak araştırmacısı Dario Piombino-Mascali verdiği demeçte, müdahele olmayacak şekilde tasarlanan yeni incelemenin, yeraltı mezarlarında mumyalanmış çocukların hikâyelerini anlatmayı hedeflediğini söyledi.
Mascali, “Bu dünyadaki hikâyelerinin ve varlıklarının unutulmadığından emin olmak istiyorum.” diyor.
Smithsonian Magazine. 12 Ocak 2022.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >