Blog
Şimdiye Dek Keşfedilmiş En Tuhaf 10 Kehribar Fosili
Şimdiye Dek Keşfedilmiş En Tuhaf 10 Kehribar Fosili
Kehribar fosilleri; hayvanların, bitkilerin ve diğer ilgi çekici tarih öncesi canlıların üç boyutlu yapılarını muhafaza eden birer zaman kapsülünü andırıyor. Bununla birlikte, paleontologlar, nadiren de olsa bazı tuhaf örneklere ve sahnelere rastlıyorlar.
Alışılagelmiş fosiller, içlerinde barındırdıkları ve dış hatlarına dair anlayışımızın zayıf olduğu türler ile, bize geçmiş hakkında çok şey öğretebilir; fakat bu fosiller yeterince enerjik değildir. Kehribar fosilleri ise heyecanın her türü ile doludur; aradan geçen milyonlarca yıla rağmen, içinde barındırdığı şeyler hala diri gibi görünür. Ve birçok canlı, ağaç reçinesine kazara yakalanarak kehribar içinde muhafaza edildiğinden, bu canlıların son hareketleri ve durumları genellikle açıkça görülebilir.
İşte yıllar boyunca keşfedilen olağan dışı kehribar fosillerinden bazıları:
10- Reçineye Yakalanan Antik Sinekler
Yaklaşık 41 milyon yıl önce, Geç Orta Eosen Dönemi sırasında, bir çift uzun bacaklı sinek (Dolichopodidae); bir damla ağaç reçinesi ortamın havasını bozmadan önce, işi pişiriyordu. Kehribar fosillerinin çoğunun Kuzey Yarım Küre’de bulunduğu göz önüne alındığında, paleontoglar, bu numunenin Avustralya fosil kaydında “donma davranışı”nın ilk örneği olduğuna inanıyor.
9- Kehribara Hapsolmuş En Çirkin (ya da En Sevimli) Böcek
2017’de bilim insanları, 100 milyon yıllık Burma (Myanmar) kehribarında bulunan ve Aethiocarenus burmanicus olarak adlandırılan yeni bir böcek türünü tanımladılar. Bu Kretase Dönemi yaratığı; üçgen şeklinde bir kafa, şaşkın gözler ve boyunda yer alan salgı bezleri gibi daha önce hiçbir böcekte görülmeyen özellikler sergiliyordu. Numune üzerine çalışan paleontologlar, itiraf etmeseler de, oldukça çirkin bir böceğe denk geldiklerini düşünüyorlardı.
8- Küf Domuzuna Merhaba Deyin
Kehribar, tıpkı bu garip küf domuzları gibi, mikro ölçekli varlıklara da ev sahipliği yapabilir. Henüz geçen sene keşfedilmiş olan bu minik hayvanlar, kimi zaman “su ayıları” olarak da adlandırılabilen tardigradları anımsatıyor. Bu Senozoik Zaman mikro-omurgasızları Dominik Cumhuriyeti’nde bulundu ve 30 milyon yıllık oldukları tespit edildi. Yaratıklar, şişman görünümleri ve küf ağırlıklı beslenme düzenlerine istinaden küf domuzları olarak adlandırıldı.
7- Örümcek Ağına Düşen Kene İçin Çifte Tehlike
Kretase Dönemi’nin uğursuz bir gününde, talihsiz bir kene, örümcek ağına yakalandı; bunun üzerine bir de yapışkan bir damla ağaç reçinesine hapsoldu. Görünen o ki kene gerçekten de şanssız günündeydi; fakat arkeologlara göre keşif, “fosil kaydında bir ilk olarak keneler ve örümcekler arasındaki bu özel etkileşimi belgeledi.”
6- Dinozor Tüylerinin Arasında Gezinen Bit-Benzeri Böcekler
Geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırma, dinozor tüyleri içeren bir kehribar parçası ile bit-benzeri bir böcek olan Mesophthirus engeli hakkında bilgi sağladı. Tüylerdeki kayda değer hasar gösteriyordu ki bu böcekler, ağaç reçinesi üzerine düşmüş tüyler arasında gezinmiyorlardı; aslında, ev sahiplerinin üzerinde birer parazit olarak yaşıyorlardı. Bu kehribar parçası Myanmar’da bulunmuş ve yaklaşık 100 milyon yıl önceye tarihlenmişti.
5- Çiftleşmek İsteyen Helikopter Böceği Sonsuzluğa Çekici Bir Poz Veriyor
100 milyon yıllık Burma kehribarına hapsolmuş bu erkek helikopter böceği, doğanın bambaşka planları varken, dişisine kur yapmaya çalışıyordu.Ölüm anında helikopter böceği; bilim insanlarının oldukça uç bir cinsel görüntü örneği olarak addettikleri, abartılı şekilde açılmış ön kollarını ve arka bacaklarını gururla gösterebileceği özel bir şekle bürünmüştü.
4- Oldukça Dik Bir Penis
Uzun bacaklı örümcekler; bu Kretase Dönemi’nden kalma kehribar topağının 2016’da ortaya çıkardığı üzere, uzun vücut uzantılarına ek olarak başka şekillerde de donanmıştır. İşte bu kehribarın keşfinden öğrenilenler: “Bu antik yaratık, öldüğünde, cinsel uyarılma durumundaydı ve muhtemelen bir dişinin yakınlarındaydı. Muhtemel bir birleşme şansını kaçırıp da nasıl paleontolojik bir nesne haline geldiğini ise herkes tahmin edebilir. Belki de tüm o cinsel heyecanın ortasında, sızmakta olan reçineye düştü. Alternatif olarak, erkek uzun bacaklı örümcek günlük işlerini hallederken ağaç reçinesine düşmüş olabilir; bu durumda kan basıncı yükselerek aniden penisini zorlamıştır.”
Bu böceğin penisi, şekli bakımından o kadar benzersizdi ki bilim insanları tamamen yeni bir “örümceğimsiler” ailesi ve Halitherses grimaldii adında yeni bir tür oluşturmak durumunda kaldı. Araştırmacıların bu konu hakkındaki yorumu ise şöyle: “Bu keşif, doğa tarafından kehribar içinde muhafaza edilmiş erkek çiftleşme organına dair ilk kayıt ve keşfin asıl önemi numunenin 99 milyon yıl önceye tarihlenmesinden geliyor.”
3- Yarıda Kesilmiş Bir Yemek: Bir Örümcek, Eşek Arısını Yemeye Çalışıyor
Parazit eşek arısının üzerine atılan bir örümcek. C: OSU College of Science
Hem içerdiği sahnenin dramatikliği hem de mükemmel derecede korunmuş olması bakımından, bu fosil herkesin favorisi olabilir. Anlaşılan o ki örümcek, muhtemelen kendisinin yumurtalarını kapmaya çalışan parazit eşek arısını kıtır kıtır yemek üzereyken, reçine aniden ikisinin üzerine akmış. Bir örümceğin saldırı anını ilk kez belgeleyen bu kehribar parçası Myanmar’da bulundu ve 97 milyon yıl ila 110 milyon yıl önceye, Geç Kretase Dönemi’ne tarihleniyor.
2- Karınca Üzerindeki Akarın Faaliyeti
Yaklaşık 44-49 milyon yıl önceye tarihlenen bu kehribar, bir akarın ev sahibine saldırdığına dair en eski örnek. Akar, günümüzde yaşayan akarlara benziyor; bu durum, bilim insanlarını, “akarın karıncaya saldırmadığı, bunun yerine karıncadan bir parazit olarak faydalandığı”nı düşünmeye itiyor.
1- Aslında Bir Kertenkele Olan Minik Bir Dinozor
Bu dikkat çekici kehribar fosili ilk bulunduğunda, kehribarın fosil kaydı içinde en küçük dinozoru (daha çok sinek kuşuna benzer bir çeşit yaratık) içerdiği düşünülmüştü; fakat fosilin yeniden değerlendirilmesi, bulunan yeni kanıtlarla birlikte,bilim insanlarını fosil üzerinde yeniden düşünmeye zorladı. Bilim insanları, minik kafatasının muhtelemen bir kertenkeleye ait olduğu kararına vardı. Her ne olursa olsun, bu numune oldukça ilgi çekici.
www.arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >