Blog
Sınır Kalesinde, Moğol Öncesi Elit Kadın Mezarı Bulundu
Radyokarbon tarihlerine göre kadın MS 1.158 ile 1.214 yılları arasında gömülmüştü. Öldüğünde 40 ila 60 yaşları arasındaydı.
Zeynep Şoray - www.arkeofili.com
Moğolistan’da terk edilmiş bir kalenin duvarına gömülmüş ve 12. yüzyılda yaşamış elit bir kadının zengin mezarı bulundu.
Elit kadının mezarında ipek kumaş üzerine dikilmiş boncuklar. C: Chunag, A. et al. 2024.
2022 yılında uluslararası bir ekip, terk edilmiş bir sınır kalesinde kazı yaptı. Araştırmacılar burada beklenmedik bir keşifte bulundu: Kitan sonrası ve Moğol öncesi dönemlere tarihlenen terk edilmiş bir kalenin duvarlarına gömülü seçkin bir mezar. Araştırmanın sonuçları Archaeological Research in Asia dergisinde yayımlandı.
Kitan-Liao İmparatorluğu MS 916 ila 1.125 yılları arasında orta ve doğu Moğolistan’ın büyük bir kısmı da dahil olmak üzere geniş toprakları kontrol ediyordu. Çöküşünden sonra Moğol İmparatorluğu ve Cengiz Han 1206 yılında öne çıktı.
Ne var ki, bu imparatorlukların yükselişi ve çöküşü arasındaki ara dönem hala tam olarak anlaşılamadı ve bu nedenle sosyal ve siyasi manzaraya dair iç görüler eksik. Bunun nedeni, tarihsel ve arkeolojik olarak çok az kayıt ve kalıntının korunmuş olması.
Projeyi yürüten arkeolog Profesör Shelach-Lavi şöyle açıklıyor: “Bunun iki ana nedeni var: İlk olarak, Moğolistan büyük bir ülke ve nispeten yapılan arkeoloji miktarı o kadar fazla değil. Mezarın bulunduğu bölge arkeolojik açıdan çok bilinmiyor ve bizim projemiz bu bölgeyi hedef alan ilk projelerden biri.”
Khar Nuur mezar planı, yükseklik ölçümleri, profil görünümü ve eserlerin bulunduğu yerlerin numaralandırılmış göstergeleri. C: Chunag, A. et al. 2024.
“İkinci olarak, Liao hanedanının çöküşü ile Moğol devletinin ve imparatorluğunun yükselişi arasındaki dönem, bu bölgenin tarihinde ve arkeolojisinde nispeten karanlık bir dönem. Bunun nedeni Moğolistan üzerinde merkezi bir kontrolün ve güçlü bir siyasi varlığın olmaması, dolayısıyla anıtlara yapılan yatırımın diğer dönemlere kıyasla daha az olması.”
Günümüzde terk edilmiş durumda olan Khar Nuur kalesi, uzunluğu 4.000 kilometreyi aşan çok daha büyük bir duvar ve kale setinin parçasıydı. Kalenin kendisi ve ona eşlik eden duvar ve hendek yaklaşık 737 km uzunluğunda.
Mezar, Khar Nuur’un duvarları içinde tesadüfen keşfedildi. Ahşap bir tabut, çeşitli mezar eşyaları ve bir kadın cesedinden oluşuyordu. Mezar, bugüne kadar bulunan ve bu döneme tarihlenen diğer 25 Moğol mezarından biri.
Bu döneme tarihlenen mezarların nadirliğine dair Profesör Shelach-Lavi olası bir açıklama getiriyor. “Bulduğumuz mezar yüzeyde işaretlenmemişti, tesadüfen bulduk, belki de bu dönemdeki norm buydu ve bu nedenle daha az sayıda mezar tespit edilip kazıldı.”
İki altın süs, birinin kumaş arkalığı korunmuş. C: Chunag, A. et al. 2024.
“Ayrıca, bunun 100 yıldan daha kısa bir süre olduğunu, bu nedenle çok sayıda gömüt veya başka alan ‘üretmemiş’ olabileceğini, ancak Moğol İmparatorluğu’nun yükselişini anlamamız açısından da çok önemli olduğunu belirtmeliyim.”
Radyokarbon tarihlerine göre kadın MS 1.158 ile 1.214 yılları arasında gömülmüştü. Öldüğünde 40 ila 60 yaşları arasındaydı. Cesedi sığ bir mezara yüzüstü yatar pozisyonda yerleştirilmişti, defin için sarı ipek bir elbise ve bogtag malgai adı verilen geleneksel Orta Çağ kadın şapkalarını andıran bir başlık giydirilmişti.
Mezarındaki altın küpeler, gümüş kupa, bronz kap, altın bilezik, mercan ve cam boncuklar ve diğer mezar eşyalarından da anlaşılacağı üzere, kadının seçkin bir aileye mensup olması muhtemel.
Dr. Shelach-Lavi, bu nesnelerin öbür dünyada ona nasıl yardımcı olmuş olabileceğinin henüz bilinmediğini söylüyor. “Belirli fikirler hakkında gerçekten fazla bilgimiz yok. Gökyüzü (Tengri) inancının Moğolistan’da zaten var olduğunu ve Şamanizm’in de uygulandığını biliyoruz, ancak bu geniş fikirleri mezarda görülen belirli eserler ve uygulamalarla ilişkilendiremiyoruz.”
Kırmızı daire, kazılan mezarın yerini işaret ediyor. C: Chunag, A. et al. 2024.
Eserlerin çoğu, muhtemelen Çin’in güneyinden gelen ipek ya da 150 ila 300 km uzakta yetişen huş ağacı, dut ve/veya karaçam ağacı gibi yerel kökenli değildi.
Mezarın Kuzey yönü, ahşap tabut ve malzeme karışımı gibi o dönemdeki diğer Moğol mezarlarıyla bazı benzerlikler gösterse de, kadın mezarı oldukça benzersizdi. Ayrıca, mezarı işaretlemek için taştan inşa edilmiş bir özellik ya da çanak çömlek gibi bazı unsurlardan yoksun, fakat bronz kap ve gümüş fincan bu rolü yerine getirmiş olabilir
Prof. Shelach-Lavi, “En şaşırtıcı olanı, mezarın mütevazı boyutu göz önüne alındığında ve bu döneme ait bilinen diğer mezarlarla karşılaştırıldığında ortaya çıkan zenginlik. Daha çarpıcı olan ise bulunan eserlerin ve malzemelerin çeşitliliği ve bunların farklı kökenleri.” diyor.
“Bir kısmı belki de oldukça uzak olan farklı yerlerde üretilmiş eserlerin ve örneğin mezarda bulunan ahşap türleri de dahil olmak üzere farklı kökenlerden gelen malzemelerin bu mezarda bir araya gelmiş olması, dönemin tarihi kayıtlarında bilinmeyen bir bağlantı ağına işaret ediyor.”
Altın bilezik ve iki altın küpe. C: Chunag, A. et al. 2024.
“Ayrıca, makalede de belirttiğimiz gibi, mezarın daha eski ama çok da eski olmayan bir kalenin duvarına kazılmış olması da şaşırtıcı.”
“En çok, yaklaşık 500 km güneybatıda Tavan Tolgoi mezarlığında bulunan mezarlara benziyor. Burada, mezarlar seçkin ve kraliyet soyundan gelen kişileri temsil ediyor. Khar Nuur kadını da muhtemelen prestijli bir soydan geliyordu, siyasi konumu ve memleketinin çevresinden ve ötesinden gelen zenginliklere ve eserlere erişmesini sağlayan ağları vardı.”
Kadının neden kalenin duvarları içine gömüldüğü henüz bilinmiyor olsa da belki de kale, kadının statüsüne uygun bir prestij sembolü olarak görülüyordu ya da kadının gömülmesi, yerel halkın topraklarının bu bölümü üzerindeki hakimiyetlerini güçlendirmelerini sağladı.
Arkeologlar kesin bir şey söyleyemiyor; ancak devam eden araştırmalar önümüzdeki yıllarda bu konuda fikir verebilir.
“Kuzeydoğu Moğolistan’ın aynı bölgesinde çalışmaya devam ediyoruz. Araştırmalarımızın ana odağı, Ortaçağ döneminde bu bölgede inşa edilen bir dizi uzun ya da ‘büyük’ duvar ve beraberindeki kaleler. Ancak bu dönemde bölgede yaşayan insanlar hakkında daha fazla bilgi sağlayabilecek mezarları da kazmayı seviyoruz.
“Örneğin bu yıl, çalıştığımız yerin kuzeyinde büyük bir mezarlık tespit ettik ve tarihleri ve içerikleri hakkında daha iyi bir fikir edinmek için bir veya daha fazla mezarı kazacağız. Ayrıca mezarda bulunan eserleri incelemeye ve bunları aynı döneme ya da biraz daha erken ve geç dönemlere ait benzer eserlerle karşılaştırmaya devam ediyoruz.”
Makale: Chunag, A., Shelach-Lavi, G., Honeychurch, W., Byambatseren, B., Shamir, O., Munkhtur, U., … & Shamir, N. (2024). Archaeological Research in Asia, 39, 100537.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >