İkinci yüzyıldan bu yana ayakta kalmayı başaran ve şimdilerde yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalan tarihi Nemrut Tahtı için Urfa İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Aydın Aslan, tarihi yapıların çokluğundan bunaldığını belirtti ve ‘Şu anda 2 bin 500 tane tescilli yapı var. Hangisine bekçi koyayım’ dedi.
İkinci yüzyıldan bu yana ayakta kalmayı başaran ve şimdilerde yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalan tarihi Nemrut Tahtı için Urfa İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Aydın Aslan, tarihi yapıların çokluğundan bunaldığını belirtti ve “Şu anda 2 bin 500 tane tescilli yapı var. Hangisine bekçi koyayım” dedi.
YOK OLMAYLA YÜZ YÜZE
Tarihsel birikimi ile birçok medeniyete beşiklik eden Urfa’da, uygarlıkların izlerini taşıyan tarihi yapıtlara gereken ilgi ve bakım gösterilmiyor. İkinci yüzyıldan bu yana ayakta kalmayı başaran ve kent merkezine yaklaşık 10 kilometre mesafede bulunan tarihi Nemrut Tahtı, yok olma tehlikesi ile yüz yüze bırakıldı. Tarihi alanda bulunan ve Süryani yazıtlarının nakşedildiği antik taşların üzerine kazılan isimler de, geçmişten günümüze kalan tarihi tahrip ediyor. Kazene köyüne yakın mesafede bulunan ve Nemrut’un mezarı olarak da bilinen tarihi yapıta gidebilecek herhangi bir yol götürülmüş değil. Tarihi mekana yaklaşık yarım saatlik yürüyüşle ulaşılabiliyor.
‘HANGİ BİRİYLE UĞRAŞALIM’
Tarihi yapının tahrip edilmesiyle ilgili DİHA’ya konuşan Urfa İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Aydın Aslan, bölgenin koruma altına alınmamasını arkeologların söz konusu alan ile çalışma yapmamasıyla gerekçelendirerek, “Nemrut Tahtı, çok geniş bir sit alanı. Burada kazı çalışması yapmamız için hiçbir arkeolog hocası gelip başvuruda bulunmuyor. Urfa’da 500 tane arkeolojik sit alanı var hangi birinde çalışma yapalım? 500 tane arkeolojik sit demek, 500 tane profesör demek” diye konuştu.
Tarihi mekanların çokluğundan da sitem eden Aydın, “Şu anda 2 bin 500 tane tescili yapı var. Hangisine bekçi koyayım. Nemrut’un Tahtı da 2 bin 500 sit alanından sadece biri” demesi dikkat çekti.
Nemrut Tahtı’nın Kültür Bakanlığı kayıtlarında “Deyr Yakup Manastırı” olarak geçtiğini söyleyen Aslan, tarihi mekana gidebilecek bir yol güzergahına ihtiyaç olduğunu da sözlerine ekledi. 28.04.2015 Evrensel-arkeolojihaber
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >