Blog

Haz27

Taş Aletle Etleri Sıyrılmış 1,5 Milyon Yıllık Kemik Bulundu

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  HomininKasaplıkKenyaYamyamlık



Taş Aletle Etleri Sıyrılmış 1,5 Milyon Yıllık Kemik Bulundu

Kaval kemiğinin hangi insan türüne ait olduğu kesin değil ama bize ait olmadığı kesin, çünkü Homo sapiens birkaç yüz bin yıl daha ortaya çıkmayacaktı.

Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com

Modern insanın bir akrabasına ait bacak kemiği üzerindeki kesik izleri taş aletlerle yapılmıştı ve yamyamlığın en eski kanıtı olabilir.


Belirgin et çıkarma işaretlerine sahip bir hominin kaval kemiği. C: Jennifer Clark

1970 yılında, ünlü paleoantropolog Mary Leakey, Kenya, Ileret’te eski ve sıradan bir bacak kemiği buldu. Şimdi, 53 yıl sonra, bir araştırma ekibi, hominin fosil kayıtlarında “sistematik yamyamlık” kanıtı olabileceğine inandıkları kemik üzerinde izler buldu.

Yaklaşık 1.45 milyon yıl öncesine tarihlenen kaval kemiği (tibia), kemiğe dik bir dizi küçük kesik izine sahipti. Kaval kemiğinin hangi insan türüne ait olduğu kesin değil ama bize ait olmadığı kesin, çünkü Homo sapiens birkaç yüz bin yıl daha ortaya çıkmayacaktı.

Yeni araştırma makalesinde, bizimle ilişkili bir türün, bizimle ilgili başka bir türden et dilimlemesiyle tutarlı olarak kemik boyunca birkaç kesik izini tanımlandı. Araştırma Scientific Reports’ta yayımlandı.

Smithsonian Enstitüsü’nün Ulusal Doğa Tarihi Müzesi’nde paleoantropolog olan ve çalışmanın baş yazarı Briana Pobiner, “Kimin yediğini ya da kimin yendiğini kesin olarak bilemiyoruz.” diyor.

“Durumu karmaşıklaştıran şey, kuzey Kenya’nın bu bölgesinde, elimizde fosil kanıtlarına sahip olduğumuz üç farklı tür var. Paranthropus boisei var, Homo erectus var ve Homo habilis var. Yani gerçekten onlardan herhangi biri bu kasaplık izlerini yapan taş aleti kullanmış olabilir.”

Bir antilop çene kemiği, bir antilop önkol kemiği ve bir memeli kürek kemiği üzerinde (yukarıdan aşağıya) benzer kesik izleri. C: Briana Pobiner

Homininleri katleden homininlere dair başka kanıtlar da biliyoruz. Afrika ve Avrupa’dan elde edilen kanıtlara dayanarak Neandertallerin de tıpkı Homo sapiens gibi bunu yaptığını biliyoruz. Ancak 2,6 milyon ila 1,5 milyon yıllık bir hominin fosili üzerindeki kesik izlerine ilişkin önceki en eski kanıtlar yakın zamanda sorgulandı. Bir ekip, izlerin hominin alet kullanımından değil, doğal süreçlerden geldiğini savundu.

Pobiner kısa süre önce Kenya Nairobi Ulusal Müzeleri’nde 199 hominin fosili üzerinde çalıştı. Fosillerin çoğu, Mary Leakey ve kocası Louis tarafından yürütülenler de dahil olmak üzere, onlarca yıl önce yapılan kazılarda bulundu. Pobiner’in araştırdığı 200’e yakın kemikten sadece birinde belirgin kesik izleri vardı.

Pobiner, “Bu gerçekten güzel korunmuş kemiği gördüm. Daha yakından baktığımda bu izleri gördüm ve ‘Bunların ne olduğunu çok iyi biliyorum’ diye düşündüm. Üzerinde bu izlerin olduğu yüzlerce hayvan fosili gördüm ama tek bir hominin fosili görmedim.” diyor.

Pobiner, kesme izlerinin kalıplarını yaptı ve onları araştırmanın ortak yazarı, Colorado Eyalet Üniversitesi’nde bir paleoantropolog olan Michael Pante’ye gönderdi. Pobiner, izler hakkında hiçbir bilgi vermedi ve Pante’den izleri yapanlar hakkında kendi kararını vermesini istedi. Pante kalıpları taradı ve yaklaşık 900 benzer izden oluşan bir veri tabanıyla karşılaştırdı.

Bu eski kesme izleri, homininlerin milyonlarca yıl boyunca geliştirdiği bir teknoloji olan taş aletlerle yapılmıştı. Bilinen en eski aletler üç milyon yıldan biraz daha eski ve bu yılın başlarında şimdiye kadar bilinen en büyük hominin dişinin yanında bulunan kesilmiş hayvan kemikleri, hominin teknolojisinin temel taşı olan Oldowan alet takımının coğrafi dağılımını ve yaşını genişletti.

Homininler, her biri bireyin yapmaya çalıştığı kesim türünü gösteren üç tür kasaplık izleri bırakarak taş aletler kullandı. Ayak bileği kemiklerinde ve derinin soyulabileceği diğer bölgelerde deri yüzme izleri oluşur. Parçalanma izleri daha az kesindir ve söz konusu leşin belki de nakliye için kesildiğini gösterir. Ancak Pobiner’in tespit ettiği izler, eti ve diğer yenilebilir parçaları çıkarmak için yapılan et çıkarma izleriydi.

Bu tüyler ürpertici Pleistosen karşılaşmasının her iki tarafındaki türleri tanımlamak mümkün olmadığı için, araştırmacılar bunu belirli bir türün bir bireyinin aynı türün başka bir üyesini yediği “yamyamlık” olarak tanımlamayı bıraktılar.

Griffith Üniversitesi’ndeki Avustralya İnsan Evrimi Araştırma Merkezi direktörü Michael Petraglia, “Bu çalışma örnek niteliğinde ve modern gözlemler ve eski müze koleksiyonlarından yeni teknolojilerin uygulanması ile yeni davranış bilgilerinin elde edilebileceğini gösteriyor.” diyor.

Petraglia, “Bunun 1.45 milyon yıl önceki bir yamyamlık vakası olması tamamen mümkün. Ancak bu izole bir fosil olduğundan ve bireyin alt bacağını hangi hominin türlerinin işlediğinden emin olamadığımız için dikkatli olmalıyız.” diyor.

Bunun yanı sıra, kesik izleri kemiğin beslenme nedenleriyle veya ritüel amaçlarla kesilip kesilmediğini göstermiyor.

Kaval kemiğinde ayrıca araştırma ekibinin bölgedeki etoburların yaptığı izlerle karşılaştırdığı diş izleri de vardı. Kemiklerdekilere en çok benzeyen izler, büyük kedilerin -belki de o sırada bölgede dolaşan kılıç dişli kedilerin- ısırık izleriydi. Bir noktada, tarih öncesi bir kedi bu talihsiz insanı ısırmıştı.

Bu hominin’i ilk olarak büyük kedilerin mi, yoksa başka bir hominin’in mi ulaştığını söylemek imkansız. Büyük kediler bu hominin’i öldürmüş olabilir ve sonrasında taş aletiyle bir hominin cesedi şans eseri bulmuş olabilir ya da tam tersi. Pobiner, olayların sırasını daha fazla netleştirebilecek herhangi bir teknolojinin olmadığını söylüyor.


Gizmodo. 26 Haziran 2023.

Makale: Pobiner, B., Pante, M. & Keevil, T. (2023).

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için