Blog
Ünlü Büyük İskender Mozaiğinin Parçaları Nereden Geldi?
Mozaik, MÖ 336-323 yılları arasında hüküm süren Büyük İskender’i ve Makedon ordusunun Pers kralı III. Darius ve ordusu üzerindeki zaferini tasvir ediyor.
Erman Ertuğrul - www.arkeofili.com
Pompeii’de bulunan ünlü Büyük İskender mozaiğinin yaklaşık iki milyon parçasının çok uzaktaki taş ocaklarından geldiği ortaya çıktı.
Mozaiğin arka planındaki kuru ağaç, İskender’in burada MÖ 333’te İssos Muharebesi’nde savaştığını ima ediyor. C: Wikimedia Commons
Pompeii’de bulunan ikonik Büyük İskender mozaiğinin yaklaşık iki milyon taş ve mineral parçası, Büyük İskender’in antik krallığının ötesine uzanan taş ocaklarından elde edildi. Yeni bir çalışmaya göre bu parçalar, İtalya ve İber Yarımadası da dahil olmak üzere Avrupa’nın çeşitli yerlerindeki ve Tunus’taki taş ocaklarından gelmiş olabilir. Çalışma, PLOS One dergisinde yayımlandı.
Yaklaşık 2.000 yıllık mozaik, MS 79’da Vezüv Yanardağı’nın patlaması sırasında Pompeii’de gömülmüştü. 1831 yılında arkeologlar, Pompeii’deki varlıklı bir ailenin evi olan Faun Evi olarak bilinen bir villanın içinde mozaiği gün yüzüne çıkardı. Mozaik şu anda Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor.
Antik Roma’nın En Önemli Mozaiği
Araştırmacılar, Büyük İskender Mozaiğinin “Roma döneminin en önemli mozaiği” olarak kabul edildiğini belirtiyor. Mozaik, MÖ 336-323 yılları arasında hüküm süren Büyük İskender’i ve Makedon ordusunun Pers kralı III. Darius ve ordusu üzerindeki zaferini tasvir ediyor.
Arka planda yer alan tek bir ağaç, bu sahnenin MÖ 333’te bugünkü Türkiye-Suriye sınırında gerçekleşen İssos Savaşı olduğunu düşündürüyor. Araştırmacılar, Arap ve Orta Çağ metinlerinde, Marco Polo’nun yazıları da dahil olmak üzere, bu savaşın yerel halk tarafından “kuru ağaç savaşı” veya “yalnız ağaç savaşı” olarak adlandırıldığını belirtiyor.
Yenilikçi Tekniklerle Restorasyon ve Analiz
2020 yılında Napoli Ulusal Arkeoloji Müzesi, mozaiği restore etmek için bir proje başlattı. Bu süreçte, mozaik üzerinde invaziv olmayan bir dizi analiz gerçekleştirildi. Araştırma ekibi, X ışınlarını kullanarak nesnelerin içindeki elementleri tespit etmeye yarayan taşınabilir X-ışını floresansı (pXRF) gibi teknikler kullandı.
Araştırmacılar, “Mozaiğin taşlarının, İskender Mozaiğini karakterize eden sanatsal etkileri artırmak için ustalıkla birleştirilmiş on renk tonundan oluştuğunu” belirtti.
Bu renkler beyaz, kahverengi, kırmızı, sarı, pembe, yeşil, gri, mavi, siyah ve cam benzeri (vitreus) tonlardan oluşuyordu. Bu taşlar, geniş bir mikro-doku aralığı sunarak sanat eserindeki sanatsal etkileri vurgulamak için ustalıkla birleştirilmişti.
Mozaiği oluşturan tesseralariın yakından görünümü.
Araştırma ekibi, özellikle Büyük İskender’in yüzüne büyük özen gösterildiğini belirtiyor. Çalışmada, İskender’in yüzünün “farklı kimyasal bileşimlere sahip pembe taşlarla oluşturulduğu ve bu taşların ışık yansıma etkilerinde gözle görülür değişiklikler gösterdiği” ifade edildi. Bu detayların, mozaiğin “antik sanatlarda İskender’in belki de en ikonik ve iyi bilinen tasviri” olmasını sağladığı vurgulandı.
Taşların Kökeni
Bilim insanları, taşların Roma döneminde kullanılan taş ocaklarından geldiğini tespit etti. Örneğin, “Bazı beyaz taşlar, MÖ 1. yüzyıldan başlayarak İtalya’nın Apuan Alpleri’ndeki taş ocaklarından çıkarılan ve MS 3. yüzyıldan itibaren kullanılmayan Marmor Lunensis (beyaz kristalli kireçtaşı) ile ilişkilendirilebilir” denildi.
Ayrıca, yoğun pembe taşların Portekiz’den, bazı sarı blokların ise günümüzde Tunus’ta bulunan Roma şehri Simitthus’tan, koyu kırmızı parçaların ise Yunanistan’daki Matapan Burnu’ndan gelmiş olabileceği belirtildi.
Restorasyon İçin Önemli Bulgular
Ekip, modern dönemde yapılan restorasyonlar sırasında mozaik üzerine koruyucu bir katman olarak uygulandığı düşünülen doğal balmumu ve alçı taşı izleri tespit etti. Ayrıca, mozaiğin arka yüzeyinde yapılan endoskopik inceleme, yapının Pompeii’den müzeye taşınması sırasında destek amacıyla kullanılan alçı esaslı maddelerin bazı boşlukları doldurmadığını ortaya çıkardı. Araştırmacılar, “Bu potansiyel zayıf bölgeler restorasyon sırasında dikkate alınmalı” dedi.
Live Science. 16 Ocak 2025.
Makale: Balassone, G., et al. 2025.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >