Ural Dağları’ndaki Imanai Mağarası’nda dev mağara aslanlarına ait 500 adet kemik kalıntısı bulundu. Uzmanlar, eski çağlarda insanların bu mağarada kurban ayinleri yaptıklarına inanıyorlar.
Rus arkeologları oldukça heyecanlandıran buluntulara, Rusya’nın Başkurtistan (Bashkiria) Cumhuriyeti’ndeki Imanai Mağarası’nda ulaşıldı. Araştırmacılar, küçük bir alanda mağaranın derinlerine doğru gerçekleştirilen kazılarda, dev mağara aslanlarına ait 500 adet kemik keşfettiler.
Arkeologlar, mağarada ilk çağlara ait mızrak ile delinmiş bir ayı kafatasını da gün ışığına çıkardılar. Bunlarla birlikte mağarada çeşitli silahlar da keşfedildi. Ancak, ilk insanların bu mağarada yaşadıklarına dair herhangi bir ipucuna rastlanmadı.
Rus Bilim Akademisi, Bitki ve Hayvan Ekolojisi Enstitüsü Üst Düzey Araştırmacısı Pavel Kosintsev, “Dev mağara aslanlarına ait 500 adet kemik ve kemik parçası bulundu. Daha fazlası da bulunabilir. Bu kadar çok sayıda dev mağara aslanı kemiğine tek bir alanda rastlamak oldukça nadir görülen bir durum. Bu, dünyada bir ilk.” dedi.
Uzmanlar, soyu tükenmiş olan 5 ya da 6 dev mağara aslanının kalıntılarına ulaştıklarına inanıyorlar. Dev mağara aslanlarının yaklaşık 13,000 yıl önce soyunun tükendiği biliniyor. Dev mağara aslanları, günümüzde Afrika’da görülen aslanlardan %25 oranında daha büyük olmakla beraber, daha uzun bacaklara da sahiplerdi.
Kosintsev, “Şaşırtıcı bir şekilde, kemikler mağaranın derinliklerinde, girişin 100 metre ilerisinde bulundu. Aslanlar genellikle mağaraların bu kadar derinlerine ilerlemezler. Bu, onların pek tipik bir davranışı değildir.”
Arkeologlar daha önce de mağaraların derinliklerinde tekil kalıntılara ulaşmışlardı. Ancak, bu kalıntıların hasta ya da yaralı aslanlara, veya kaybolmuş yavrulara ait olduğuna inanılmakta. Kosintsev, mağaranın ilk çağlardan kalma bir tapınak olduğunu ve bu aslanların ilk insanlar tarafından mağaraya getirildiklerini düşünüyor.
Diğer bir deyişle, mağaranın ilk insanlar için dini bir önemi olduğuna inanılıyor.
Kosintsev: “Benzer mağara tapınakları, Çek Cumhuriyeti’nde ve Avusturya’da da bulundu. Yani, karşılaştırma yapabileceğimiz farklı örneklerimiz de var. Bu mağaranın bir tapınak olduğuna işaret eden farklı buluntular da mevcut. İlk insanların, en azından Ural Dağları’nda, mağara ayısı avladıklarına dair hiçbir kanıt bulunmamış olmasına rağmen, mağarada mızrak ile delinmiş bir ayı kafatasına da ulaşıldı.”
Araştırmacılar mağarada Orta Paleolitik Dönem’e ait 10 adet taş mızrak ucunu da gün ışına çıkardılar. Daha önce, Rusya’nın Urallar bölgesinde yalnızca 2 adet mızrak ucu bulunmuştu.
Kosintsev, “İnsan faaliyetlerine yönelik mağarada rastlanan tek kanıt mızrak ucu. Bu oldukça ilginç. Eğer ilk insanlar bu mağarada yaşamış olsalardı, mızrak uçlarının yapımına dair ipuçları ve yedikleri hayvanlara ait kemik kalıntıları da bulunurdu. Burada yalnızca mızrak ucuna rastlandı ve bu da mağaranın eskiden tapınak olduğu hipotezini güçlendiriyor. İnsanlar burada yaşamadılar, burayı başka amaçlarla kullandılar.” dedi.
Son buluntuların tarihlendirmesi henüz yapılmadı. Ancak, mağaranın keşfi sürecinde üst katmanlardan toplanan malzemeler neredeyse 30,000 yıl öncesine tarihlendirildi.
Araştırmacılar mağarada yapılacak yeni keşifler konusunda da oldukça iyimser düşünüyorlar. “Alt katmanlarda ele geçirilen yeni buluntular 60,000 yıl öncesine uzanıyor olabilir. Eğer daha da eski bir tarihe dayanıyorlarsa, bu mağara dünyanın bu tipteki en eski tapınağı olabilir. Ancak, elbette ki asıl verileri beklememiz gerekiyor.”
Kazıların gelecek yıla kadar devam etmesi planlanıyor.Arkeofili.com
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >