Blog

Şuu13

Uzay Boşluğunda Arkeoloji Yapılabilir mi?

Kategori: Arkeoloji ve Sanat Haberleri  |  Yorum: 0 yorum

etiketler  astronotçöp projesiLunar Xuyduuzayuzay boşluğu



Uzay Boşluğunda Arkeoloji Yapılabilir mi?

Yazar:  Tarih: 12 Şubat 2019

Arkeoloji denildiğinde büyük olasılıkla aklımıza piramitler, antik kalıntılar ve mumyalar geliyor; Peki ya uydular, astronotlar ya da uzay istasyonları?

Keşif Aracı Uluslararası Uzay İstasyonuyla Bağlantıya Hazırlanıyor. C: Getty

Geçtiğimiz aylarda Avustralya Araştırma Konseyi, yıllık keşif hibelerinin alıcılarını açıkladı. Finansman için seçilen projeler arasında Dr. Alice Gorman ve Dr. Justin Walsh tarafından yönetilen Uluslararası Uzay İstasyonu Arkeoloji Projesi (ISSAP) yer aldı. Bu hibe, uzay arkeolojisinin gelişen alanı için büyük bir haberdi.

Arkeoloji genellikle antik dünyanın incelenmesi olarak düşünülür, fakat bu disiplin, maddi kültürün incelenmesine odaklanan bir dizi yöntem kullanılarak daha iyi anlaşılır. Bu yöntemler ile arkeologlar, insan yapımı ve iskan edilen mekanları herhangi bir zaman ya da mekanda inceleyebilirler. Günümüze bu arkeolojik yöntemlerin uygulanması çağdaş arkeoloji olarak bilinir. Bu alanın kökleri, Dr. William Rathje’nin, Arizona’da Tucson topraklarını inceleyen bir arkeolojik proje kurmasıyla 1970’lere kadar uzanabilir.

Rathje’nin Çöp Projesi olarak bilinen projesi, daha önce hiç görülmemiş bir insan kültürü ve davranış portresi yaratmak için, Tucson sakinleri ile yapılan görüşmeler ve anketler de dahil olmak üzere, kazı ve eser analizi gibi standart arkeolojik yöntemleri bir araya getirdi.

Projenin ilginç sonuçlarından biri, abur cubur tüketimi ile ilgiliydi. Rathje insanlara ne kadar abur cubur tükettiklerini sorduğunda, insanlar hemen hemen hiç böyle şeyler yemediklerini ya da çok az bu yiyecekleri tükettiklerini belirtti. Ancak çöpler karıştırıldığında, cips ve kurabiye poşetlerinin çok fazla olduğu görüldü. Bu sonuç şaşırtıcı olmasa da, Rathje bu sonucu, insanların söylediklerini değil, ne yaptığını vurgulamak için arkeolojik yöntemlerin gücünü göstermek için kullanabildi.

Uzay arkeologları, Rus Ortodoks ikonları ve kozmonot Yuri Gagarin’in bir fotoğrafı da dahil olmak üzere bu fotoğrafta 30’dan fazla kültürel eseri katalogladı.

ISSAP, pratikte çağdaş arkeolojinin yeni bir örneği. Uzay boşluğunda insan yaşam alanlarını incelemeye odaklanan ilk arkeoloji projesi olan ISSAP, uzay istasyonunda bulunan fiziksel ortam ve malzemelerin, çok kültürlü bir mikro-kültürün gelişimini nasıl şekillendirdiğini incelemeyi amaçlamakta.

ISSAP’ın kökenleri, arkeologların çöplerde buldukları etkileyici şeylerde yatmakta. Queensland’da gece gökyüzünü seyreden Gorman şöyle düşünür: “Yıldızlara bakıyorum, ama aslında gök, uydularla ve uzay çöpleriyle dolu.”

Walsh, uzay arkeolojisine olan ilgisinin kültürel miras üzerine bir ders verirken ortaya çıktığını söylüyor. Sınıfındaki bir öğrenci el kaldırıp soru sormuştu: “Uzaydaki şeyler de miras sayılır mı?” Walsh, bu olasılığı hiç düşünmemişti, ama öğrenci sorduğu anda kafasında bir ampul yandı. Belli ki insanlığın uzaydaki ilk atılım alanlarını miras olarak kabul etmek gerekirdi.

Walsh’un ilgisini teşvik eden şey sadece uzayda kültürel mirasın varlığı değildi. Google’ın 2007’de Lunar X Ödülünün bir parçası olarak “Miras Bonusu” ilan ettiği zaman mirasın karşılaştığı kolayca görülen tehditlerdi.

Lunar X yarışması, Google tarafından Ay’a robotik bir gezicisyi başarıyla ilk indiren ilk özel şirkete 20 milyon dolarlık bir ödül vermesi için kuruldu. Miras bonusu, Ay’daki bir önceki insan iniş bölgesinin resimlerini gönderen ekibe fazladan 1 milyon dolar daha teklif sundu. Walsh ve Thomas, bu sitelerin yakınında yer almaya teşebbüs ederek, Google’ın ödül parasıyla harekete geçen özel firmaların, insan başarılarının bu muazzam örneklerini istemeyerek yok edebileceklerine dair endişelerini dile getirdi.

Bu ilgi ve kaygılar, Gorman ve Walsh’ın, uzayda yaşayan insanlar bağlamında arkeolojik yöntemlerin nasıl uygulanabileceğini sormaya başlamasına neden oldu. 18 yıllık sürekli işgali ile Uluslararası Uzay İstasyonu bu yeni yaklaşımı keşfetmek için mükemmel bir ortam yarattı. ISSAP tarafından yürütülen ön çalışmalar, istasyonda sergilenen kültürel ve dini sembollerin dağılımını incelemiş ve bu yılın Ocak ayında, proje üyeleri gerçek uzay çöpünü Dünya’ya taşıyan bir kapsülün açılmasını gözlemlemişlerdi.

Avustralya Hükümeti tarafından yeni verilen Keşif Programı ödülüyle ISSAP, özellikle Uluslararası Uzay İstasyonu ile ilgili astronotlar ve uzay araçları tarafından üretilen ve dağıtılan 18 yıllık dijital veriyi yöneterek bir veri tabanı oluşturmak için araştırmalarını genişletmeyi planlıyor.

Walsh ayrıca, projenin, “karasal sitelerde toplanan toprak örneklerine benzer yüzey numuneleri” de dahil olmak üzere, özel olarak talep edilen verileri toplayarak ISSAP’a yardımcı olacak bir mürettebat üyesi olması için onay arayışında olduğunu bildiriyor.

Uzay arkeolojisi için bu ilk küçük adım, arkeoloji disiplini için ise dev bir adımdı. Tozlu eski kalıntılar her zaman arkeolojik araştırmaların bir parçası olacak fakat, ISSAP bize arkeolojinin amacının, tüm çeşitlerinde insan kültürünü incelemek olduğunu hatırlatıyor.


Forbes. 3 Aralık 2018.-www.arkeofili.com

Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >

Yazıya Yorum Ekleyin

* Takma ad kullanabilirsiniz

* Yorumunuzda görülmeyecektir

 Evet   Hayır* Her defasında yeniden girmemeniz için