Anasayfa > Kitap > Arkeoloji & Eski Çağ Tarihi< Geri dönün

Daha ayrıntılı olarak görmek için ana resmin üzerinde fareyi hareket ettirin.

Aktüel Arkeoloji Dergisi Sayı 71

Yayınevi: Aktüel Arkeoloji

Ürün Kodu: 13075756-071

329,00 TL  (KDV Dahil)

Kargoya verilme süresi: 1 - 5 İş Günü

Ürün tükenmiştir!

Ürün temini hakkında bizimle iletişime geçebilirsiniz.



Uygarlığın estetik ile arasını açtığı, estetiği sadece bir şekle dönüştürdüğü bir zamanda yaşıyoruz. Estetik, antik çağlar boyunca kavramsal olarak çok bilinen ve üzerine düşünülen bir ifade olmamasına rağmen yaşamının, sanatın ve felsefenin içinde normalleşerek içselleşmişti.

Modern çağda estetik, idealden daha çok ütopyaya evrilmiş bir kelimeye dönüşmüş, metalaşmış, dışsallaştırılmış görünür. Geçmiş uygarlıklara ait kalıntılar - ki bunlar antik çağda gündelik yaşamın bir parçasıydı - modern çağ insanı için estetik değer ifade ettiği için özel koşullar altında saklanıyor. Estetikten uzaklaşan hayal gücü kendine yeni düşünceler sağlasın diye müzeler, sergiler ve özel koleksiyonlar içinde yeniden üretilmeye çalışılıyor. Estetik, yaşamın ve toplumsal paydanın gerçekliğinden çıkarılıp ütopik bir metaya dönüştükçe kentlerimiz ve buna bağlı tüm yaşam alanlarımız, günlük kullanım gereçlerimiz, sanatsal üretimlerimiz kısacası her şey makineleşiyor, tek tipleşerek estetikten uzaklaşıyor. Çirkin kentler ve kopya yaşamsal alanlar yaratılıp buralarda yaşamaya mahkum edilmek, modern çağ insanını mutsuz ediyor.

Estetik sayısı ile uygarlık tarihinin farklı zamanlarında ve farklı üretimlerinde hayal gücünün doğa ile insan ilişkisinde nasıl birleşip ayrıştığını gösteren birçok içeriği bir araya getirdik. Anlamı arayan ve onu gerçeklik ile deneyen sanatçıların ya da zanaatkarların ya da sıradan insanların günümüze ulaşmış eserleri ya da ürettikleri üzerinden uygarlığın nasıl kültürel kırılmalar yaşadığını görebiliyoruz. Bazen bir kap üzerine bezenmiş yeni bir motif, bazen bir heykelde yakalanan bir duruş ya da bir mimari eserde görülen değişim uygarlığın hayal gücünü bir sonraki aşamaya taşıyor. Estetik değerlerini, sanatsal hayal gücünü kaybetmiş bir toplum olarak antik çağdan günümüze ulaşan ve birer gururumuz olan eserleri neden yok ederiz? Hasankeyf’in estetik birikimini ve bu birikimin altında yer alan kültür şölenini bir beton yığınıyla neden yok ettiğimizi bir kez daha düşünelim. Hasankeyf için geç değil!

Eylül- Ekim 2019