Anasayfa > Kitap > Arkeoloji & Eski Çağ Tarihi< Geri dönün

Daha ayrıntılı olarak görmek için ana resmin üzerinde fareyi hareket ettirin.

Aktüel Arkeoloji Dergisi Sayı 91

Yayınevi: Aktüel Arkeoloji

ISBN: 13075756-091

329,00 TL  (KDV Dahil)

Kargoya verilme süresi: 1 - 5 İş Günü

Adet Seçiniz

  Adet


ISBN: 13075756-091
Yazar: Kolektif
Cilt tipi: Karton Kapak

Geçmişin hafızası olan tarihi eserlerimizin korunmasına yönelik çalışmalar depremin ilk saatlerinden itibaren başlamıştır. Bu bağlamda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün Afet Acil Durum Eylem Planı devreye girmiş ve hasar tespit çalışmaları yürütülmüştür. Öncelik deprem bölgesinde yer alan müzelere verilmiş olup, özellikle eserlerin korunmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Müzelerimize ivedilikle takviye personel gönderilmiş ve ilk yapılan gözlemler kamuoyuna duyurulmuştur.

Ülkemizin güney ucunda yer alan Antakya, tarihi boyunca şiddetli depremler yaşamıştır. Bölgede meydana gelen depremlere ilişkin en erken yazılı kaynak olan Assur çivi yazılı tablette, Ninive’de MÖ 1274-1234 yıllarına tarihlenen depremin 21 Eylül günü meydana geldiği kentin büyük bir kısmının yerle bir olduğu ve tapınakların yıkıldığı anlatılır. Kurucusu olan Seleukos’un babasının adını taşıyan kadim kent Antakya’nın depremlerle bitmeyen mücadelesi, kentin her yıkımdan sonra yeniden kurulduğunu ve kuruluşundan günümüze kadar devam eden çok katmanlı bir kent olduğunu göstermektedir.

Güneyde Sina Yarımadası’ndan başlayan ve Kahramanmaraş’a kadar uzanan Ölü Deniz Fayı ile devamındaki Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fayları, sismolojik açıdan oldukça aktif bir coğrafyada yaşadığımızın en önemli kanıtları. Batıdaki Afrika levhası ile doğudaki Arap levhasının hareketleri ile oluşan Ölü Deniz Fayı, kuzeyde Doğu Anadolu Fayı’nı tetikliyor. Arap levhası Anadolu levhası üzerine büyük bir baskı uyguluyor ve yüzlerce yıl sonra açığa çıkan ani enerji boşalmaları ise hayatlarımızı temelden sarsıyor… Depremin merkezi olan Kahramanmaraş, Levant Koridoru’nun kuzey ucunda yer alıyor. Yukarı Dicle Havzası’nda yürütülen arkeolojik kazılarda, Neolitik Dönemden Demir Çağına kadar açığa çıkarılan yerleşimlerdeki yapılarda depremlerin yıkıcı etkisi açıkça görülebilmektedir. Anadolu’nun tarihsel gelişimi için önemli bir stratigrafi sunan, Kütahya ilinde yer alan Seyitömer Höyük’de uzun yıllar devam eden kazılarda, IV. Tabakası olan Orta Tunç Çağı yerleşiminde deprem felaketine ait izler tespit edilmiştir.

Ülke olarak, büyük kayıplar verdiğimiz deprem felaketinin yası içindeyiz. Yaşamını yitiren yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyoruz.

Necdet AKGÖZ

Türkçe

Mart - Nisan 2023

18,50 x 27 cm