< Geri dönün
Goya : Zamanın Tanığı
Yayınevi: Pera Müzesi
ISBN: 9789759123987
525,00 TL (KDV Dahil)
Kargoya verilme süresi: 1 - 5 İş Günü
Ürün tükenmiştir!
Ürün temini hakkında bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Yazar: Begüm Akkoyunlu Ersöz, Tania M. Bahar
Cilt tipi: Karton Kapak
“Goya, her zaman büyük bir sanatçı, sık sık da dehşet uyandıran bir sanatçıdır… Cervantes döneminde zirveye ulaşan, temelde neşeli ve şakacı İspanyol yergici ruhuna çok daha modern bir şey, günümüzde çok takdir gören bir nitelik, tanımlanamayana düşkünlük, hayvani özellikler edinmiş insan çizgileriyle dehşetengiz bir doğa kavramı eklemiştir…”
Charles Baudelaire, Estetik Arayışlar (1868)
Sergide dünya sanat tarihinin en büyük ustalarından Francisco de Goya’nın izlediği sanatsal yolun bir rotası çizilmektedir. Kendinden önceki üstün resim geleneğinin mirasçısı olan Goya, modern anlatımların da habercisi olarak anılır. İspanya ve tüm Avrupa’nın çalkantılı bir dönemine tanıklık eden ressam, toplumsal olayları eleştirel bir bakış açısıyla yansıtır. Gerçekçi ve yer yer ürkütücü üslubuyla karanlığın en iyi anlatıcılarından biri olan Goya’nın gravür serileriyle çeşitli yağlıboyalarını buluşturan sergi, bir dönemin ruhuna tanıklık ederken ressamın sıradışı imgelemine de ışık tutuyor.
Tezhipçi José Goya’yla Gracia Lucientes’in dördüncü oğlu olarak 30 Mart 1746’da Zaragoza’da doğan Francisco de Goya, en yakın arkadaşı Martin Zapater ile yollarını kesiştiren Escuelas Pias okuluna ardından, Aragon resminin temellerini öğrendiği ressam José Luzán’ın okuluna devam etti.
Goya 1775 yılında olasılıkla kayınbiraderi Francisco Bayeu’nun tavsiyesiyle, saray başressamı Antonio Rafael Mengs tarafından Madrid’e çağrıldı, aynı yıl Santa Bárbara Kraliyet Halı Fabrikası’nın desen ressamlığı işi kendisine verildi. 1786’da kraliyet ressamlığına getirilen Goya, IV. Carlos’un 1789’da tahta çıkmasından sonra saray ressamlığına atandı, 1799’da saray başressamı oldu.
Görevleri arasında kral ve kraliçenin portrelerinin yapımı da vardı. Goya’nın ilk portrelerinde, hayranı olduğu Velázquez’in etkileri görülürken sonraları daha doğal, canlı ve kişisel bir anlatıma yönelmiştir. İdealize etmeden, yer yer yergici ve alaycı bir yaklaşımla ele aldığı bu portrelere figürlerin kişisel özellikleri yansımıştır.
Goya gravür çalışmalarına 1778’de bu alanda söz sahibi olan İtalyanlar’ın ve Velázquez’in eserlerini kopyalayarak başladı. 1799’da yayımladığı ilk dizisi Kapriçyolar’dır. 18. yüzyıl sonu İspanyol toplumunun, özellikle soyluların ve din adamlarının yergisi niteliğindeki bu serisinin ardından, 1810 yılında Başkomutan Palafox tarafından kuşatma sonrasında kentin durumunu yansıtan eserler üretmesi için gönderildiği Zaragoza’da ikinci serisi Savaşın Felaketleri’ni hazırlamaya başlamıştır.
Goya 70 yaşına geldiğinde mali sıkıntılarla karşı karşıyaydı, öte yandan 5 Mayıs 1814 tarihinde baskı sansürü uygulaması yeniden başlatılmış ve Engizisyon tekrar kurulmuştu. Bir gravür dizisi için en uygun konu, çocukluğundan itibaren çok meraklı olduğu boğa güreşleri gibi görünüyordu. İspanya’dan çok Avrupa’nın geri kalanında tanınan Boğa Güreşi serisi 1815-1816 yılında bu şekilde doğdu.
Goya’nın 1815-1824 yılları arasında hazırladığı Zırvalar serisinde ise grotesk kişiler ve şeytanların anlaşılmaz formları hayali bir manzara oluşturur ve mantıktan tamamen kopuktur. Bu dizi ancak bir yüzyıl sonra ortaya çıkacak olan sürrealizmin habercisi niteliğindedir.
Türkçe
2012
389 Sayfa
24 x 28 cm