Toplum ve Karakter

Mimari dışında böyle bir konu nereden aklına geldi diye sorabilirsiniz. Uzmanlık alanıma giren bir konu değil. Bir din adamı yahut sosyolog değilim. Ama Türkiye'de yaşayan sade bir vatandaş olarak bizim de yorum yapma hakkımız olduğunu düşünüyorum. Kitabı okuduktan sonra göreceğiniz gibi; karşıt düşünceleri örnek vererek, sonucu daha çok okuyucunun kararına bırakmayı yeğledim. Tabii kendi görüşlerimi de ekledim. Dikkat edilirse çizmeyi aşmadan sadece (Kuran'ın esasına dokunmadan) şekli reformlardan bahsettim.
Uzun emek ve çalışmalar sonu meydana getirilen din kitaplarına bakınca yaptığım bu iş acaba doğru mu? diye kendi kendime soruyorum. Ama biliyorum ki bazen, konuyu yaşayan ama teknik donanımı olmayan birisi sorunu daha iyi görebiliyor (dikiş makinesini bir makine mühendisinin değil de bir terzinin bulması gibi). Zaten ben de burada yeni tezler üretmekten çok analiz yapıyorum. Daha önce dil ve din üzerine yazdığım iki makaleden de cesaret buldum.
Yadırgadığım diğer bir husus da din adamlarına “Bilim Adamı” denilmesi. Din bir bilim değil inançtır. Bilimin deneye ve ispata dayandığını biliyoruz. Din kabullerden oluşur. Üniversite mezunu din adamlarımız fakültelerinde aldıkları biçimlenme nedeni ile belki kendilerine böyle bir sıfat yakıştırabilirler ama bu sonucu değiştirmez. Bizde mühendislik de öyledir. Orman mühendisi, ziraat mühendisi vs gibi. Hâlbuki mühendislik ciddi matematik bilgisi ve kafası gerektiren bir şeydir. Ancak hesap kitap ile sıkı ilişkisi olan kimselere mühendis denebilir.

Türkçe

2014

69 Sayfa

14,50 x 21 cm