Blog
Antik Dönemde Köpeklere Yazılmış 8 Dokunaklı Yazıt
Antik Dönemde Köpeklere Yazılmış 8 Dokunaklı Yazıt
Aslında insanlar ölen hayvanları için yazılı tarihin çoğunda yas tutuyordu ve bazılarının köpeklerine karşı ne hissettiklerini biliyoruz.
Bugün insanların çoğu evcil hayvanlarını sadece evcil hayvan olarak değil, ailelerin hakiki üyeleri olarak görüyor, bu yüzden bir köpeğin, kedinin veya değer verilen başka bir canlının ölümünün, sevilen bir insanı kaybedildiğinde yaşanan acı kadar güçlü olması çok normal.
Ancak evcil hayvanlara karşı bu kadar hassas bir duyguya sahip olmak, yumuşak ve duygusal bir toplumun göstergesi olan modern bir hadise değil. Aslında, insanlar ölen hayvanları için yazılı tarihin çoğunda yas tutuyorlardı ve hiçbir yerde Antik Yunan ve Roma’nın köpekleri için yazılan bu yürek parçalayan yazıtlardan daha belirgin değillerdi.
İşte köpekler için yazılan en dokunaklı antik yazıtlardan 8 tanesi:
1- “On beş yıl önce seni kendi ellerimle getirirken sevindiğim kadar, seni son dinlenme yerine götürürken gözü yaşlıyım.”
Evcil hayvan sahibi olan bu insanlar, arkadaşlarını son yolculuğuna uğurlarken, ölen köpekleri için açıkça ağlamaktan utanmadılar.
2- “Bu yolu geçen sen, bu bir köpeğin mezarı olmasına rağmen, eğer bu anıta tesadüfen dikkat edersen, gülme, sana dua ederim. Gözyaşları benim için düştü ve bir efendinin eli tarafından toz üstüme yığıldı.”
Evcil hayvan mezarlıklarından önceki bir çağda, Yunan ve Romalılar evcil hayvanlarını yol kenarı boyunca bu gibi işaretli mezarlara gömerlerdi – hafife almadıkları kederli bir hareket ile.
3- “Gözlerim gözyaşlarıyla ıslandı, küçük köpeğimiz, seni (mezara) koyduğumda… Yani, Patricus, bir daha asla bana bin öpücük vermeyeceksin. Asla kucağımda mutlu olamazsın. Üzüntü içinde seni gömdüm ve hak ediyorsun. Mermerin dinlenme yerine, seni her zaman gölgemin yanına koydum. Niteliklerinde, bilge bir insan gibisin. Ah, ben! Ne sevilen bir arkadaşı kaybettik!”
Bu metin, yas tutan sahibi tarafından yazılmış bir İtalyan köpeği olan Patricus’un mezar taşında bulundu. Unutmayın ki, bu dönemde bile evcil hayvanlar insanlara benziyordu.
4- “Karşılaştırmasız ve övülmeye layık ruh, evlatlık Helena’ya”
Evcil köpekler, özellikle de finolar, genellikle “evlatlık” olarak adlandırıldı, dahası o zamana kadar evlat edinilen evcil hayvanlara bile aile üyeleri gözüyle bakıldığı varsayılıyor.
5- “Bu, Rhodope’nin gözyaşı döktüğü ve bir insan gibi gömülen, ölmüş köpek Stephanos’un mezarı. Ben köpek Stephanos ve Rhodope benim için bir mezar yaptı.”
Burada, Stephanos adlı bir köpeğin, bu yazıtı okuyan herkesin hayvanın onun için ne anlama geldiğini bildiğinden emin olmak isteyen efendisi Rhodope tarafından yası tutulmuş.
6- “[Myia] asla sebepsiz havlamadı, ama şimdi o sessiz.”
Bu köpeğin sahibi hayvanı için basit ama güçlü kelimeler sunuyor.
7- “Buradaki taş, Eumelus’un en sadık koruyucusu olan, beyaz köpek Melita’nın bulunduğunu söylüyor; henüz hayatta iken onu aradılar; ama şimdi sesi gecenin sessiz yollarında tutuklu.”
Eumelus için, ölen evcil hayvanı Melita açıkça bir hayvandan daha fazlasıydı, daha ziyade sadece şiirsel terimlerle tanımlanabilecek bir alemin ötesine geçmiş bir ruha sahip bir yaratıktı.
8- “Issa, Lesbia’nın serçe sevgisinden daha şuh, bir üveyik öpücüklerinden daha saf, kıvrılıp yatan bekar yüz kızdan daha tatlı, Hindistan’ın değerli taşlarından daha nadir. O Publius’un evcil hayvanı, sevgili Issa; O duyduğun bir insan sesi gibi inliyor.”
Bu uzun epigrafide Publius’un köpeği Issa, o zamandan beri kaybolan bir resim veya heykelde anımsanan mitolojik terimlerle tanımlanıyor.
Bu yazı hakkında yorum bulunamamıştır. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz >